1 / 64

Yoğun Bakımda Yatan Hasta ve Yakınlarının Yaşadıkları Psijik Sorunlar ve Hemşirelik Yaklaşımları

Yoğun Bakımda Yatan Hasta ve Yakınlarının Yaşadıkları Psijik Sorunlar ve Hemşirelik Yaklaşımları. Yoğun Bakım Hemşireliği Kursu Öğr . Gör. Saliha Bozdoğan. İnsan yaşamındaki en değerli kavram: SAĞLIK.

adanna
Download Presentation

Yoğun Bakımda Yatan Hasta ve Yakınlarının Yaşadıkları Psijik Sorunlar ve Hemşirelik Yaklaşımları

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Yoğun Bakımda Yatan Hasta ve Yakınlarının Yaşadıkları Psijik Sorunlar ve Hemşirelik Yaklaşımları Yoğun Bakım Hemşireliği Kursu Öğr. Gör. Saliha Bozdoğan

  2. İnsan yaşamındaki en değerli kavram: SAĞLIK Yaşam süresince bireyler, zaman zaman sağlıklı olma durumundan uzaklaşarak tedavi ve bakımı gerekli kılan hastalık durumu ile karşı karşıya gelmektedirler

  3. HASTALIK • Tıbbi açıdan fizyolojik ve organik süreçlerle biyolojik, psikolojik, psikoseksüel, entelektüel, sosyal, çevresel ve ailesel çok boyutlu bir yaşam, kimlik ve var oluş krizidir

  4. Hastalık Durumunda • Bozulan dengenin düzenlenmesi, • Bireyin fizyolojik, psikolojik ve sosyal sağlığına kavuşabilmesi için • hastaneye yatması gerekebilir.

  5. Yoğun Bakım Normal klinikte bakım ve tedavisinin yeterli olmadığı durumlarda, yoğun bakıma yatış, Yoğun bakım, yaşamı akut olarak tehdit eden bir hastalığı olan ya da böyle bir hastalığın gelişmesi beklenen bireylere verilen multidisipliner bakım ve tedavi şeklidir.

  6. Hasta Günlük yaşamında sağlıklı bir biçimde yaşamını sürdüren birey, sağlığın kaybıyla birlikte hasta rolünü üstlenmektedir. Bu yeni rol bedensel hastalığın, hastanın kendisine özgü anlamları nedeniyle ruhsal durumun etkilenmesine neden olmaktadır.

  7. Hastalık bireyde….. Başkalarına bağımlı olma ya da bağımsızlığını tümüyle kaybedeceği korkusu, ayrılık endişesi, gelecek kaygısı, ölüm korkusu, beden, organ ve bölümlerinin zedeleneceği korkusu, pişmanlık, suçluluk duygusuna yol açabilmektedir.

  8. Sonuçta…. Anksiyete, Depresyon, Regresyon, Kızgınlık, Matem reaksiyonu ve Yadsıma gibi emosyonel tepkiler görülmektedir

  9. Yoğun bakıma yattığında Anksiyete, Depresyon, Uyum güçlükleri, Deliryum

  10. Ancak …. Akut olarak gelişen yaşamı tehdit eden durumlardaki emosyonel ve davranışsal değişikliklerde bazen var olan medikal hastalıktaki değişimin bir semptomu olabileceği unutulmamalıdır.

  11. Yoğun bakıma yatan hastalarda 1 ve 2. günlerde anksiyete ve korku 2. ve 3. gününde inkâr hasta bu evrede medikal tedaviyi reddedebilir 3. ve 4. günlerde demoralize ve deprese görünümdedir. iki haftadan daha uzun süren depresif tablo varsa majör depresyon.

  12. Yoğun Bakım Ünitelerinde Sık Karşılaşılan Psikiyatrik Tanılar Koroner YBÜ • Anksiyete • Depresyon • Uyum sorunları • Hostilite • Deliryum • Psikoz • Cerrahi YBÜ • Deliryum • Depresyon • Anksiyete • Uyum sorunları • Tıbbi YBÜ • İntihar girişimi • Depresyon • Alkol/madde yoksunlukları • Deliryum • Kişilik bozukluğu

  13. YAYGIN KLİNİK DURUMLAR • Deliryum • Ajitasyon • Depresif Reaksiyonlar

  14. Deliryum • Ani başlayan, • Genel olarak bilişsel işlevlerin bozulması, bilinç durumunda değişiklik, • Dikkat bozuklukları, • Artmış ya da azalmış psikomotor aktivite • Uyku-uyanıklık döngüsünün düzensizliği ile karakterize, geçici organik mental sendromdur.

