1 / 102

DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE ÇOCUK SAĞLIĞININ DURUMU

DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE ÇOCUK SAĞLIĞININ DURUMU. Doç. Dr. Emine EFE. Pediatri : Çocuğun sağlık ve hastalık hallerinde incelenmesi ve bakımı ile uğraşan bir bilim dalıdır. Çocukluk çağı: Konsepsiyon ile başlar ve ergenliğin tamamlanmasına kadar (20 yaş) devam eder.

wilson
Download Presentation

DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE ÇOCUK SAĞLIĞININ DURUMU

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE ÇOCUK SAĞLIĞININ DURUMU Doç. Dr. Emine EFE

  2. Pediatri:Çocuğun sağlık ve hastalık hallerinde incelenmesi ve bakımı ile uğraşan bir bilim dalıdır. Çocukluk çağı:Konsepsiyon ile başlar ve ergenliğin tamamlanmasına kadar (20 yaş) devam eder.

  3. Yoksulluk, çocukluk hastalıkları ve ölümlerinin yüksek düzeyde seyretmesinin temel nedenidir. • Yoksulluk nedeni ile ailenin toplam harcama düzeyi azaldığından, çocuklara yönelik yapılan gerek gıda ve giyim gibi zorunlu harcamalar, gerekse eğitim ve sağlık gibi harcamaların da payı düşmektedir.

  4. Türkiye, Yoksulluk Endeksi değeri açısından 135 ülke arasında 40. sıradadır. Türkiye’ de 3 milyon çocuk yoksulluk sınırında yaşamakta, her yıl 125.000 çocuk bu sebepten dolayı okula gidememektedir.

  5. Son 50 yıl içinde beklenen yaşam süresi tüm dünyada 20 yıl kadar artmıştır. • Ancak gelişmiş ülkeler ile çok yoksul ülkeler arasındaki fark da artmıştır.

  6. İnsanların yaşama sürelerinin uzaması çocukluk dönemindeki sağlık sorunlarının çözümlenmesi ile yakından ilişkilidir.

  7. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hastalık ve ölüm nedenleri arasında farklılıklar bulunmaktadır.

  8. Gelişmiş ülkelerde bütün yaş gruplarında olan ölüm nedenleri irdelendiği zaman kronik hastalıklar, malignensiler, ve kazalar ön sırada yer almaktadır.

  9. Gelişmekte olan ülkelerde, toplum genelinde en sık görülen ölüm nedenleri sıralamasında; • çocukluk yaş grubunun ölüm nedenleri (akut solunum yolu enfeksiyonları, tüberküloz, sıtma, ishalli hastalıklar, vs.), • kronik hastalıklar, kasıtlı ve kasıtsız yaralanmalar ilk sıralarda dikkat çekmektedir.

  10. Dünya üzerindeki çocuk ölümlerinin %70’inden fazlası korunabilen ya da tedavi edilebilen hastalıklara bağlıdır. • Bunlar yenidoğan dönemi hastalıkları (prematürelik), yetersiz beslenme, yoksulluk, sağlık hizmetlerine ulaşamama, zatüre, ishal, sıtma ve kızamıktır .

  11. Dünyanın birçok ülkesinde bebekler sosyal, ekonomik ve kültürel nedenlerden dolayı beslenme yetersizliklerine maruz kalmaktadırlar. • Yetersiz ve dengesiz beslenme çocuklarda büyüme gelişme gerilikleri ile ölümlere neden olmaktadır .

  12. Bu ölümlerin çoğunluğu; • vitamin A desteği, • anne sütü ve • oral rehidratasyon solüsyonlarının kullanımının yaygınlaştırılması, • hastalık taşıyan parazitlerle, tüberküloz ve sıtma ile savaş gibi etkin ve düşük maliyetli sağlık programları ile önlenebilir. • Yılda en az iki milyon çocuk ölümünün, aşılarla önlenebileceği gösterilmiştir.

  13. Neden göstergelere bakıyoruz??? Bir toplumun demografik yapısı, hastalık ve ölüm nedenleri; o toplumun gelişme düzeyi, sağlık durumu, yüksek riskli yaş grupları ve öncelikle ele alınması gereken sorunlar, sağlık hizmetlerinin hedefleri ile ilgili düzenlemelere ilişkin önemli bilgiler verir.

