1 / 113

ERGENLİK DÖNEMİ

ERGENLİK DÖNEMİ. Ergenlik dönemi 11 - 12 yaşlarında başlayıp yirmili yılların başlangıcına kadar süren, hızlı bedensel, ruhsal, sosyal değişiklikleri içeren dönemin genel adıdır. ERGENLİK ÇAĞININ GENEL ÖZELLİKLERİ.

joella
Download Presentation

ERGENLİK DÖNEMİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. ERGENLİK DÖNEMİ Ergenlik dönemi 11 - 12 yaşlarında başlayıp yirmili yılların başlangıcına kadar süren, hızlı bedensel, ruhsal, sosyal değişiklikleri içeren dönemin genel adıdır.

  2. ERGENLİK ÇAĞININ GENEL ÖZELLİKLERİ • Değişik ırklara mensup, farklı iklim ve beslenme şartlarında yetişen çocukların buluğa erme yaşları da farklıdır. • Çocukluk döneminin sonlarında ve gençlik döneminin başlarında görülen, boy artış hızının en yüksek olduğu yaşlar kızlar için 11-12, erkekler için 13-15'tir • Cinsel özelliklerin kazanıldığı dönem buluğ dönemidir. Kızlar için 11-13, erkekler için 13-15 yaşları buluğa erme dönemi olarak kabul edilebilir. Bu dönem hızlı ve sürekli bir gelişim ve değişim dönemi olarak bilinmektedir. • Genç bu çağda anne-babası ve çevresindeki yetişkinler tarafından ne tam yetişkin ne de çocuk olarak algılanmaktadır.

  3. Bu seminerde ergenlik ilk ve son dönem olarak ikiye ayrılarak incelenmeye çalışılmıştır ERGENLİĞİN İLK DÖNEMİNİN AYIRICI ÖZELLİKLERİ Ergenliğin ilk dönemi, cinsel olgunluğun başlangıç yaşı olan (kızlarda 13, erkeklerde 14) 13-14 yaşlarında başlamakta ve 17 yaşında yani lise son sınıf döneminde bitmektedir. Bu dönemde genç, meslek seçmek ve üniversite ya da iş hazırlıklarına girmek demek olan 18 yaş düzeyine ulaşmış ve bundan sonra daha sorumlu ve dengeli bir davranışa girmiş olur.

  4. ERGENLİĞİN İLK DÖNEMİNİN AYIRICI ÖZELLİKLERİ 1. Genç ergenin statüsü belli değildir. Kısa bir süre önce çocuk olan kişi çocuk gibi davranınca ona yaşına uygun davranması gerektiği söylenir, bu kez büyük bir kişi gibi davranmaya başlayınca gene yaşına uygun olmayan bir davranışta bulunduğu uyarısı ile karşılaşır ve ne türlü davranacağını şaşırır. Aslında ana-baba da bocalama içindedir. Çocuklar büyüsün bağımsız olsun mu, çocuk kalıp bağımlılığını sürdürsün mü?

  5. ERGENLİĞİN İLK DÖNEMİNİN AYIRICI ÖZELLİKLERİ 2.  Ergenliğin ilk dönemi bir değişme dönemidir. Çocuk yapısı yetişkin yapısına bu dönemle ulaşmaktadır. İşte bu biyolojik değişme insan ilişkilerinde, görevlerde, Sorumluluklarda haklarda da değişmelere neden oluyor. Bu şartlarda kendine, ana babaya, akranlara ve diğer insanlara karşı tutumlarda bir değişiklik olacağı açıktır ve kaçınılmazdır. Çevreden gelen etkilerle ve baskılarla ergen coşkusu Davranışlarını (dağınıklık, gürültücülük, alaycılık, Görevlere yan çizme, hoş olmayan davranışlar) bırakarak yetişkinlere yaraşır davranışlar kazanır. Fiziksel değişmeler yavaşladıkça Davranış değişiklikleri de yavaşlar.