  15. Deliryum Özellikle yoğun bakımlarda izlenen hastalarda ortaya çıkan davranış bozukluklarında deliryum akla gelmelidir.

  16. Deliryum • Hastalar, illüzyon ve halüsinasyon gördüklerini, • Kendilerini yalnız, korku içinde hissettiklerini, kaygı duyduklarını, • Çevredeki ufacık değişikliklerin büyük uyarılar ve anlamlar taşıdığını, • Ayrıca hemşirelerin kendilerine olan yaklaşımlarının büyük anlamı olduğunu belirtmişlerdir.

  17. Deliryum Hemşire-hasta iletişimi deliryumdaki hastaların oryante olmaları deliryumun önlenmesinde ve tedavisinde en önemli noktalardan biridir. Hemşirelerin insanca, şefkatli dokunuşları, hasta yakınlarının desteği, yoğun bakım hastalarının serviste hatta hastaneden çıktıktan sonra bile sosyal olarak desteklenmesi deliryumu önlemede, etkilerini azaltmada ilaçlardan önce gelen ve daha önemli faktörlerdir.

  18. Deliryum Tedavi İki Yaklaşım vardır Birincisi deliryumu başlatan geri döndürülebilir tüm nedenlerin ortadan kaldırılması, ikincisi de semptomatik ilaç tedavisidir. Öncelikle hastanın risk faktörleri belirlenmelidir. Bu faktörlerden geri döndürülebilir, düzeltilebilir olanlar düzeltilmelidir.

  19. Deliryum Tedavi Yaklaşımı • Fizyolojik destek, • İletişim, • Çevresel faktörlerin düzeltilmesi, • Psikososyal destek, • Konsültasyonlar, • Bilişsel ve dikkati kısıtlama • İlaç tedavisidir.

  20. Fizyolojik Destek • Sıvı, elektrolit dengesinin düzenlenmesi, • Normal beslenmenin sağlanması, • Vücut ısısının normale döndürülmesi, • Normal uyku/uyanıklık döngüsünün sağlanması, • Doğal dışkılama ve idrar yapma şekline geri dönülmesi, • Oksijenasyonun düzeltilmesi (düşük oksijen satürasyonu olan hastalara oksijen verilmesi),

  21. Fizyolojik Destek • Kan şekerinin kontrol altına alınması, • Kan basıncının normal sınırlarda tutulması • Dinlenme ve aktivite saatlerinin belirlenip, hasta bakımının bir plan içinde verilmesi ve hastanın yorgunluğunun azaltılması, • Hareketsizliğin azaltılıp, hastanın mobilizasyonunun sağlanması, • Hastanın rahatsızlığının ve ağrısının giderilmesi, • İnfeksiyonların erken tanı ve tedavisinin yapılması.

  22. İletişim • Kısa kolay cümleler kurun. • Yavaş ve anlaşılır konuşun, bağırmayın ve acele etmeyin. • Hastaya ismiyle hitap edin. Hangi ismi kullandığını öğrenin ve kendine oryante olmasını sağlayın. • Sorularınızı tekrar edin, cevap için yeterli süre tanıyın. • İşaret ederek ve canlandırarak konuşun. • Hastaya ne yapmasını istediğinizi söyleyin, ne yapmaması gerektiğini değil.

  23. İletişim • Hastanın ne söylediğini dinleyin. Hareketlerini ve duygulanımlarını izleyip, anlamaya çalışın. • Hasta konfüze değilken konfüzyon ve sonuçları hakkında bilgi verilmeli ve tedavi planı hem hasta hem de ailesiyle görüşülmelidir. • Deliryum sırasında ve iyileşme sürecinde hastalara güven verilmelidir.

