400 likes | 701 Views
PANEL. HEKİMLERİN CEZAİ SORUMLULUĞU Mayıs 2014, Antalya. Ali SANCAR Yargıtay 6. Ceza Dairesi Üyesi E-Posta: alisancar@yargitay.gov.tr ab32472@adalet. gov.tr Tlf: 0505 218 03 33. Hekimlerin Sorumlulukları. 1 - Cezai Sorumluluk (Adli Yargı-Ceza Davası)
E N D
PANEL HEKİMLERİN CEZAİ SORUMLULUĞU Mayıs 2014, Antalya
Ali SANCAR Yargıtay 6. Ceza Dairesi Üyesi E-Posta: alisancar@yargitay.gov.tr ab32472@adalet. gov.tr Tlf: 0505 218 03 33
Hekimlerin Sorumlulukları 1-Cezai Sorumluluk(Adli Yargı-Ceza Davası) 2-Hukuki Sorumluluk(Adli Yargı-Hukuk davası) 3-İdari Sorumluluk (Kurum içi soruşturma-İdari Yargı) 4-Mesleki Sorumluluk (Tabip Odası Onur Kurulu)
Doktor-Hasta ilişkişi(Sözleşme) 1-Vekalet Sözleşmesi: • Bir iş görmenin teşkil etmesi, • İşin hasta çıkarına ve yararına yapılması, • İş görmenin zaman kayıdına bağlı olmaması, • Sonucun elde edilememe rizikosunun bulunması, • Ücret zorunlu değildir.Ücret, ilan niteliğinde olup hasta Dr.'a başvurmakla bu ücreti kabül etmiş olur. • Taraflar sözleşmeden vazgeçebilirler. Azil ve istifa mümkündür. İstisnası;Tıbbi Deontoloji Tüzüğünün 18 ve 19. maddelerinde düzenlenen kısıtlamalardır.
Tıbbi Deontoloji Tüzüğünün 18. maddesi: MADDE 18 - Tabip ve diş tabibi, âcil yardım,resmî veya insani vazifenin ifası halleri hariç olmak üzere, mesleki veya şahsi sebeplerle hastaya bakmayı reddedebilir.
Tıbbi Deontoloji Tüzüğünün 19. maddesi: MADDE 19 - Tabip ve diş tabibi mesleki veya şahsi sebeplerle, tedaviyi bitirmeden hastasını bırakabilir. Ancak, bu gibi hallerde, diğer bir meslektaşın tedavi veya müdahalesine imkân verecek zamanı evvelden hesaplayarak hastayı vaktinde haberdar etmesi şarttır. Hastanın bırakılması halinde hayatının tehlikeye düşmesi veya sıhhatinin zarara uğraması muhtemel ise, diğer bir meslektaş temin edilmedikçe, hastayı terkedemez. Hastayı bu suretle terkeden tabip veya diş tabibi, lüzum gördüğü veya hasta tarafından talep edildiği takdirde, tedavi zamanına ait müşahade notlarını verir.
- 2-Eser sözleşmesi:Bir eser meydana getirme sözleşmesidir. • Plastik cerrahi ve Diş hekimliği dallarında görülebilir. • Doktor, ücret karşılığı belirli bir sonucu yaratmayı borçlanmıştır.Vekalet sözleşmesinde ise doktor hastasına iyileşme garantisi vermemektedir.
- • Tedaviyi reddetme hakkı: • Karar verme yeterliliği bulunan ve uygun biçimde aydınlatılmış kişi tarafından önerilen tedavinin reddedilmesidir. • Ölme Hakkı: Aktif veya pasif olarak bir kimsenin ölümüne yardım etmek intihara yönlendirme ve kasten öldürme suçları olarak TCK(m.81, 82, 84)'da düzenlenmiştir.
Suç nedir? Kabul edilen suç teorisine göre; suç bir haksızlıktır, unsurları nelerdir? A-Maddi unsurlar: 1-Fiil, 2-Netice, 3-Nedensellik bağı. 4-Fail, 5-Mağdur, 6-Konu
- B-Manevi unsurlar: 1-Kast; a)Doğrudan kast, b)Olası kast. 2-Taksir; a)Bilinçli taksir b)Basit(Bilinçsiz) taksir C-Hukuka aykırılık :
Tıbbi işlemlerin hukuka uygunluk nedenleri: 1-Tıbbi Yetkinlik: 2- Hastanın aydınlatılması(Bilgilendirme) 3-Onam(Rıza).