  14. DÜNYADA 5 YAŞ ALTI ÇOCUKLARDA ÖLÜMLER

  15. Tüm dünyada beş yaş altı çocuk sayısı yaklaşık 626 milyondur. Bunların yalnızca 54 milyonu sağlıklı konutların, eğitim olanaklarının, temiz içme suyunun, yeterli besinin bulunduğu önlenebilir hastalıkların, savaş ve çatışmaların olmadığı gelişmiş ülkelerde yaşamaktadır.

  16. Son elli yıldır bütün dünyada önlenebilir 5 yaş altı çocuk ölümlerini azaltmak için büyük çabalar ve bütçeler sarf edilmektedir. • Oral rehidratasyon tuzlarının kullanımı, • anne sütünün yaygınlaştırılması, • aşılama, • gelişimin izlenmesi, • zatürrenintedavisi gibi basit ve etkili programlar, aile odaklı yaklaşımla bütün ülkelerde çocuk ölümlerinde belirgin bir azalma görülmüştür.

  17. Dünyada en düşük beş yaş öncesi çocuk ölümlülüğü Japonya ve İsveç’te görülmektedir (binde 4-5).

  18. Kadınların bağımsızlık kazanması, • Eğitimin (özellikle kadınların eğitiminin) yaygınlaştırılması, • Ulaşılabilir sağlık merkezlerinin kurulması, • Sağlık hizmetlerinin etkin olarak sunulması, • Sağlık hizmetlerinde doğum öncesi ve doğum sonrası hizmetlere özel yer verilmesi, • Sık doğumların önlenmesi, • En az düzeyde de olsa yeterli beslenmenin sağlanması, • Tüm toplumun aşılanması.

  19. Dünya genelinde temel aşılardan DBT ve Kızamık için birincil aşılanma dozunun yaşamın ilk yılı içinde tamamlanma oranı gelişmiş ülkelerde %96 ve %93, gelişmekte olan ülkelerde %88 ve %78, geri kalmış ülkelerde ise %77 ve %74’tür. • Bu durum dünya çocuklarının çoğunun yaşadığı gelişmekte olan ve geri kalmış ülkelerde aşı oranlarının hastalığın görülmesini önleyebilecek düzeylerin altında olduğunu göstermektedir .

  20. 2025 yılına kadar %97’si gelişmekte olan ülkelerde, her yıl 5 milyon civarında, beş yaş altı ölüm olacağı tahmin edilmektedir. On ölümden sekizi yetersiz beslenme ile bağlantılı olarak pnömoni ve ishal gibi bulaşıcı hastalıklara bağlı olacağı tahmin edilmektedir.

  21. DÜNYADA YENİDOĞAN ÇOCUKLARIN DURUMU • Dünyada her yıl yaklaşık 130 milyon bebek doğmakta ve yaşamının ilk dört haftası içinde dört milyon bebek kaybedilmektedir. • Başka bir ifadeyle her saatte dünyada 450 yenidoğan ölmektedir.

  22. Gebeliğin son üç ayında , inutero (ölü doğum) ölen bebeklerin sayısıda üç milyondur. • Anne ölümleri (her yıl 500.000) çok çarpıcı ve korkutucu istatistiğini son on yıldır fazla değişmeden korumaktadır.

  23. Anne ve yenidoğanölümlerinin %99’u orta ve düşük gelir düzeyi olan ülkelerde, %1’i ise gelişmiş ülkelerde olmaktadır. • Ölümler en fazla ilk haftada ve ilk 24 saatte görülmektedir. Afrika ve Güneydoğu Asya yenidoğan ölümlerinin en fazla görüldüğü kıtalardır. • Son tahminler dünyada doğan 1000 bebekten 34’ünün 1. Ayına erişemeden öldüğünü göstermektedir .

  24. Yaşayan yenidoğanlarınmorbiditelerihakkında çok güvenilir istatistikler yoktur. • Bu bebeklerin bir kısmı yaşam boyu özürlü kalabilmektedir. • İstatistiklerin yetersiz olmasına karşın her yıl en az 1 milyon bebekte asfiktik doğuma bağlı cerebralpalsy, öğrenme güçlüğü gibi sakatlıklar kaldığı bildirilmiştir.