  6. ERGENLİĞİN İLK DÖNEMİNİN AYIRICI ÖZELLİKLERİ 3. Ergenliğin ilk dönemi duyguların arttığı dönemdir. Bu dönem davranışların en aşırıya kaçtığı dönemdir, duyguların allak bullak olduğu bir çağdır.

  7. ERGENLİĞİN İLK DÖNEMİNİN AYIRICI ÖZELLİKLERİ 4.      Genç ergen dengesizdir. Bu yaşta dengesizlik son haline ulaşacaktır. Göz yaşları aniden yerini kahkahalara bırakır, kendine güven güvensizliğe, bencillik elseverliğe, ilgi vurdumduymazlığa dönüşüverir. Bulutlarda gezen bir ergen birden ümitsizlik uçurumundadır. Ergen kendinin ne yapacağını bile tahmin edemez. Bu dengesizliğin nedeni bir yandan kendi vücudundaki fizyolojik, psikolojik değişmelerle uğraşan ergenin bir yandan da kendinden değişen beklentiler içinde olan yetişkinlerin şaşırtıcı ve güven kaybettirici etkilerdir.

  8. ERGENLİĞİN İLK DÖNEMİNİN AYIRICI ÖZELLİKLERİ 5.      Genç ergenin birçok problemleri vardır. Ergen için yetişkinler kendini anlayamayacak kadar yaşlı görünmektedir. Ve onlardan yardım istemez artık . Bu nedenle de özellikle karşı cinsten olan ilişkilerin doğurduğu problemler içinde bocalama ve kendi başına uyanma çok görülür.

  9. Problem Türleri: 1. Fiziksel görünüş ve sağlıkla ilgili problemler 2. Evde ve dışarıda toplumsal ilişkilerle ilgili problemler 3. Karşı cinsle olan ilişkilerdeki problemler 4.Okul ödevleri gelecek ile ilgili üzerindeki ( eğitim, meslek seçimi, eş seçimi) problemler. 5.Cinsiyet ve töresel davranışlarla, dinle ilgili problemler 6.Mali durumla ilgili problemler

  10. Gelecek ile ilgili problemler erkeklerde fazla görülürken, aile ilişkileri, toplumsal ilişkiler, arkadaş seçimi, doğru hareket etmek gibi problemler kız ergenlerde daha çok görülür ve onları erkeklerden çok hırpalar. Kopmuş aile bağları, boşanma ve ölümle parçalanmış aile durumları, mali durumdaki zorluklar problemleri arttırmakta ve daha ciddileştirmektedir. Zeki ergenler daha az problemli olmakta, zeka bu alanda daha iyi etki yapmaktadır.

  11. ERGENLİĞİN SON DÖNEMİNİN AYIRICI ÖZELLİKLERİ Ergenliğin son döneminde bazı davranış ve tutumlar bu dönemin ayırıcı özelliklerdir bunlar; dengeliliğin (istikrarın) artması, problemleri karşılama yöntemlerinin değişmesi, yetişkinlerin müdahalelerinin azaltılmasını öğrenmek, duygusal sakinliğin artması, gerçekliğin artması ve olgunluk simgelerine karşı ilgiler vb.

  12. 1. Dengeliliğin Artması Dengelilik ruhsal ve toplumsal bir olgunluk işaretidir. Dengeliliği arttıkça ergen hayata daha iyi uyum sağlamaktadır. Arkadaşlıklar, giyinme, eğlenme, duygular, kararlar daha dengeli olmaktadır. Ailenin koruyucu etkisinden çıkıp bir yatılı okula gitmek, kampa, askerliğe, üniversiteye gitmek, ergeni daha çabuk dengeli olmaya, kendi başına doğru kararlar alır bir duruma getirmeye yol açar. Geniş ve kalabalık aileler içinde yetişmek de yalnız ve aşırı korunarak büyütülmekten daha çabuk dengeliliğe götüren bir etkendir. Aşırı koruyuculuk sonucu gelişmiş olan dengesizlik ergende kendine güveni kaybettirir ve problemlerle başa çıkma yeteneğini yitirir. Bu da katı ve otoriter bir kişilik gelişimine götürür ergeni