Hastanın Aydınlatılması Hastaya; sağlık durumunu, kendisine uygulanacak tıbbi işlemleri, bunların faydaları ve muhtemel sakıncaları, alternatif tıbbi müdahale usülleri, tedavinin kabul edilmemesi halinde ortaya çıkabilecek muhtemel sonuçları ve hastalığın seyri ve neticeleri konusunda sözlü veya yazılı olarak bilgi verilir. Hastanın bu hususları isteme hakkı vardır. (Hasta Hakları Yönetmeliği m.15)
- Yaş: -18 yaşından büyük akıl sağlığı yerinde olan her yetişkin tıbbi ve cerrahi müdaheleyi kabül etmek veya reddetmek hakkına sahiptir. -18 yaşından küçükler için; veli veya vasileri aydınlatılır ve onların rızaları alınır. Akıl sağlığı yerinde olmayanlar için: • Yasal temsilci(Vasi) • Hastanın eşi • Yetişkin çocuk • Anne-Baba • Yetişkin kardeş
Hastanın Onamının(Rızasının)alınması Anayasanýn 17. maddesi ile Medeni Kanunun 24. maddesi; kiþinin rýzasý alýnmaksýzýn, þahsiyet haklarýnýn kapsamýna giren, hayatýna, saðlýðýna, vücut tamlýðýna yapýlacak her türlü müdahaleyi hukuka aykýrý sayar. • Zımni(örtülü) onam:Hastanın tıbbi müdaheleye razı olduğu somut olayın hal ve şartlarından çıkarılmaktadır. Belirli bir şekli olmadığı için söz, yazı veya fiille verilmesi mümkündür. Cerrahi girişimler açısından zımni onam kabül edilmez.
. Yazılı onam: Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun: Madde 70 – (Değişik: 23/1/2008-5728/38 md.)Tabipler, diş tabipleri ve (dişçiler) yapacakları her nevi ameliye için hastanın, hasta küçük veya tahtı hacirde ise veli veya vasisinin evvelemirde muvafakatını alırlar. Büyük ameliyei cerrahiyeler için bu muvafakatin tahriri olması lazımdır.(Veli veya vasisi olmadığı veya bulunmadığı veya üzerinde ameliye yapılacak şahıs ifadeye muktedir olmadığı takdirde muvafakat şart değildir.) Hilafında hareket edenlere ikiyüzelli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından verilir.
- -Organ ve doku alınması , saklanması aşılanması ve nakli hakkında kanun(m.6). Muvafakat: Madde 6 – Onsekiz yaşını doldurmuş ve mümeyyiz olan bir kişiden organ ve doku alınabilmesi için vericinin en az iki tanık huzurunda açık, bilinçli ve tesirden uzak olarak önceden verilmiş yazılı ve imzalı veya en az iki tanık önünde sözlü olarak beyan edip imzaladığı tutanağın bir hekim tarafından onaylanması zorunludur. -Nüfus planlanması hakkında kanun(m.5) Gebeliğin sona erdirilmesi: Madde 5 –Acil müdahale hallerinin nelerden ibaret olduğu ve yapılacak ihbarın şekil ve mahiyeti ile sterilizasyon ve rahim tahliyesini kabul edenlerden istenilecek izin belgesinin şekli ve doldurulma esasları, bunların yapılacağı yerler, bu yerlerde bulunması gereken sağlık ve diğer koşullar ve bu yerlerin denetimi ve gözetimi ile ilgili hususlar çıkarılacak tüzükte belirtilir. (m.5/4).
- Sözlü onam:Hastanın şuurunun kapalı olduğu acil haller dışında kullanılan farazi rıza ve Tababet...kanunun 70. maddesindeki cerrahi girişimler için gerekli olan yazılı rıza dışında hasta hekim ilişkisi sözlü rıza temeline dayanır. -isbatı:İddiayı isbat, bunu ileri sürene aittir. Farazi onam:Rızanın alınmasının mümkün olmadığı acil durumlarda kişinin ilgili tıbbi müdahele hakkında daha önceden verilmiş bir red kararı yoksa onamın olduğu varsayılarak müdahelede bulunulabilir.
Ameliyatın genişletilmesi:Cerrahi müdahele sırasında ameliyat planının değişmesi nedeniyle zorunlu olarak ameliyatın genişletilmesi durumlarında, ameliyatı sonlandırmanın hasta açısından oluşturacağı hayati tehlike riski ameliyatın genişletilmesinden kaynaklanan riskten daha fazla ise hekim hastanın rızasının olduğunu var sayarak ameliyatı gerçekleştirir. -
- Aydınlatılmış onam ne zaman alınmalıdır? • Tıbbi müdaheleden makül bir süre(acil olmayan durumlarda 24 saat) önce alınmalıdır.