  25. Yoksul ülkelerde doğan bebeklerin enfeksiyondan ölme riski 2 kat, asfiksiden ölme riskleri 8 kat daha fazladır.

  26. DÜNYADA ÇOCUK İŞÇİLİĞİ • Dünyada 218 milyon çocuğun çalıştığı, bu çocukların 126 milyonunun ise tehlikeli işlerde çalıştığı tahmin edilmektedir. • Çocukların çalışması, onların fiziksel (anemi, büyüme-gelişme geriliği, kronik akciğer hastalığı, solunum yolu hastalıkları, göz enfeksiyonları, zehirlenmeler), ruhsal (anksiyete / depresyon, uyku bozukluğu, dikkat eksikliği vb.) ve sosyal sağlığını olumsuz etkileyen bir durumdur

  27. Bureau istatistik merkezinin verilerine göre dünyada 10-14 yaş arası 1.809.955 çocuk işçi olduğu tahmin edilmektedir. • 5-14 yaş arası çocukların gelişmekte olan ülkelerde %16’sı, geri kalmış ülkelerde %29’u çalıştırılmaktadır.

  28. Çocuklar Afrika’da , Asya’da, Latin Amerika’da, Orta Doğu’da ve Güney Avrupa’nın bazı bölgelerinde başkalarının evlerinde hizmetçi olarak çalıştırılmaktadırlar (Dünya Çocuklarının Durumu 2008).

  29. UNICEF 2011 verilerine göre çocuk işçiliğinde kızların oranı %15 azalmış olup, aynı zamanda kız çocuklarının tehlikeli, güç işlerde çalıştırılması da %24 oranında azalmıştır.

  30. TÜRKİYE’DE ÇOCUK SAĞLIĞININ DURUMU

  31. TÜRKİYE’NİN SOSYO-DEMOGRAFİK YAPISI • Türkiye nüfusunun yaş dağılımı, geçmişte yüksek doğurganlık deneyimi olan, ancak yakın zamanda hızlı bir doğurganlık düşüşü yaşanan ülkelerin belirgin özelliklerine sahiptir.

  32. Nüfus piramidinin tabanında görülen daralma Türkiye’de doğurganlık seviyesindeki hızlı azalmayı göstermektedir. Nüfus piramidi günümüzde sayıca en büyük kuşaklarının 10-29 yaşları arasında olan kuşaklar olduğunu ortaya koymaktadır.

  33. Nüfus dağılımı: Kaynak:TNSA 2008.

  34. Türkiye genç bir nüfus yapısına sahip olup nüfus yapısı, piramit şeklinden fıçı şekline doğru geçiş göstermiştir. Üretken olmayan 15 yaş altı ve 65 yaş üstü nüfusun 15-64 yaş nüfus oranını gösteren bağımlılık oranı 1990 nüfus sayımında 65 iken, 2008 yılı Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA 2008) sonuçlarına göre 52 ye düşmüştür.

  35. Yerleşim yerine göre yaşa özel doğurganlık hızları: Kaynak:TNSA 2008.

  36. Yaşa göre doğurganlık hızındaki değişimler: Kaynak:TNSA 2008.

  37. TNSA-2008’den son 20 yıllık dönem için hesaplanan yaşa özel doğum hızları, tüm yaş gruplarında doğurganlığın önemli ölçüde azaldığının bir kanıtıdır (TNSA 2008).

  38. Adölesan kadınlarda doğurganlık ve annelik: • 15-19 yaşlarındaki anne olmuş ya da ilk çocuğuna gebe olan adölesan kadınların temel özelliklere göre yüzdesi.

  39. Yüzdeler Kaynak:TNSA 2008.

  40. Adölesan Doğum Oranı: Kaynak:Binyıl Kalkınma Hedefleri Raporu Türkiye 2010.

  41. Anne Yaşı

  42. BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLERİNDEKİ DÜZEY VE EĞİLİMLER • Avrupa’da bebek ölümlerindeki azalma 50-60 yıl önce gerçekleşmiştir. • Bu azalmada teknolojik gelişmeden çok sosyo-ekonomik kalkınma önemli rol oynamıştır.

  43. Bebek ve çocuk ölümlülüğü: Kaynak:TNSA-2008

More Related