1 / 95

4. TEMA

4. TEMA. GÖREV VE SORUMLULUKLARIMIZ. A-İNSAN HAYATINA VE ONURUNA SAYGI. İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ Madde 1: Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşçe davranmalıdırlar.

dorit
Download Presentation

4. TEMA

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. 4. TEMA GÖREV VE SORUMLULUKLARIMIZ

  2. A-İNSAN HAYATINA VE ONURUNA SAYGI İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ Madde 1: Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşçe davranmalıdırlar. Madde 3: Yaşamak,özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır. Madde 4: Hiç kimse köle ya da kul olarak kullanılamaz; kölelik ve köle alım satımı her türlü biçimde yasaktır.

  3. Madde 5: Hiç kimseye işkence ya da zalimce, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza ya da muameleye uğratılamaz. Madde 6: Herkesin, nerede olursa olsun, yasa önünde bir kişi olarak tanınma hakkı vardır. Madde 23: Çalışan herkesin, kendisi ve ailesine insanlık onuruna uygun bir yaşayış sağlayan, gerekirse her türlü sosyal güvenlik araçlarıyla da desteklenen bir ücrete hakkı vardır.

  4. ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ Madde 16: Hiç kimse onurunu kıramaz, onları küçük düşüremez, özel hayatına karışamaz. Çocukların bu hakkı yasalarla korunur. Madde 23: Engelli çocukların özel olarak korunma ve saygı görme hakkı vardır. Madde 37: Hiçbir çocuk insanlık dışı yöntemlerle ya da aşağılanarak cezalandırılamaz.

  5. ÖZGÜVEN VE SAYGI Özsaygı: Kendini kabule bağlıdır, kendinizi nasıl gördüğünüzle ilintilidir. Bir anlamda gerçeklerle yüzleşmektir. Nerede yetersiz olduğunu bilmektir. Özgüven: Başkalarının bizi nasıl gördüğüne bağlıdır. Kendimizi sevip sevmememiz, başkalarının bizi değerlendirmesine bağlı kalır. Kendine saygı; kendini ve sınırlarını kabul etmektir. Onur: Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, şeref, itibarıdır. Her şeye rağmen yaşamak değil, onurlu yaşamak önemlidir.

  6. Hakaret: İnsanları aşağılamak kırıcı sözler söylemek, küçültücü söz ve ya davranışlarda bulunmaktır. İnsancıl Eylem: İnsana yakışan davranıştır. Birisinin utanmasını önlemektir. İnsan seven kendine, başkalarına ve çevresindekilere değer veren, kendine göre bir değerdir. İnsan hakları, hiç ayrım gözetmeden her insanda aynı şekilde korunmayı gerektirir. İnsan olma bilincine sahip kişi dili, dini, cinsiyeti, toplumsal konumu ne olursa olsun bütün insanların eşit değerde ve eşit haklara sahip olduğunu kabul eder ve buna göre davranır.

  7. B-YAŞAM KALİTESİ İÇİN SORUMLULUKLARIM Mutlu ve huzurlu bir hayatın başarılması, insanın kendisi ve çevresi ile barış içerisinde yaşamasına bağlıdır. Kendisiyle barışık olan insanın çevresi ve ait olduğu toplum içinde huzurlu bir hayata daha yakın olduğu düşünülür. Bu özelliğe sahip insanlarla bir barış toplumu oluşturmak kolaylaşır. Kalite: Herhangi bakımdan üstünlük ve eksiksizlik olarak tanımlanmaktadır. Günümüz uygarlığı küçük küçük gelişmelerin toplanması, birleşerek ve kendinden önceki gelişmelere eklenerek büyümesi sonucu ortaya çıkmıştır. Bugün yaşam kalitesi olarak geldiğimiz nokta, önceki uygarlıkların üzerinde yükselmiştir.

  8. Günümüzde daha da zenginleşen uygarlık birikimi gelecek nesillere ortak miras olarak aktarılmaktadır. Ortak mirasın zenginleşmesi ve gelişmesi, insan değeri, özgürlüğü eşitliği, hakları ve mutluluğu gibi kavramların da geliştirilmesini sağlamıştır. Toplumun kalitesi bir yandan bireylerin bilinçli ve sorumlu bireyler olmasına diğer yandan teknolojik, bilimsel, ekonomik, ulaşım, haberleşme v.b. alanlarda gerçekleştirilen gelişmelere bağlıdır. Günümüzde toplumların yaşam kalitesi düzeyi aynı değildir. Gelişmiş ülkelerin yaşam kalitesi gelişmemiş ülkelerden daha iyi durumdadır.