SORUŞTURMA Özel hastanelerde veya kendi muayenehanelerinde çalışan hekimler hakkında tıbbi kötü uygulama iddiası ile ilgili bir şikâyet bulunduğunda Cumhuriyet Baş- savcılıkları tarafından doğrudan soruşturma yapılmaktadır. Kamu sektöründe çalışan hekimler hakkında adli soruşturma başlatılabilmesi ise 4483 sayılı yasa gereği mülki amirliklerce haklarında “soruşturma izni’’ verilmesine bağlıdır.
İŞLENEBİLECEK SUÇLAR 5237 sayılı yasada, hekimlerle ilgili suç tipleri: “Soykırım, İnsanlığa Karşı Suçlar, Kasten Öldürme, Kasten Yaralama, İntihara Yönlendirme, Taksirle Öldürme, Kasten Yaralama, Kasten Yaralamanın İhmali Bir Davranışla İşlenmesi, Taksirle Yaralama, İnsan Üzerinde Deney, Organ Ve Doku Ticareti, Çocuk Düşürtme, Kısırlaştırma, Yarımcılık, Radyasyon Yayma, Bulaşıcı Hastalıklara İlişkin Tedbirlere Aykırı Davranma, Resmi Belgede Sahtecilik, Sağlık Memurunun Gerçeğe Aykırı Belge Düzenlemesi, Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi, Genital Muayene “ olarak sıralanabilir.
TIBBİ GİRİŞİM NEDENİYLE CEZA SORUMLULUĞU Tıp mesleği mensuplarının tıbbi girişimleri nedeniyle ceza sorumluluğunun varlığı için şu koşulların bulunması zorunludur : 1- Tıbbi girişimde bulunulması, 2-Girişimin kusurlu gerçekleşmesi (tıbbi hata/malpraktis), 3- Hastanın sağlığının zarar görmesi veya yaşamının sona ermesi (netice), 4- İlliyet bağının varlığı.
Doktorun Yükümlülüğü Doktor, tıp biliminin mevcut bilgi düzeyine uygun olarak teşhis ve tedavi girişimini yerine getirmekle yükümlüdür. Tedavi amacıyla yaptığı girişim tıp bilimi ve mesleğinin kurallarına uygun olmak koşuluyla, tedavide başarılı olamaması nedeniyle sorumlu tutulamaz. Diğer bir anlatımla doktorluk, tedavi neticesini garanti etmeyen bir meslektir.
Tıbbi Kusur Tıbbi kusur/hata; “doktorun tıbbi girişimde, tıp bilimi ve mesleğinin kural ve gereklerine uymaması nedeniyle hastasının hayatı veya sağlığına zarar vermesi” olarak tanımlanabilir. Tıbbi standardı sağlayamamak da mesleki kusur olarak kabul edilir. Tıp bilimi kuralına uymama kasıtlı olabileceği gibi taksire de dayanabilir.
- Taksirli sorumluluğun temeli özen yükümlülüğüne aykırılıktır. Özen yükümlülüğünün ihlali anlamındaki kusurlu davranış bilgisizlik veya deneyimsizlikten kaynaklanabilir. Tıp bilimi ve mesleğine uygunluk konusunda, tedavinin yapıldığı tarihte geçerli olan bilimsel seviye ve ilgili mevzuat temel alınmaktadır. olayda hekimin uygulamasının tıp bilimi ve mesleğinin veri ve gereklerine aykırı düşmesi durumunda tıbbi kusurun bulunduğu kabul edilmelidir.
- Tıbbi kusurlar genel olarak teşhis ve tedavi (uygulama) hataları olarak ikiye ayrılabilir. 1-Teşhis Kusurları: Teşhis konulabilmesi için tıp bilimi ve mesleği tarafından öngörülen kurallara (tanı protokollerine) uyulmaması nedeniyle yanlış teşhis konulması, teşhis hatasına yol açar. Hekimin vücut muayenesinde özensiz davranışla hastasına zarar vermesi taksirle yaralama suçunu oluşturur.
- “Cinsel organdaki yırtıkların vajene spekulum veya buna benzer bir cismin duhulü ile meydana gelebileceğinin belirlendiği anlaşılan olayda; sanığın bir doktor olarak dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı şekilde (spekulum ile) yaptığı muayene sonucunda, öngörmediği halde katılanın kızlık zarının bozulmasına neden olduğundan, taksirle yaralamaya neden olmak suçundan dolayı cezalandırılması gerekir.”(12.CD.12.3.2012, 1065/6790.)