  24. Çevre, Işıklandırma ve Ses Düzeni • Yoğun bakım sakin, sessiz tutulmaya çalışılmalı, dolaylı loş ışıklandırma kullanılmalı ve gürültü minimumda tutulmaya çalışılmalıdır. • Hastanın algılamasını düzeltecek gözlükler, işitme cihazları ilk fırsatta takılmalıdır. • Gece konfüzyonlarını önlemek için gece lambaları kullanılabilir. • Ajite davranışların azaltılmasında kişiselleştirilmiş müzik dinletilmesi faydalı olabilmektedir.

  25. Çevre, Işıklandırma ve Ses Düzeni • Günlük rutinin bir parçası olarak hastanın kişi, yer ve zaman oryantasyonu yapılmalıdır. Konfüze hastalarda oryantasyon bilgileri sık sık tekrar edilmelidir. • Hastaya içinde bulunduğu ortam, çevredeki araçlar (monitörler, intravenöz yollar, oksijen tüpleri, drenaj tüpleri, kateterler), kurallar, bakım planı ve güvenlik kuralları (düşmemesi için bağlanması gerekebileceği vb.) ayrıntılı olarak anlatılmalı, bilgi verilmelidir.

  26. Çevre, Işıklandırma ve Ses Düzeni • Çağrı ışıkları varsa, hastaya nasıl kullanıldıkları gösterilerek anlatılmalı ve hastaların kullanmaları sağlanmalıdır. • Takvim ve saat hastaların görebileceği mesafede olmalı ve hastaların dikkatleri çekilmelidir. • Çevredeki resimler, alarmlar, dekorasyonlar, televizyon, radyo ve çağrı sistemleri yanlış algılamalara sebep olabilir. Bu tip ekstra görüntüler kısıtlanmalı veya hastalara teker teker anlatılmalıdır.

  27. Çevre, Işıklandırma ve Ses Düzeni • Günlük rutinler sabit ve yapılandırılmış olmalı, hastanın doktoru ve hemşiresi mümkün olduğunca değişmemelidir. • Hastanın evinden eşyalar getirilebilir ve hastanın kendi elbiselerini giymesine izin verilebilir. Bu konuda temizlik ve sterilizasyona dikkat edilmelidir. • Özellikle geceleri oda değişikliği yapılmamalıdır. Deliryumdaki hastalar mümkünse tek başlarına bir odaya konmalı, asla iki deliryumdaki hasta yan yana bulundurulmamalıdır.

  28. Çevre, Işıklandırma ve Ses Düzeni • Hastalar mümkün olduğunca bağlanmamalıdır. Hasta yakınları alınıp, hasta başında oturtulabilir. Eğer bağlamak zorunlu ise, hasta en az kısıtlayıcı şekilde bağlanmalıdır. • Hastanın hemşire deskine yakın bir yere taşınması düşünülebilir veya hastaya bakan hemşirenin birebir bakım vermesi sağlanabilir.

  29. Çevre, Işıklandırma ve Ses Düzeni • Hasta hiperaktifdeliryuma girerse ne yapılacağına dair bir plan yapılmalıdır. Böyle bir durumda, hastaya mimikler ve hareketlerle tehdit oluşturulmamalı, eller her zaman hastanın görebileceği şekilde tutulmalı, hasta ve çevresinden zarar verebilecek her şey uzaklaştırılmalıdır.

  30. Psikososyal • Hastaların kendi bakımlarına yardım etmeleri sağlanmalıdır. Hastalar kendi yapabildikleri şeylerin sınırlarını keşfetmeli, fakat yapmak istemedikleri şeylere zorlanmamalıdır. • Hastaya korkuları ve duyguları sorulmalıdır.

  31. Psikososyal • Hastaya sonuç çıkarabileceği ya da mantık yürütmesi gereken komutlar verilmemeli, komutlar kesin ve doğrudan verilmelidir. • Hastaya çok fazla seçenek sunulmamalıdır. Hastanın karar verme yetisi geri dönene kadar beklenmelidir.

  32. Sosyal İlişkiler • Aile ve arkadaş ziyaretleri desteklenmelidir. • Fakat ziyaretçi sayısı ve ziyaret süresi sınırlandırılmalı, hastalar çok yorulmamalıdır. • Hastayla birlikte uzun dönem planlar yapılmalıdır. Fizik tedavi ve meslek tedavileri en erken sürede başlatılmalıdır.