  9. Eğitimde Kalite •Eğitim kalitesinin artırılmasında amaç, iyinin daha iyisini yakalamaktır. Daha iyiyi aramak, bir düşünme, arayış ve uygulama içinde olmayı gerektirir. Bunun için bireyler, kendilerini sürekli gelişmeye yöneltecek ihtiyaçlarını fark edebilmelidirler. •İnsanı dışlayan hiçbir girişim tam başarılı olamaz. Kaliteyi başarı ile uygulayacak olan, insandır. Bunun için motivasyon, eğitim önemlidir. •Okulda kaliteyi arttırmak için herkesin ilgi ve enerjisine ihtiyaç vardır. Okulda paylaşımcı ve iş birliğine dayalı çalışma sistemi oluşturulmalıdır. Okul içi ve okul dışı iş birliğine yönelinmelidir.

  10. Atatürk ve Yaşam Kalitesinin Gelişimi Atatürk ilke ve inkılâplarını Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş uygarlık mücadelesini simgelemektedir. Atatürk ilkeleri uygarlığa yönelen temel düşünceyi, inkılâplar ise bu yolda atılması gereken temel adımları ifade etmektedir. Bu ilkeler: Cumhuriyetçilik: Millet, yönetimde söz sahibidir. İnsan hak ve hürriyetleri cumhuriyetle teminat altına alınır. Yurttaşlar yaşama ve kendini geliştirme haklarını gereği gibi kullanabilirler.

  11. Halkçılık: Devletin, millet için olduğunu vurgular. Bütün vatandaşlar ve farklı unsurlar devlet hizmetlerinden eşit olarak yararlanır. Halkçılık vatandaşların hak ve hürriyetlerini gözetir. Devletçilik: Vatandaşların özgürce çalışma ve yaşam hakları bu ilkenin teminatı altındadır. Devletçilik ilkesi ile insan yaşamı güvence altına alınmış olur. Bu güvence ise her türlü ticari ve toplumsal girişim için elverişli ortam sağlar. İnkılâpçılık: Gelişme ve ilerlemeyi vurgular. Bireylerin dünyadaki gelişmelere açık, yapıcı Ve üretken insanlar olmaları bu ilkenin temel hedeflerindendir.

  12. Siyasal Alanda Yapılan Bazı Yenilikler •Saltanat kaldırıldı, cumhuriyeti ilan edildi. •Siyasi partilerin kurulmasıyla çok partili hayata adı atıldı. •Türk kadınına siyasi haklar verildi. Hukuk Alanındaki Bazı Yenilikler •1926’da Medeni Kanun ilan edildi. •Medeni Kanunla; mirasta ve boşanmada kadın erkek eşitliği getirildi.

  13. Eğitim ve Kültür Alanlarındaki Bazı Yenilikler •3 Mart 1924’te Tevhid-i Tedrisat Kanunu ilan edildi. Eğitim öğretim laikleştirildi. •1 Kasım 1928’de Latin alfabesi kabul edildi. Toplumsal Alanda Yapılan Bazı Yenilikler •30 Kasım 1925’de tekke, zaviye ve türbeler kapatıldı. •1925 yılında Hicri ve Rumi takvimler kaldırılarak Miladi takvim kabul edildi.1 Ocak 1926’dan itibaren uygulamaya geçildi. •1931 yılında bir kanunla okka, arşın vb. yöresel ölçü birimleri yerine kilo, metre ve litre gibi ölçü birimleri kabul edildi.

  14. Ekonomi Alanında Yenilikler •17 Şubat 1923’de “İzmir İktisat Kongresi” toplandı. Milli ekonominin hedefleri belirlendi. Yatırım yapacak şirketlere kolaylık sağlanacağı, milli bankanın kurulacağı, demiryolu yapımına önem verileceği, yerli malı kullanımı teşvik edileceği belirtilmiştir. Bayındırlık Alanında Gelişmeler •Yeni demiryolları ve karayolları yapıldı. •Pek çok yeni şehir ve kasaba inşa edilerek modern bir görünüme kavuşturuldu.

