421 likes | 942 Views
Darüşşfakalı Salih Zeki Bey Matematik Eğitiminin ve Bilim Tarihinin Ülkemizdeki Öncüsü. Feza Günergun İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Bilim Tarihi Bölümü. Matematik ve Dar ü şşafaka. Ahmet Muhtar Bey (1839-1919),. Mebahis-i İlmiye (1867-1869) (İlk Türkçe Matematik Dergisi).
E N D
Darüşşfakalı Salih Zeki Bey Matematik Eğitiminin ve Bilim Tarihinin Ülkemizdeki Öncüsü Feza Günergun İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Bilim Tarihi Bölümü
Matematik ve Darüşşafaka Ahmet Muhtar Bey (1839-1919), Mebahis-i İlmiye (1867-1869) (İlk Türkçe Matematik Dergisi) Taşınabilir Güneş Saati (El Basitesi) Yusuf Ziya Bey (1826-1882) Vidinli Hüseyin Tevfik Bey (1832-1901) Linear Algebra (Lineer Cebir, 1882)
Salih Zeki (1864-1921) Salih Zeki, 1864 yılında İstanbul’da doğmuştur. Darüşşafaka’da: Anne ve babasını küçük yaşta kaybeden Salih’i büyükannesi büyütmüş ve onun Darüşşafaka’ya girmesini sağlamıştır. Darüşşafaka’da matematik yeteneği ile kendini göstermiş ve 1882’de bu okuldan birincilikle mezun olmuştur. Telgraf Nezareti Fen Kalemi’nde (1882). Darüşşafaka’da telgraf tekniği dersleri vermekte olan Telgraf Nezareti Fen Müşaviri, Fransız Emile Lacoine, öğrencisi Salih Zeki’yi ‘Telgraf Bakanlığı’nın teknik kadrosuna almış ve öğrenim için Paris’e gitmesini sağlamıştır.
Paris’te ‘Telgraf mühendisliği’öğrenimi (1883-1885) Yollar ve Köprüler Yüksek Okulu (Ecole des Ponts et Chaussées)) Fransız Posta ve Telgraf Bakanlığı’na bağlı ‘Telgraf İşletmesi’nin Paris’teki merkezi . Salih Zeki’nin okuduğu Telgrafçılık Yüksek Okulu bu merkez içinde yer almaktaydı. Collège de France (1900’lü yıllar)
Telgraf Nezareti’nde mühendislik, matematik–fizik hocalığı, bilim tarihi araştırmaları Salih Zeki, Paris’te iki yıl öğrenim gördükten sonra İstanbul’a dönmüş ve Ekim 1885’te Telgraf Nezareti Fen Kalemi’ne (Teknik İşler Dairesi) mühendis olarak atanmıştır. Kıbrıs adasındaki telgraf kablolarının tamiriyle ilgili görevini tamamlayıp döndükten sonra 1888’de Fen Kalemi Müdür Muavini olmuştur. Bu görevine paralel olarak, Darüşşafaka’da ve Mekteb-i Mülkiye’nin (Siyasal Bilgiler Okulu) idadi/orta kısmında matematik, fizik ve astronomi dersleri vermektedir. Bu tarihten itibaren ilk ve orta öğrenimde kullanılmak üzere ders kitapları hazırlamaya başlar. Yayımladığı ilk kitaplar, ortaokul (idadi-i mülki mektepleri) fizik ders kitaplarıdır.
Salih Zeki’nin Rasathane-i Amire Müdürlüğü (1896-1910) Rasathane-i Amire müdürü Aristide Coumbary’nin vefatı üzerine, Salih Zeki bey, 1896 yılında bu kurumun müdürlüğüne getirilir. Beyoğlu’nda bulunan Rasathane-i Amire, her ne kadar “Devlet Gözlemevi” adını taşısa da, astronomik gözlemleri yapmakla görevli bir kurum değildir. Esas itibariyle bir meteoroloji istasyonudur. Osmanlı İmparatorluğu’nun çeşitli bölgelerinden telgrafla gelen hava durumu bilgileri (basınç, sıcaklık vs.) yine telgraf ile Avrupa’nın belli başlı meteoroloji istasyonlarına iletilmektedir. Posta ve Telgraf Nezareti’ne bağlı olması da bu sebeptendir. Ancak, Rasathane’nin depremlerin ölçümü ile ilgilenen bir jeodinamik kısmı da vardır.
Salih Zeki’nin 1892 yılı takvimi Salih Zeki’nin Rasathane müdürlüğüne getirilmesinde, onun matematikteki yeteneği kadar, hocası Emile Lacoine’ın da etkisi olmuştur. Salih Zeki, Astronomi ve takvim konusunda bilgili olan Lacoine’ın takvim çalışmalarına katılarak, takvim bilgisini geliştirmiştir. Yayımladıkları takvimlerde, o yılın her günü için hazırlanmış hicri ve miladi tarihleri birbirine çevirme cetvelleri, her gün için Güneş’in doğuşu, öğle, ikindi, akşam ve imsak vakitleri ve zamanı belirlemek için diğer yararlı bilgiler bulunmaktadır.
