280 likes | 480 Views
ÜNİVERSİTE HASTANALERİNDE UZMANLIK EĞİTİMİ VE BİR ÖRGÜTLENME MODELİ. Dr. Sadık Çayan Mulamahmutoğlu ATO Asistan Komsiyonu. Gerek Üniversite hastanelerinde gerekse de sağlık bakanlığına bağlı eğitim hastanelerinde çok değişen nitelikte uzmanlık eğitimi verilmektedir.
E N D
ÜNİVERSİTE HASTANALERİNDE UZMANLIK EĞİTİMİ VE BİR ÖRGÜTLENME MODELİ Dr. Sadık Çayan Mulamahmutoğlu ATO Asistan Komsiyonu
Gerek Üniversite hastanelerinde gerekse de sağlık bakanlığına bağlı eğitim hastanelerinde çok değişen nitelikte uzmanlık eğitimi verilmektedir. • Üniversite hastanelerinde ve diğer SB bağlı eğitim hastanelerinde asistan eğitimine yönelik bir standart geliştirilebilmiş değil. • Bunun yanında eğitim kurumları olarak sunulan vakıf üniversitelerine bağlı tıp fakültelerindeki eğitim de diğer bir sorun olarak karşımızda durmaktadır.
Ülkemizde uzmanlık eğitimi, TUS sınavı sonucu belirlenen bölümün ve hastanenin koşullarına ve orada belli bir standardize edil(e)memiş eğitimciler ve eğitim programları(programsızlığı) ile yapılmaktadır. • Asistan hekimin eğitim önceliğine yönelik olan bir çalışma tarzı yerine, hastanenin sağlık hizmetlerini yürütme esasına dayalı olarak asistan hekim dağılımı yapılmakta ve çalışma tarzı bunun üzerine kurulmaktadır. • Bundan dolayı Üniversite hastanelerinde eğitimi esas alan bir yaklaşım olduğunu söylemek pek doğru olmasa gerek.
Asistan hekimlerin kendi kişisel ve mesleki becerilerini kazanmak için gerekli olan; makale saatleri, ders saatleri ve kaynak tarama-ararştırma-inceleme saatlerine yönelik bir zaman dilimi tanınmamakla birlikte, bütün bu çalışmalar için verilen zamanlar mesai saatleri dışında tutulmaktadır. • Asistan hekimler zaten yeterince ağır olan hastane iş yükü altında ezilmekle kalmayıp, bunun yanında kendisini geliştirmek ve eğitimi için gerekli olan ( adı araştırma görevlisi ama araştırma yapacak zamanı olmayan daha doğrusu bu zaman tanınmayan) zamanı bulamamaktadır. • Bu zamanı ancak hastanedeki sağlık hizmetlerinin sunumundan sonra bulabilmektedir. Bunun da ne kadar sağlıklı olduğu düşünüdürücüdür.
Üniversite hastanelerinde eğitici konumunda olanların konumunun değerlendirilmesi ve bunların asistan hekimlere yaklaşımının sorgulanması çok önemli bir noktadır ve üniversitelerdeki asistan eğitiminin realitesini ortaya koymaktadır. • Eğitici konum da olanların asistan hekimlere yaklaşımı var olan hasta takibi ve bunun yanındaki diğer sağlık hizmetlerinin yürütülmesi şeklinde olmaktadır. Aldığımız veya alabileceğimiz eğitim düzeyi; yaptığımız (yapabildiğimiz) bilimsel çalışma-araştırmalar ve ya kazandığımız mesleki beceri ile değerlendirilmemektedir.
Ülkemizde asistan hekimin uzmanlık eğitiminin yeterliliğinin değerlendirilmesinde bir standart yoktur. • Aynı şekilde, eğitici konumunda olanların hem denetim hemde yetkinlik açısından değerlendirilmesinde de ciddi sıkıntılar vardır.