  13. 2. Problemleri Karşılama Yöntemleri Bu dönemde genç problemleri karşılama ve onları çözümleme yönteminde daha etkindir ve olgundur. Genç erkek için gelir ve cinsiyet en önemli problemleri içerirken, genç kız için kişisel çekicilik, aile ve toplum uyumunda toplanır. Birçok genç aile, öğretmen ve iş sahibi ve arkadaşları yönünden yanlış anlaşıldığı sanısı içindedir. Kendinden başkalarının da aynı cins problemleri olduğunu öğrenmek genci rahatlatacak ve daha etkin kılacaktır. Her geçen yıl genç problemlerle baş etmeyi daha iyi öğrenir ve daha az problemli daha mutlu yaşamaya başlar, daha iyi uyum sağlar. Toplum ve arkadaşlarıyla olan problemleri gitgide azalır.

  14. 3.Yetişkinlerin Müdahalelerinde Azalma Büyümüş ergen; aile, öğretmen ve diğer insanlarla daha az problemli ilişkiler kurduğundan onların ergen üstündeki müdahaleleri de azalmıştır. Artık ergen otoriteyle çatışma haline pek az düşmekte, kendi geleceği için plan kurmakta, kararlarını vermekte ve davranışlarında daha olgun olmaktadır. Bu da ergene daha büyük bir bağımsızlık ve daha az çatışmalı bir yaşantı sağlar.

  15. 4.Duygusal Sakinliğin Artması Ergen bağımsızlığını kazandıkça ve üzerinde yetişkinlerin koruyucu etkileri azaldıkça duygusal yönden bir sakinliğe kavuşur. Ergenliğin ilk döneminde görülen huysuzluklar, üzüntü ve bunalımlar azaldıkça ve ergen üzerindeki baskılar kalktıkça ergenin duygusal belirtilerde ve davranışlarında dengeli olduğu görülür.

  16. 5.Gerçekçiliğin Artması Ergenliğin son dönemlerinde genç kendinden, aile ve arkadaşlarından daha gerçekçi isteklerde bulunur. Bu nedenle istekleri yerine daha kolay gelir ve hayal kırıklıkları azalır. Kişisel ve toplumsal deneyimlerin artması ergenin daha gerçekçi ve olgun davranmasında etkili olur. Artık genç kendini ve arkadaşlarını daha gerçekçi bir gözle görmektedir. Bu durum mutluluğunu da artırır.

  17. 6. Olgunluk Sembollerine Karşı İlgi Ergenliğin son dönemindeki genç artık delikanlılıktan çıkıp yetişkinliğe girdiğini herkese anlatmak ve kabul ettirmek çabası içindedir. Yetişkinlik sembolleri olan bazı tutumlara başvurur. Bunlar, sigara, içki kullanmak, geç vakitlere kadar evin dışında kalmak, kızlar için dudak boyamak ve makyaj yapmak gibi tutumlardır.

  18. ERİNLİK VE ERGENLİKTE FİZİKSEL GELİŞİM

  19. Boy: erinliğin ilk yıllarında büyüme hormonu çok çalıştığı için boy uzaması çok fazladır. yıllık 6-8 cm civarında olmaktadır Ay halinin görülmesinden sonra büyüme hızı yavaşlamakta ve 18 yaşına kadar 5-6 cm uzamaktadır. Erkekler de boy uzaması kızlardan daha sonra başlamaktadır. 13-14 yaşlarında yıllık boy artışı ortalama 7-8 cm’dir. 16 yaşından sonra uzama yavaşlar ve 18 yaşına kadar 5 cm’lik bir uzama daha olur. Kızlar genelde 18 yaşına kadar uzadıkları halde erkeklerde boy uzaması yavaş dahi olsa 20-22 yaşına kadar sürmektedir.