  33. Konsültasyon • Deliryum düşünülen tüm hastalar için psikiyatri konsültasyonu istenmelidir

  34. Davranışsal Değişiklikler • Personel organizasyonu ve bakım planı baştan gözden geçirilmeli ve gerekirse değiştirilmelidir. • Bire bir gözlem yapılmalıdır • Hastalara dikkat edilmelidir. • Hastalarla konuşulmalıdır. • Hasta izole edilmeli veya rahatsız edici uyarılar ortamdan uzaklaştırılmalıdır. • Hastanın hareketlerinin kısıtlanması en son çare olarak düşünülmelidir.

  35. Bilişsel ve Dikkati Kısıtlama • Ajite hastaların dikkatini başka yöne doğru kaydırma denenmelidir. • Hastaların günlük aktiviteleri küçük işlemlere bölünmeli ve basitleştirilmelidir. • Ajitasyonu başlatan ne ise bulunmaya çalışılmalı ve mümkünse bir daha olması engellenmelidir.

  36. Farmakolojik Tedavi • Kullanılan tüm ilaç listesi gözden geçirilmeli ve mümkün olduğunca azaltılmalıdır. • İlaçların yan etkileri gözden geçirilmelidir. • Deliryumdaki hastaların ağrıları tedavi edilmeli, fakat narkotiklerin deliryumu başlatabildikleri akılda bulundurulmalıdır.

  37. Farmakolojik Tedavi İlac tedavisi gerekli ise, aşağıdaki ilaçlardan biri verilebilir: • Haloperidol (Norodol) 0.5-5 mg günde iki kez-altı saatte bir oral veya intramüsküler verilir. • Lorazepam (Ativan) 0.5-1 mg günde iki kez-altı saatte bir oral veya intravenöz verilir. • Oksazepam (Serax) 10 mg günde iki-üç kez oral verilir. • Tiyoridazin HCL (Melleril) 10-20 mg oral veya intramüsküler olarak günde iki-üç kez verilir.

  38. Sonuç olarak……… Deliryum YBU’lerde sık görülen, tanınmaz ve tedavi edilmezse morbidite ve mortaliteyi arttıran ciddi bir problemdir. Deliryumun nedenleri, tanı konması ve sonuçları iyi bilinmelidir.

  39. Ajitasyon • Ölüm korkusu, • Sevdiklerinden ve aile çevresinden ayrı kalma, • Kontrol kaybı, • Konfüzyon, bellek kaybı, • Uykusuzluk, • Ağrılı işlemlerin sıklığı, • Hareket kısıtlılığı, • Biyokimyasal bozukluklar, • İlaçlar, ateş, • Gürültü, ışık ve alarmlar anksiyete yaratan durumlardır

  40. Anksiyete • Göğüs ağrısı, • Diyare, • Baş dönmesi, ağız kuruluğu, • Dispne, • Yorgunluk, kızarıklık, baş ağrısı, • Sıcak/soğuk basması, • Hiperventilasyon, • Kas gerginliği, • Terleme, ürperme, titreme, taşikardi, idrar sıklığı, • Vertigo, • Kusma, bulantı

  41. SedasyondaNonfarmakolojik Olmayan Yöntemler • Hastaların sık sık oryante edilmeleri gereklidir. • Uyku/uyanıklık döngüsünün sağlanması, • Çevre ısısının stabil olması, • Yatak başı alarmlarının da sebep olduğu gürültünün kontrolü (kulak tıkaçları) • Ailenin çağırılması, • Gevşeme egzersizleri, müzik tedavisi, sırt masajı, hastanın yataktan sandalyeye alınması.

  42. Depresif Reaksiyonlar • Tıbbi hastalığın kendisi, • Tedavide kullanılan ilaçlar, • Hastalığa karşı psikolojik tepkiler depresyon gelişmesinde önemli etkenlerdir. • Genellikle hastanede uzun süre yatan, • Yatağa bağımlı olan, • Şiddetli ağrısı olan, • Fiziksel bakıma muhtaç olanlarda • Yaşamı tehdit eden hastalıklarda daha şiddetli olduğu bildirilmiştir.