Çalışma saatlerine yönelik asistan hekimler için belirli bir zaman dilimi yokken, eğitici konumunda olanların, bir çoğu ancak yarım gün eğitim kurumunda kalmaktadırlar. • Geriye kalan zamanlarını kendi özel hastaları için dışarıda muayanehane veya özel hastanlerde geçirmektedirler. • Asistan hekimlerin çalışma saatlerinin sınırı günlük sağlık hizmetlerinin bitme (hiç bitmeyen) saatidir ve bunun kaç olduğu kimse için önemli değildir ve hatta bazı eğiticiler için normal mesai saatleri içinde işleri bitmiş bile olsa hastaneden ayrılmak ‘sözde’ eğitimimiz için doğru bulunmamaktadır..
Asistan hekim sayısının az olduğu, • Yeterli alt yapı ve tekniğin olmadığı • Yardımcı sağlık personelinin yetersiz ve eğitimsiz olduğu bir koşulda hastanelerin bütün iş yükü asistan hekimler üzerinde yürütülmeye çalışılmaktadır.
Asistan hekimler için; • Çalışma saatlerinin ve tarzının bir sınırı yoktur. • Asistan hekimlerin nöbet sayılarını da belirleyen yine bu iş yükünün devam ettirilmesidir. • Gün aşırı nöbetlerle eğitim sürecine başlanmakta ve ihtiyaç oranında nöbet sayısı düzenlenmektedir • Belli bir sınırlama söz konusu olmamaktadır. . • Yine ne kadar nöbet tutmak zorunda kalırsan kal, aldığın ücret çok düşük bir düzeyde kalmaktadır.
Asistan hekimlerin yani namı diğer araştırma görevlilerinin tez konusu seçme ve alma, araştırmalarını yürütmeleri için de belli bir program ve denetim geliştirilebilmiş değildir. • Tezlerini yetiştirebilmek için zaman bulamamaktadır. • Hatta asistan eğitim süreleri dolduktan sonra tezlerini yapabilmekte ve yetiştirebilmektedir
Yoğun iş yükü altında asistan hekimler kendilerine yeterince zaman ayıramamaktadır. • Kendi çevrelerinde var olan sosyal ve siyasal atmosferinden uzaklaşmaktadırlar. • Ülkenin sağlık sorunları ve içinde sağlık hizmeti sunacakları koşullar üzerinde bir yoğunlaşma yaşayamamaktadır. • Sadece çalıştığı merkez üzerinde deneyimi olmaktadır. • Oysa eğitim süresinin sonunda çoğu araştırma görevlisi hekim, ülkenin çeşitli yerlerinde uzman hekim olarak görev yapacaktır. • Gittikleri bölgenin hem ekonomik, hem sosyal-siyasal-kültürel hemde sağlık sorunları ile uğraşmak zorunda kalacaktır.
Uzmanı olacakları tıp alanındaki ulusal sağlık öncelikleri, buna uygun olan planlama ilgili belirsizlikler asistan hekimleri önemli ölçüde etkilemektedir. - Tıpta Uzmanlık Tüzüğü’nün sürekli tartışma konusu olması - gerçekçi uygulanabilir bir çekirdek müfredatının olmaması, - uzmanlık eğitimi aldıkları kliniklerin eğitici ve eğitim kurumu ile ilgili standartların belirsiz olması ve bu konuda herhangi ulusal sağlık otoritesi tarafından denetim yapılamaması, uzmanlık eğitimine önemli eksiklikler olarak yansımaktadır.
Toplumun sağlık gereksinimleri, • Bilimsel gelişmeler ve demografik değişimler, • Hekimlerin coğrafik dağılımı vb bir çok faktöre göre uzman hekim sayısı ve niteliğinin belirlenmesi gerekir. • Ancak ülkenin sağlık sorunlarına öncelikli ele alan bir uzmanlık eğitim stratejisi geliştirilebilmiş değildir.