  20. Ağırlık : Kızlarda ağırlık artışı en fazla cinsel olgunluğun ortaya çıktığı dönemlerde olmaktadır. Erkeklerde ise ağırlık artışı en fazla 16 yaş civarında görülmektedir. Erinlik döneminde yağlanma nedeniyle kız ve erkek çocuklarda şişmanlık eğilimi görülür. Boy uzadıkça bu şişmanlık ortadan kalkmaktadır

  21. Kemik ve Kaslar : Erinlik döneminde kemiklerin boyu uzar. Aynı zamanda iç yapıları ve biçimleri değişir. Kas gelişimi, kızlarda 12-13, erkeklerde 15-16 yaşlarında beden ağırlığının hemen hemen yarısını oluşturmaktadır

  22. Beden Oranı : erinlikte büyüme hızı bedenin bütün uzuvlarında aynı olmadığı için vücutta oransız bir görünüm mevcuttur. Vücut normal olarak büyümesini 4-5 yılda tamamlarken, ayaklar 3 yılda gelişimini tamamlar. Bu nedenle vücudun diğer organlarına göre çok büyük görünürler. Baş çevresinde cinsel olgunluktan sonra % 5'Iik bir büyüme olur ve yüz uzunlamasına büyür. Bunun sonucu olarak, ağız, çene ve alında bir orantısızlık olur. Vücut genel olarak uzun ve ince bir görüntüye sahiptir. Bacaklar 15 yaşına kadar bedenin en uzun kısmıdır

  23. Birincil ve İkincil Cinsiyet Özellikleri Birincil cinsiyet özellikleri üremedeki belirleyici gelişmelerle ilgilidir. Kızlarda yumurtalıklar, kilitoris, rahim ve vajina; erkeklerde ise, testisler , penis ve sperm birincil cinsiyet özellikleridir İkincil cinsiyet özellikleri, vücutta doğrudan doğruya üreme faaliyeti ile ilgili olmayan değişikliklerdir. Erkek çocuklarda birincil ve ikincil cinsiyet özelliklerinin gelişimi kızlardan yaklaşık olarak iki yıl daha uzun sürer.

  24. Sivilceler, yüzde yağlama, saçta kepeklenme, sesin kalınlaşması, göğüslerde kabarma ve sertleşme sonucu oluşan göğüs düğümcükleri bu dönemin diğer özellikleri arasında sayılabilir. Kızlar daha önce olgunlaştıkları ve daha çok toplumsal baskıya maruz kaldıkları için, erinlik dönemini erkeklerden daha zor geçirirler. Vücutta görülen değişikliklerin normal olup olmadığı ve cinsel ve fiziksel bakımdan yeterli gelişim gösterip göstermedikleri, erinlerin başlıca kaygı kaynaklarıdır

  25. Ergenlik Dönemine İlişkin Bazı Fiziksel Sorunlar Erken ve gecikmiş ergenlik: Genetik özelliklere bağlı olarak ergenlik belirtilerinin ortaya çıkma yaşı bireysel farklılıklar göstermektedir. Takvim yaşı aynı olan ya da aynı sınıfta olan çocuklar arasında fiziksel farklılıklar görülebilir. Kronik hastalıklar ve beslenme bozuklukları her iki cinste de ergenliği geciktirmektedir

  26. Şişmanlık: ergenlik yaşlarındaki hızlı büyümeye bağlı olarak kalori ihtiyacının artması, bu dönemde sık rastlanan psikolojik etkenlerinde etkisiyle gelişen şişmanlık bir sorun olarak belirir. Şişmanlık psikolojik sorunlara yol açabilir ve bu sorunlar başka sorunlar da doğurabilir. Anoreksiya Nervoza: Genellikle kız çocuklarında görülen, ergenliğin erken dönemlerinde başlayan psikolojik nedenli iştahsızlık ve aşırı derecede kilo kaybı ile belirlenen, oldukça nadir oluşan bir bozukluktur. Zayıflama isteği ile perhiz yapılması ve bunun giderek aşırı bir şekilde uygulanması, anoreksiya nervoza'ya yol açan bir nedendir.