  43. Depresif Reaksiyonlar • Günlük etkinlikleri ilgi ve istekle yapma, bunlardan ve yaşamdan zevk almanın yerini üzüntü, keder, mutsuzluk, isteksizlik, karamsarlık, umutsuzluk, suçluluk ve karar verme güçlüğü gibi duygu ve düşüncelerin almasıdır. • Bu duygular ve düşünceler bireyi biyopsikososyal yönden olumsuz olarak etkilemektedir.

  44. Depresif Reaksiyonlar • Gösterilen tepkiler bireyin hastalıkla baş etme gücünü doğrudan etkilemektedir. • Hastalar, hastaneye yatma stresi ve daha fazla tehdit hissettiklerinde normal baş etme yeteneklerini kullanmakta güçlük çekmektedirler. • Sağlığın kaybı ya da tehdidi, yoğun strese neden olmakta ve başa çıkmayı zorlaştırmaktadır.

  45. Depresif Reaksiyonlar • Fiziksel hastalık nedeniyle hastanede yatan, psikososyal stres düzeyi yüksek ve yaşam kalitesi düşük olan hastalarda depresyon daha sık görülmekte • Bedensel hastalıklara en sık eşlik eden psikiyatrik bozukluklar depresyon ve anksiyetedir.

  46. Psikolojik yaklaşımın ilkeleri • Empatik tutum gösterilmeli • Sempatik, kavrayıcı, destekleyici ve tıbbi etik ilkelere uygun insan-insana iletişim kurulmalı • Aşırı sakınma davranışından kaçınılmalı • Temel güven duygusu verilmeli, esnek olunmalı • Hastanın kişisel tasarruf ve gizliliğine saygı gösterilmeli • Bilgilendirilmeli

  47. Psikolojik yaklaşımın ilkeleri • Açık iletişim ile hastalığı ve endişeleri ile ilgili konularda yanlış bilgi ve tutumları düzeltilmeli • Kızgınlık, öfke, suçluluk gibi (örtülü) duygu ve tepkilerin serbestçe ifade edilmesi ve hastalıkla ilgili düşünce ve duygularını anlatması cesaretlendirilmeli • Hasta ile aile ve sosyal etkileşim alanları arasındaki iletişim güçlendirilmeli • Tedavide erken katılım ve işbirliği sağlanmalı

  48. Psikolojik yaklaşımın ilkeleri • Hastalık ve yaşamlarında kendi denetimi olduğu duygusu geliştirilmeli • Umudu koruyarak, gerçekçi kabulleniş sağlanmalı • Kaygı, depresyon, felaketçi tepki gibi davranışsal semptomlar düzeltilmeli • Psikolojik ve sosyal uyumu sağlayarak yaşam kalitesi arttırılmalı • Uyum için zaman tanınmalı • Önce olumlu tepkileri desteklenmeli, hastadaki yedek güçler harekete geçirilmeli

  49. Psikolojik yaklaşımın ilkeleri • Nelerin mümkün olmayacağından önce yapabilecekleri ortaya koyulmalı • Psikososyal destek sistemleri harekete geçirilmeli • Bağımlılık gereksinimini arttırmayacak, bireyselliği ve gizliliği zedelemeyecek şekilde destek verilmeli • Aşırı tutarsız, bozuk giden, tedaviyi bozan tutumlar ortaya çıkınca tüm tedavi ekibi ortak-kararlı-tutarlı bir tutumu benimsemeli

  50. Psikolojik yaklaşımın ilkeleri • Davranış bozuklukları ve psikiyatrik sendromlar, tıp bilimi disiplini ve etiği içinde ele alınmalı • Sorunlar karmaşıklaşıp yangın çıkmadan ilgili birimle ilişkiye geçilmeli ve işbirliği istenmeli • Hemşire açıklayıcı, yardım edici, güven verici, yol gösterici olmalı • Hastanın özgüvenini ve kendine saygısını destekleyici, mevcut gücünü kullanmayı cesaretlendirici bir tutum benimsenmiş olmalıdır.

More Related