Tüm bu saydığımız sorunlardan yola çıkarak sorunun olduğu yerde çözümün de olması gerektiği, en azından kendi payımıza düşen tarafıyla, asistan hekimler tarafından çözüm önerilerinin ortaya konulması gerektiği açıktır.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Asistan Konseyi (ATAK), Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Asistanlarının kendi seçtikleri temsilcilerinin oluşturduğu bir yapı olarak 2004 yılında kurulmuştur
Üniversite hastanelerinde uzmanlık eğitimi ve asistan hekimlerin bu sürece en uygun katılımını sağlayacak örgütlenme modeli olarak ATAK üzerinde tartışılması çözüm açısından önemli bir noktadır.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi asistanlarının uzmanlık eğitimlerini ilgilendiren çeşitli alanlardaki bilimsel çalışmalarının düzenlenmesi ve bilimsel etkinliklerinin arttırılması; • farklı kurum ve bölgelerden asistanların ortak bilimsel amaçlar doğrultusunda bir araya gelmelerinin sağlanması; • asistanların özlük haklarının iyileştirilmesi, • asistanların içinde bulundukları eğitim sürecine katkıda bulunmaları, • ulusal ve uluslar arası asistan yapılanmalarıyla eşgüdüm halinde benzer amaçlar ve yollarla bir araya gelme ve ulusal ve uluslar arası asistan yapılanmalarında Ankara Üniversitesi asistanlarının kurumsal temsili amacıyla kurulmuştur.
ATAK her anabilim dalından asistanlar tarafından seçilen birer temsilci aracılığıyla oluşun bir konseydir. • Asistan hekimlerin eğitimi, çalışma koşulları , özlük hakları konularında yapılan çalışmalar ve oluşturulacak kararlarda asistan hekimlerin yetkili karar organıdır. • Asistanları temsil etmek amacıyla; -Fakülte yönetim kuruluna katılacak temsilciyi belirlemede yetkili karar organıdır.
Ankara Üniversitesinde uzmanlık eğitimi alan tüm asistanlar konsey çalışmalarına katılabilmekte, kendi alt gruplarına ilişkin yapılanmalar oluşturabilmektedirler. • Asistan çalışma birimi üyeliği gönüllülük esasına dayanmaktadır.
ATAK her ay en az iki defa toplanmaktadır. • Temsilcilerin 6 ayda bir seçimi yenilenmektedir. • Temsilci kendi bilim dalında benzer amaçlarla çalışacak çalışma grupları oluşturabilmektedir. • Çalışma grupları bilimsel kongreler için panel ve sempozyum düzenlemek, önermek; değişik eğitim etkinlikleri düzenlemek; yayın hazırlamak gibi etkinlikler yürütebilmektedir.
Gerekli hallerde uzmanlık eğitimini tamamlamış kimselerden ve öğretim görevlilerinden, meslek örgütlerinden ve konuyla ilgili yeterliliği olan kimselerden geçici çalışma grupları oluşturmaktadır. • Üniversite Kürsü kurulunda asistan temsilcisi olarak yer almakta, asistanları ilgilendiren konularda görüş bildirmektedir.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) içerisinde oluşmuş olan Asistan Hekim Eşgüdüm Konseyi (AHEK) çalışmalarına temsilcileri aracılığıyla katılır. • Meslek örgütleri ve sendikalarla bu amaçlarla ortak çalışmalarda bulunmaktadır.
Söz ettiğimiz örgütlenme modeli ile, -diğer üniversitelerdeki ve SB bağlı hastanelerde çalışan asistan hekim birlikteliklerinin oluşturulması -TTB bünyesinde AHEK ile eş güdüm içerisinde merkezi bir asistan hekim birlikteliğine gidilmesi ile yukarda şimdilik sadece ifade etmekle yetinebildiğimiz sorunları çözme noktasında önemli bir aşamaya gelmiş olacağız.