  27. İskelet bozuklukları : Ergenlik skolyoz ve epifiz kayması gibi kemik hastalıklarının sıklığının arttığı bir dönemdir. Öğrencilerin duruş bozuklukları ve aşırı yüklenmeler konusunda uyarılmaları gerekir Akne: Androjen hormonların etkisiyle, ergenlikte kıllanmanın yanı sıra yağ bezleri de olgunlaşmakta ve salgıları artmaktadır. Bu bezlerin ve kıl diplerinin iltihaplanması ile özellikle 13-18 yaşları arasında her iki cinste de akne vulgaris çok sık görülmektedir

  28. Jinekomasti (Göğüs düğümcükleri): Erkek çocuklarda göğüslerde sert düğümcüklerin oluşmasıdır. Göğüslerde kısmi büyüme ve şişliklerle kendini göstermektedir. Bu konuda ergenlere gerekli açıklamalar yapılmadığında kendilerinde biyolojik olarak cinsel bir bozukluk olduğunu düşünmektedir.

  29. BÜYÜME VE BEDEN DEĞİŞİKLİKLERİNİN DAVRANIŞÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Hızlı büyüme ve bedendeki değişikliklere yorgunluk ve huzursuzluk gibi belirtiler katılmaktadır. Erinlikte bu belirtiler biraz abartılır. Çünkü çocuğun o güne kadar olan görev ve sorumlulukları değişmiştir, bu da ona ağır gelmektedir. Aslında bu dönem henüz bu yükleri çekecek kadar güçlü bir dönem değildir. Yorgunluk şikayetlerinin ardından sinirlilik ve huzursuzluklar görülür.

  30. Yalnızlık İsteği: • 2. Çalışma İsteksizliği: • 3. Ahenksizlikler: Erinlik başlayıp da bedende hızlı bir büyüme yer alınca hareketlerde ve dengede bir ahenksizlik belirir. Bir ağırlaşma ve sarsaklık görülür. • 4. Can Sıkıntısı: . Sıkıntısını açıkça belirtir, etkinliklere katılmaz, oyunları "aptalca" ya da "çocukça" bulur. Bu durum ilerlerse " bana ne" ya da " beni kimse sevmez" tutumu belirgin hal alır. • 5. Huzursuzluk: Bedeni ve ilgileri değiştikçe çocuk yeni ilgiler ve uğraşlar arayacak ve durmadan değişik işlere girişecektir.

  31. 6. Toplumsal Zıtlık: Erinlikteki çocuk çevredekilerin etkinliklerine katılmamakla kalmaz, her an kavga ve saldırıya hazır bir durumda onların neşe ve huzurlarını engellemeye çalışır. Evde kardeşleriyle ve annesiyle çekişme ve itişme halindedir. 7. Otoriteye Karşı Direniş: Kız ve erkek çocukların anababaları ile olan çatışmaları 13 yaşlarında en üst noktaya erişmektedir. 8. Karşı Cinse Yönelmiş Zıtlık: İki cins arasında açık bir düşmanlık belirtisi davranışlarda yer almaya başlar. Kızlardaki zıtlık erkeklerdekinden daha büyüktür.

  32. 9. Duygusallığın Artması: Karamsarlık, asık suratlılık, ufacık bir nedenle ağlamalar bu dönemin duygusal yoğunluğunun sonucudur. Hiçbir şeyden hoşnut olmamak, her söyleneni kendine yöneltilmiş bir eleştiri gibi almak ve alınmak bu dönemin davranış özellikleridir. 10. Kendine Güvensizlik: Çocuklukta kendine o kadar güvenen, başarılarını ilan etmekten çekinmeyen her duruma göğüs gerebileceğini söyleyen çocuk kısa bir süre içinde bu güvenini yitiriverir.