  15. C-DEMOKRATİK BİR ÇEVRE İÇİN YAPACAKLARIM VATANDAŞ OLMA SORUMLULUĞU •Vatandaş olma bilinci, vatandaşlık haklarımızın ve sorumluluklarımızın farkında olmaktır bilinçli insan, ne yaptığının farkındadır. Vatandaşlık bilinci, hak ve sorumluluklarımızı yerine getirerek oluşur. İnsan ait olduğu topluma faydalı hizmetler üretebildiği ölçüde vatandaşlık bilincine erişmiş demektir.

  16. •Toplum içinde yaşayan insanların karşılıklı ilişkileri ve bu ilişkilerden doğan sorumlulukları vardır. Aile, komşuluk, arkadaşlık ilişkileri gibi. Örneğin,sokağındaki ağaçların susuzluktan kurumaya başladığını gören kişi belediye yetkililerine haber verdiğinde sorumlu davranmış olur. •Toplumsal yaşamda herkes mutlaka belli sorumluluklar taşır. Yurttaşların devlete, öğrencilerin öğretmenlerine ve ailelerine, aile bireylerinin birbirlerine karşı sorumlulukları vardır.

  17. Okuma Kültürü Okuma kültürü insanlara çocukluktan itibaren kazandırılabilecek bir alışkanlıktır. Okuma alışkanlığının kazandırılmasında aile hayatı çok önemlidir. Okuma Kültürünün Oluşmamasında; •Ailevi nedenler:(Ailenin okumayı teşvik edici olmaması gibi) •Çevresel nedenler:(Arkadaş seçimi, oyun alanları, yaşadığı evin fiziki durumu, yakın çevresi vb. durumlar)

  18. •Toplumsal nedenler:(Toplumun alışkanlıklar, zevkler, hobiler üzerinde belirleyici etkileri) •Okul, sınıf ve eğitim ortamından kaynaklanan nedenler:(Okuldaki eksik uygulamalar vb.)etkili olabilmektedirler. Tüm bu sorunlar evrenseldir; insan olma bilincine sahip herkesi ilgilendirir. Bu sorunlara çözüm üretmek, gelecek kuşaklara insan haklarına saygılı bir toplum ve yaşanabilir bir dünya bırakmak için çalışmak insan olma bilincine sahip her bireye düşen bir görevdir

  19. Ç-BEN DE YAPABİLİRİM (YARDIMLAŞMA DAYANIŞMA) Yardımlaşıyoruz •Toplum hayatının devamı için çalışmak, üretmek gereklidir. Bu nedenle insanlar ihtiyaçlarını karşılamak için iş birliği yapmak, dayanışma içinde olmak zorunda kalırlar. Birbirlerinin ürettiklerinden, hizmetlerinde yararlanırlar. Okul, kooperatif, köydeki imece, vakıf ve dernekler işbirliği ve dayanışmanın birer örnekleridir.

  20. •Toplumda bir arada yaşayan insanlar arasındaki ilişkiler iş birliği ve iş bölümü yapmanın hem bir sonucu hem de gereğidir. Buğdayı çiftçinin yetiştirmesi, onu değirmencinin öğüterek un yapması, ekmeği fırıncının üretmesi iş bölümünün göstergesidir. •Temelinde sevgi, saygı, dürüstlük, hoşgörü, sorumluluk vb. etik değerlerin bulunduğu davranışlar bireyleri birbirlerine yaklaştırır, toplumda dayanışmayı sağlar. Her meslek sahibinin işinin gerektirdiği görevi yerine getirmesi toplumdaki dayanışmanın göstergesidir. Örneğin; öğretmen eğitim görevini, doktor sağlık hizmetleri görevini, fırıncı ekmek yapma görevini üstlenmiştir. Bu meslekte olan kişiler sorumluluklarını yerine getirmezlerse toplum yaşamının sürdürülmesi mümkün olmaz.

  21. D-TOPLUMSAL KURALLAR Toplumsal hayat bir düzen gerektirir. Düzen kurallarla sağlanır. Bu kurallar uyumlu, adaletli ve huzurlu yaşamın temel eseridir. Toplumda herkes istediği gibi davranırsa karmaşa çıkar; toplum hayatı çekilmez olur. Toplum huzuru için kurallara uymak her vatandaşın görevidir.