- Doktorun doğru tanıyı koymakta gecikilmesi de tıbbi kusur teşkil eder. Bir olayda çocuğun hastalığının teşhisinde gecikmenin sorumluluğa neden olacağı belirtilmiştir.( 4.CD. 14.6.2006, 52/12500)
Tedavi (Uygulama) Kusurları Doğru teşhiste bulunulmasına karşın, tedavi yönteminin seçilmesi veya uygulanmasında hatalı davranılması ile hastanın zarar görmesine neden olunması, tedavi hatasına yol açar. Gerektiği halde müdahale yapılmaması; örneğin, “travmalı bir hastanın gözlem altında tutulması gerekirken, hekimin hastayı yatırmayıp taburcu etmesi” cezalandırılmasını gerektirir.(9.CD. 20.11.2006, 4047/6290.)
- Tedavi yöntemi veya uygulamasındaki kusur nedeniyle hastanın zarara uğraması halinde taksire dayalı sorumluluk doğar.”Bilirkişi raporunda tedavi için yapılan müdahale sonrasında sanığın bacağında gereksiz kısaltma yapılmış olması nedeniyle 1/8 oranında kusurlu olduğunun belirtilmesi …”. (4.CD. 20.03.2012, 2011/16504 - 2012/7165.)
- Bizzat hekim tarafından yapılması gereken bir işlemin yardımcı personele yaptırılması sonucu yaranın enfekte olmasına yol açılması cezayı gerektirir.( 4.CD.13.6.2006, 7665/12374.) Yargıtay’a göre de, tıbbi girişimin tümüyle tıp bilimine uygun olarak gerçekleştirilmesine karşın meydana gelen zararlı bir sonuçtan hekim sorumlu değildir;
Tıbbi Kusurun Ortaya Çıkış Biçimleri ve Cezai Sorumluluk- Kusur; kast veya taksir şeklinde gerçekleşebilir. Kast, neticeyi bilip isteyerek hareket etmektir. Taksir, özensiz davranışla ve neticeyi istemeden gerçekleştirilen fiildir. Tıbbi kusurun (tıbba aykırı davranışın) kasten icra edilmesi ve eylemin icrai biçimde gerçekleşmesi durumunda (örneğin steril olmadığı bilinen aletlerle ameliyat yapılması gibi), doğrudan veya olası kasıtla yaralama veya öldürme suçları oluşur.Esasen burada hekimin hatasından değil, kasıtlı davranışından söz edilir.
- Tıbbi kusurun özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla gerçekleşmesi durumunda, ölüm veya yaralamaya taksirle neden olma suçları işlenmektedir (TCK m. 85, 89). Hekimin öngörülebilir bir sonucu, özensizliği nedeniyle öngöremeden hareket etmesi durumunda bilinçsiz/basit taksir vardır. Hekim, neticeyi öngörmesine karşın, gerçekleşmeyeceği inancıyla hareketine devam ediyorsa bilinçli taksir bulunmaktadır.
Hekimin Kayıt Tutma Yükümlülüğü ve Cezai Sorumluluk Hekim ve hastaneler, hasta hakkında yapılan tıbbi işlemleri kaydetmek, hasta dosyası düzenlemekle yükümlüdürler. 1219 sayılı Kanunun(Tababet ve Şuabatı...) 72. maddesi uyarınca hekimler protokol defteri düzenlemekle de yükümlüdürler. Tıbbi kayıtlar, hastanın kişisel verilerini içerdiğinden, güvenliği sağlanmalı, kayıtlı bilgilerin yetkisiz kimselerin eline geçmemesi için tedbir alınmalıdır.
- Tıbbi kayıt tutulmaması mesleki kusur olarak kabul edilir. Bu nedenle hastanın zarar görmesi hukuki ve cezai sorumluluğa yol açabilir. Tıbbi kayıtlarda tahrifat, gerçek dışı kayıt düzenlenmesi gibi eylemler özel veya resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturabilir. Kamu görevlisi hekimler yönünden tıbbi kayıt düzenlenmesi ayrıca görevin gereği olduğundan, kayıt tutulmaması TCK’nın 257/2. maddesindeki suçu oluşturabilir.
. “Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz (TCK.m.4/1)
“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi “ Kanuni Sultan Süleyman
“Beni Türk Hekimlerine Emanet Ediniz” M.Kemal ATATÜRK
TEŞEKKÜRLER... Ali SANCAR Yargıtay 6. Ceza Dairesi Üyesi E-Posta: alisancar@yargitay.gov.tr ab32472@adalet. gov.tr Tlf: 0505 218 03 33