  33. 11. Cinsiyetle Fazla Uğraşma : Cinsiyet organlarında ki büyüme bu büyümenin yarattığı duygular çocuğun ilgisini bu bölgelere çekmektedir 12. Aşırı Çekingenlik: Bu dönemde çocuklar doktor önünde bile soyunmak istemezler. Spor eylemleri için hazırlanırken kendilerini saklamaya çalışır 13. Gündüz Rüyaları (Hayaller ) : Bu dönemlerde çocuklar zamanlarının önemli bir kısmını hayal kurarak geçirirler. Çocuk fakirleştikçe ve yoksulluklar içinde yaşadıkça bu hayaller artar. Bazen de bu hayallerde isteklerine ulaşarak bir çeşit mutluluk sağlar.

  34. DAVRANIŞ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİN DEĞİŞMESİ 1.    Kızlar bu dönemi erkeklerden daha zor geçirirler. Onlardan daha erken bu döneme girdikleri için ve gene onlardan daha çok toplumsal kısıtlamalara boyun eğdikleri için bu döneme uyumda daha büyük zorluklar gösterirler. 2.  Çocukların iletişim kurma yetenekleri de bu dönemin davranış değişikleri üzerinde farklılıklar yaratır. İyi ve çabuk iletişim, kuranlar yani bunalım ve korkularla uğraşmayı, onları ortadan kaldırmayı bilenler diğer insanlarla daha iyi geçinir ve ters tutumlara girmezler

  35. 3. Çocuğun olgunluk derecesi ile ondan beklenen toplumsal tutumlar arasında orantısızlık büyüdükçe davranışlardaki sorunlar da artar. Kendi yaşlarında ki çocuklardan bir yıl yada daha uzun bir süre ile erken yada geç erinliğe girmenin ortaya koyduğu farklı etkilere bakacak olursak; erken olgunlaşan erkek çocuklar spor etkinlikleri ve grup liderliklerinde kendilerini gösterir, hayranlık toplar, görevler alır ve yeteneklerini artırırlar.Bu da onları mutlu eder, güvenli kılar.

  36. DAVRANIŞ ÜZERİNDE UZUN SÜRELİ ETKİLER Erken gelişen kızların herkesi baskı ve etki altına almaya eğilimli tutumları yetişkinlikte de sürüp gidebilir. Geç gelişen kızlarda erkeklerin aksine kişisel ve sosyal uyum daha iyidir ve yetişkinlikte de bu sürer gider. erken olgunlaşan erkek çocukların sporda ve diğer etkinliklerde gösterdikleri başarı genellikle yaşam boyunca sürüp gider. Mesleklerinde de başarılı ve parlak olabilirler.

  37. CİNSEL EĞİTİM Gencin büyüme, olgunlaşma ve cinsel kimliğini kazanması sırasında, karşılaştığı sorunları giderme çabasına cinsel eğitim diyebiliriz. Bu eğitimin ana amacı, biyolojik ve cinsel gelişimleri konusunda gençleri bilgi sahibi yapmak ve bu alandaki gerginliklerinin azalmasını sağlamaktır. Cinsellik ve sağlıklı üreme konusunda sorumlu davranmayı öğretmek de cinsel eğitimin amaçlarındandır Çocuklar, anne ve babalarının birbirlerine olan davranışlarını gözleyerek farklı cinsiyetlerin rolleri hakkında bilgi sahibi olurlar. Bu nedenle, anne-babalar çocuklarına örnek olabilecek şekilde dengeli bir hayat sürmelidirler Toplumumuzda, anne ve babalar çocuklarına kendi gelişme ve değişimleri konusunda ya çok kısıtlı bilgi vermekte veya değişimler, cinsel büyüme ve gelişmeyi de içerdiği için, bu tür bilgiler yasak sayılıp hiç verilmemektedir