  22. KURALLAR OLMASAYDI Kurallar insanların uymaları gereken bir emri ya da yasağı, kullanabilecekleri bir yetki veya hakkı ifade eder. Toplumdaki kuralların amacı sosyal ilişkilerin düzen içinde sürdürülmesini sağlamaktır. Arkadaşlar içinde, yaşadığımız toplumda, okulda, ailede, iş yerinde, oyunda kargaşanın olmaması ve her şeyin yerli yerinde olması için bir takım kurallar olmalıdır.

  23. Kişinin başkasına zarar vermeden istediği gibi davranması anlamına gelen hürriyet kavramı üzerinde Fransız Bosseuet şöyle demiştir.’’Herkesin istediğini yapabileceği bir yerde hiç kimse istediğini yapamaz. Baş olmayan yerde herkes baş, herkesin baş olduğu yerde herkes köledir.’’

  24. Sosyal Davranış Kurallarının Genel Niteliği - Toplumsal davranış kuralları hayatın kurallarıdır. İnsanın daha yaşanılır bir toplum oluşturma çabalarının bir sonucudur. Özünde, kendi dışımızdaki insanların varlığını dikkate almak düşüncesi yer alır. Davranış kuralları toplumun ihtiyaç duyduğu insan tipini şekillendirir. -Toplum kuralları uzun denemelerin sonunda ortaya çıkmıştır. Bir ırmağın yüzyıllardır kendi yatağını bulması gibi, kurallarda yüzyıllardır birlikte yaşayan insanların edindiği birikimlerdir.

  25. SOSYAL DÜZEN KURALLARI:: İnsanların toplumda uyması gereken ve sosyal düzeni sağlayan davranış kurallarını beş grupta toplamak mümkün. 1.)Din kuralları 2.) Ahlak kuralları 3.)Görgü kuralları 4.)Örf ve adet kuralları 5.) Hukuk kuralları İnsanların eylemlerini belirleyen kurallar yazılı ve yazısız olmak üzere ikiye ayrılır. ::Yazılı kurallar;hukuk kurallarıdır;yani yasalardır. Yazılı kurallara aykırı davranışta bulunanlar cezalandırırlar. ::Yazısız kurallar;ahlak,din,gelenek,görenek,örf,adet ve görgü kurallarıdır.Yazısız kurallara aykırı davranışta bulunanlar toplumdaki diğer kişiler tarafından ayıplanır,kınanırlar.

  26. 1.Din Kuralları: Esas olarak insan ile Tanrı arasındaki ilişkileri düzenlemekle birlikte insanla insan ,insanla toplum arasındaki ilişkileri düzenler.Her toplumda din vardır;her din yaşamla ilgili kurallara sahiptir. Din kurallarının kaynağı ilahidir.Yaptırımı manevidir. Günah-Sevap,Helal-Haram ayrımı yaparak davranışları yönlendirmektedir.İslam dini yoksula yardım etmeyi,komşu haklarını gözetmeyi teşvik eder.Anne –babaya saygıyı emreder,dedikoduyu yasaklar.

  27. 2.Ahlak Kuralları: Hangi davranışların iyi ,hangilerinin kötü olduğunu belirleyen kurallardır.İyi olanın yapılmasını ,kötü olduğunu belirleyen kurallardır.İyi olanın yapılmasını,kötü olanın yapılmamasını ister.Dürüst olmak,yalan söylememek duvarlara başkalarının hoşlanmadığı yazılar yazmamak ahlak kuralıdır. Ahlak kuralının yaptırım gücü manevidir. Toplum ahlak kurallarına uymayanları hoş karşılamaz, dışlar.

  28. 3-Görgü kuralları: Kişilerin birbiriyle karşılaştıkları zaman takınmaları gereken davranış biçimleri konuşma, yemek yeme, oturma, giyinme tarzlarını, tören, vb. durumlarda nasıl hareket edeceklerini belirleyen kurallardır. Görgü kurallarının toplum hayatının düzene sokulmasında yararı vardır. Pijama ile sokağa çıkmak, burnunu karıştıranları gören insanlar tarafından ayıplanıp görgüsüz olarak nitelendirir. Görgü kurallarına uymayanlar görgüsüz, saygısız, kaba gibi sözlerle nitelendirilirler. Hatta tuhaf ve gülünç ile karşılanırlar.