  38. Cinsel Gelişme ile İlgili Sorunlar Kız ve Erkekte Kendi Kendini Tatmin:Özellikle ergenlik dönemindeki her iki cinse mensup gençlerin çok önemli bir çoğunluğunun mastürbasyon yaptığı söylenebilir. Kendi kendini tatmin etmenin en önemli sakıncalarından biri, bunun tek cinsel ilgi haline gelmesidir İlginin, devamlı üreme organlarına yönelmesi ve mastürbasyonun alışkanlık haline gelmesi, ergende yorgunluk, uykusuzluk gibi fiziksel bozukluklara neden olabileceği gibi ergen üzerinde suçluluk duygusu yaratabilir.

  39. Cinsel Organlarla İlgili Kaygılar:Ergenlik dönemi cinsel olgunluğa giriş çağı olduğu için, cinsiyetle ilgili konular önem kazanır, cinsel organlara ilgi çoğalır. Karşı Cinse Gösterilen İlgisizlik:Ergenlerin bir kısmı karşı cinse karşı korku ve çekingenlik göstermektedirler. Eşcinsellik:Bireyin cinsel ilgi ve isteğinin kendisi ile aynı cinsiyetten olan bireylere yönelmesidir.

  40. ERGENLERDE ZİHİNSEL GELİŞİM Ergenlik dönemi zihinsel gelişim açısından soyut işlemler dönemine denk gelmektedir. Çocuk düşüncesi daha çok şimdiki zamanla sınırlı olduğu halde, ergen şimdiki zamanın yanında geleceği de hesaplayabilir. Geleceğe yönelik soyut biçimde düşünebilir, varsayımlar ileri sürerek çeşitli ihtimaller üzerinde akıl yürütebilir. Bir konunun farklı yönlerini düşünerek onları ayrı ayrı sınayabilir

  41. ERGENLERDE DUYGULARIN GELİŞİMİ Duygu ve heyecan ruhsal değişmeler için kullanılan kelimelerdir. Çeşitli hayat dönemlerinde bireylerin duygusal tepki biçimleri, duyguyu doğuran olaylar ve duygusal durumlarındaki değişimler farklılık gösterir

  42. Ergen Duygularının Genel Özellikleri Değişen yaşla, çevresel koşulların ve uyaranların değişmesi ile hoşlanma ve hoşlanmama duyguları ile duygularını ifade biçimleri değişir Çocukluk dönemi ile ergenlik dönemi arasında duygusal yönden en belirgin fark çocuklar öfke, kızgınlık ve sevinç gibi duygularını daha açık davranışlarla ve anında ifade eder, buna karşılık ergenlikte bu duygular daha fazla gizlenip maskelenir. Ergenlikte genel olarak kızların erkeklerden daha önce duygusal olgunluğa ulaştıkları söylenebilir.

  43. Duyguların Yoğunluğunda Artış: Artan duygululuk ve coşku hali ergende duygularını dışa vurma ve ifade etme ihtiyacını doğurur. Olumsuz duygular el, kol hareketleri, yüz ifadesi ve bağırma gibi sözlü ve sözsüz davranışlarla dışa vurulurken, heyecan, coşku ve karşı cinse yönelik duygular şiir veya öykü yazma, hatıra defteri tutma aracılığı ile kağıda yansıtılır Duygularda İstikrarsızlık: Ergenin duygusal tepkileri düzenlilik göstermez. Hem duygusal durumlarının değişim hızı çabuktur, hem de duygularında istikrarsızlık vardır.

  44. Aşık Olma: Karşı cinse yönelik ilgiler buluğ öncesinden başlar. Cinsler arasındaki yakınlaşma eğilimi, ergenliğin başlarında daha çok grupta bir arada olma isteği taşırken sonraları karşı cinsten belirli bireylere yönelmiş romantik duygular ortaya çıkar. Saf bir sevgi taşıyan gençlik aşklarında duygular bazen karşı tarafa iletilmeden kalır. Adeta vücutlarını saklamak istemektedirler. Organlardaki büyümenin farklı zaman ve hızlarda olmasından ortaya çıkan orantısız vücut görünümünü saklamak için yapıldığı veya ergenlerin ana ilgi merkezleri olan kendi vücutlarını başka meraklı gözlerden gizleme amacı taşıdığı düşünülebilir.Mahçubiyet ve Çekingenlik:

  45. Aşırı Hayal Kurma: Ergen hayal kurma yolu ile arzularını düşüncelerine yansıtır. Hayal konusu geleceğe yönelik tasarılar olabileceği gibi, gerçekleşmesini istediği herhangi bir isteği de olabilir. Hayalin içeriği genellikle karşı cinse yönelik düşüncelerdir. Hayal etme yaratıcı düşünceyi besleyen en önemli itici güçtür. Bu anlamda yararlıdır. Tedirgin ve Huzursuz Olma: Biyolojik-cinsel ve bedence gelişmenin getirdiği yeni duruma alışma çabaları buna neden olabileceği gibi, akranları ve yetişkinlerle olan sosyal ilişkilerdeki aksamalar veya bir isteğinin engellenmesi de huzursuzluk doğurabilir

  46. Yalnız Kalma İsteği: Buluğdaki bir kız veya erkek zaman zaman başkalarından uzaklaşmak, kendisi ile baş başa kalmak istiyor gibidir. Adeta vücudunda olan bitenlerin bir muhasebesini yapmak, onları gözden geçirmek ve yeni duygularına alışmak istemektedir

  47. Çalışmaya Karşı İsteksizlik: hızlı büyümenin olduğu dönemde ergenin bir miktar durgun ve atıl olduğu adeta hareket etmeye üşendiği zamanlar vardır. Çalışırken ve oyun oynarken yorulur ve çalışmaya karşı daha az isteklidir. Vücut enerjisi adeta büyümeye harcanıyor gibidir Çabuk Heyecanlanma::Ergen yeni bir durumla karşılaştığında, bu kendisi için alışık olmadığı bir durumsa heyecanlanıp korkabilir. Heyecan dengesi tam oluşmadığı için duyguların kontrolü zordur. Çoğu ergen heyecan verici durumlar karşısında kolayca kızarabilir.

  48. Belirli Duyguların Ergenlikteki İfadesi duygular üzerinde yapılan araştırmalarda üç türlü öğrenilmemiş duygunun var olduğu bildirilmektedir. Bunlar sevgi, korku ve öfke duygusudur Bu duyguları hissetme ve ifade etmeye uygun bir donanıma kalıtımsal olarak sahip bulunmaktayız.

  49. Sevgi: ergenlik dönemindeki bireyin duygusal durumunu belirleyen en önemli etken onun başkaları tarafından sevilme ihtiyacı ve başkalarına sevgi gösterme kapasitesidir. İlgi ve sevgi görme ihtiyacının karşılanması bireyin ruhsal bakımdan sağlıklı olabilmesi için en önemli ön koşuldur. Sevgi ve şefkat görerek yetiştirilmiş çocukların kendine güvenen, yaşama sevinci yüksek ve daha mutlu oldukları konusunda birçok ortak görüş bulunmaktadır. Korku: korku, tehlikeli durum veya nesneden kaçınma-sakınma belirtisidir. İnsanın hayatını koruması için tehlikelerden sakınması korku sayesinde mümkündür. Doğuştan sahip olduğumuz korkular yüksek sesten korkma, bir desteğin yokluğundan duyulan korku ve boşluğa düşme korkusu gibi korkulardır. Bunlar öğrenme veya şartlanma olmadan duyulur. Buna karşılık karanlıktan, yangından, yabancıdan, yılandan ve benzeri hayvanlardan korkma öğrenmeye ve şartlanmaya bağlıdır.

More Related