  29. Görgülü insanlardan oluşan bir toplumda sosyal ilişkiler daha sağlıklı, zarif ve rahattır. Toplumu oluşturan insanların birbirlerine nezaketli davranmaları, dostların birbirini selamlaması, sevinç ve üzüntülerini paylaşması sosyal bağları güçlendirir. 4.Örf ve Adet kuralları: Örf ve adetler günlük alışkanlıkların uzun zaman içinde topluma özgü hale getirdiği davranış kalıplarıdır. 5.) Hukuk kuralları: Yazılı kurallardır.Uyulmazsa ceza vardır

  30. .E-KATILIM VE KARAR VERME BEN DE VARIM Demokrasinin dinamik unsuru katılım, katılımın öznesi bireydir. Katılım, bireyi aktif özne durumuna getiren, ona tanınan hak ve özgürlükler alanıdır. Katılım, insana değer verilmesi, insanın değerli bir sosyal varlık olarak görülmesiyle başlamıştır. ‘İnsanın değerini yönetim süreçlerine katmak anlamına gelir. Bireye, önemli biri olarak görüldüğü mesajını göndermektedir.

  31. OKULDA KATILIM • Okulda karar verme süreçlerine katılım, söz hakkı, kendi geleceğini belirleme bakımlarından anlam kazanmaktadır. Çünkü okulda katılım, her türlü etkinliğe daha içten ve etkili katkıda bulunmayı özendirici rol oynar. Bu, çağdaş eğitimin bir gereği olduğu gibi, toplumda demokrasi kültürünün oluşması ve bunun sürekli hale getirilmesinde belirleyicidir.

  32. Örneğin sınıfın boyanması, sınıf kitaplığına kazandırılacak kitapların seçimi, sınıf başkanının seçimi, sosyal kulüplerin oluşturulması gibi konularda öğrencilerin karar alma sürecine katılmaları olumlu sınıf ikliminin oluşmasına katkı yapar. Bununla ilgili olarak öğrenciler; •Kendine hak ve sorumluluklarını bilmeli, hak arama bilincine sahip olmalıdır. •Yapacakları işler konusunda bilgilendirilmeli, deneyimlerini çevresiyle paylamalıdır. •Sınıf ve okul kurallarının belirlenmesinde karar süreçlerine katılabilmelidir.

  33. AİLEDE KATILIM • Aileler çocuklarının fikrini. mutlaka almalı,onu karar alma sürecine katmalıdır

  34. F-DEVLETİN GÖREV SORUMLULUKLARI Anayasanın 2. maddesi: Türkiye Cumhuriyeti; toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, İnsan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir

  35. Anayasanın 5. maddesi: *Devletin temel amaç ve görevleri; Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun, refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; *Kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır

  36. DEVLETİN VATANDAŞLARINA KARŞI GÖREVLERİ Uygar toplumlarda kişilere devletçe anayasa ve yasalarca düzenlenen korunan haklar verilmiştir. Seçme-seçilme hakkı; her ferdin özel ve ailevi hayatına meskenine ve haberleşme hürriyetine saygı duyulması hakkı gibi haklar devletlerin anayasa ve yasalarında açıkça yer almıştır. Bu haklar çerçevesinde aile yaşamına saygı gösterilmesinin istememiz özgürce haberleşmemiz seyahat edebilmemiz inançlarımızın gereğini yerine getirebilmemiz düşüncelerimizi açıkça dile getirebilmemiz haklarımızı arayabilmemiz devletin sağladığı koruma sayesindedir.

  37. Vatandaşlık hakkının korunması devletin görevidir. Vatandaşlık hakları bireylerin özgür eşit ve güvenlik içinde olmasını sağlar. Demokratik, laik, hukuk ve sosyal devlet ilkelerini benimsemiş devlet, vatandaşlarına; kişi dokunulmazlığı, ailenin korunması, şiddetin önlenmesi, konut dokunulmazlığı, eğitim hakkı özel hayatın gizliliği mülkiyet hakkı vb. vatandaşlık haklarını tanımak onlara karşı sorumluluklarını yerine getirmek zorundadır.

More Related