Salih Zeki’nin Rasathane’deki çalışmaları hakkında elimizde bilgi bulunmamaktadır. Anadolu’da gerçekleşen iki depremin etkilerini incelemek için deprem bölgesine gönderilmesine izin verilmiş ise de, bu göreve gidip gitmediği bilinmemektedir. Rasathane müdürü olduğu yıllarda, Ohannes Agopyan’ın 1909’da İstanbul’da basılacak olan Avalim-i Felekiye (Gökyüzü Dünyası) adlı astronomi ders kitabını gözden geçirdiği, yabancı dildeki astronomi terimlerinin Osmanlıca veya Arapça karşılıklarını belirlemede çevirmene yardımcı olduğunu bilinmektedir. Darülfünun Fen Fakültesi’ndeki matematik ve fizik dersleri vermeye başlaması da, Rasathane’deki görevi sırasında olmuştur.
İkinci Meşrutiyet (1908) ve Salih Zeki İkinci Meşrutiyet’ten sonra, Salih Zeki Bey’in idari görevlerinde önemli değişiklikler olur. Bu tarihten sonra üstleneceği görevler, Posta ve Telgraf Nezareti’ne değil Maarif Nezareti’ne bağlı kurumlarda olacaktır. 1909’da Meclis-i Maarif üyesidir. Bu sıfatıyla Avrupa’ya gönderilecek öğrencilerin sınavını yapmak ve onları Ekim 1909’da Paris’e götürmekle görevlendirilir. 1910’da, Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) müdürlüğünden ayrılan Tevfik Fikret’in yerine müdür olarak atanır. İki yıl sürecek olan bu görevi kamuoyunda tartışmalara sebep olacaktır. 1912’de Salih Zeki’yi Maarif Nezareti’ne müsteşar olarak atanır.
Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) Müdürlüğü (1910-1912)
Darülfünun Yılları (1904-1921) Salih Zeki, Darülfünun’da ders vermeye büyük olasılıkla 1904 yılında başlamıştır. Fen Fakültesi’nde (Fünun Şubesi) matematik ve fizik dersleri vermiştir: Analitik Geometri (Hendese-i Tahliliye) Matematiksel Fizik (Hikmet-i Tabiiye-i Riyaziye, Riyazi Fizik) Olasılık Hesabı (Hesab-ı ihtimali) Astronomi (İlm-i Heyet) 1913 yılı sonunda, Maarif Nazırı Şükrü Bey tarafından Darülfünun’un Müdür-i Umumiliği’ne (Rektörlüğüne) atanmıştır. Salih Zeki’nin Darülfünun Konferansları 1914-15 ve 1915-16 Konular: Öklid dışı geometri, Lobaçevski geometrisi, öklid-dışı transformasyonlar, paralellik aksiyomu, sanal sayılar.... Hedef kitle: matematik öğretmenleri ve matematik severlerdir.
Salih Zeki’nin Ders Kitapları İlk kitapları, 1893-94 yıllarında yayımladığı fizik ders kitapları dır. İkinci Meşrutiyet’ten sonra, matematik ve fen kitaplarının sayısında önemli bir artış görülür. Bunların önemli bir kısmı orta öğretimde kullanılmak üzere hazırlanmış olmakla birlikte, Darülfünun’da okuttuğu dersleri konu alan üniversite ders kitapları yayımlamıştır. Fizik ders kitapları Hikmet-i Tabiiye [Fizik, 2 cilt], 1893 (1309/1311), 812+794 s. Şekilli Darüşşafaka’dan ve Paris’ten arkadaşı Ahmed Fahri ile beraber hazırlanmıştır. Muhtasar Hikmet-i Tabiiye [Kısa Fizik, 2 cilt], 1894 (1312), 426 +470 s. Şekilli Darülfünun’da verdiği ‘matematiksel fizik’ dersleri için 10 kitap olarak planladığı dizisinin yayımlanan beş kitabı şunlardır: Mebhas-ı Hararet-i Harekiye [Termodinamik], 207 s., 1910. Mebhas-ı Savt [Akustik], 160 s., 1910. Mebhas-ı Cazibe-i Umumiye [Genel Çekim], 178 s., 1911 Mebhas-ı Elastikiyet ve Şariyet [Elastiklik ve kapilarite], 199 s., 1911. Mebhas-ı Elektrik [Elektrik], 188 s., 1912.
Salih Zeki, Ahmed Fahri, Hikmet-i Tabiiye [Fizik, 2 cilt], 1893, 812+794 s. Şekilli
Salih Zeki, Muhtasar Hikmet-i Tabiiye [Kısa Fizik, 2 cilt], 1894, 426 +470 s. Şekilli
Salih Zeki, Muhtasar Hikmet-i Tabiiye [Kısa Fizik, 2 cilt], 1894, 426 +470 s. Şekilli
Salih Zeki, Muhtasar Hikmet-i Tabiiye [Kısa Fizik, 2 cilt], 1894, 426 +470 s. Şekilli
Salih Zeki’nin matematik ders kitapları Hendese-i Tecrübiye [Deneysel Geometri], 136 s, 1892, 1910, 1914 (Rüşdiye Mektebi 3. Sınıf). Hendese. Kısm-ı evvel: Hendese-i Müsteviye (Geometri. Birinci Kısım: Düzlem Geometri), 200 s., 1911. Hesab-ı İhtimalat [Olasılık Hesabı], 322 s. 1912 (Darülfünun dersleri için) Cebir Dersleri, c.1 (439 s.) ve kısım 2 (198 s.), 1912. Cebir Dersleri Muidi [Cebir Derslerine Yardımcı], 307 s. 1912. Müsellesat-ı Müsteviye [Düzlem Trigonometri], 411 s, 1913. Yeni Usul Resimli Hesab Dersleri. Kitap 1-6 (ilkokullar için). Maarif Nezareti’nde görevli Hamazasb Haki ile birlikte yayımlamıştır. İlk baskıları 1916 veya daha öncesine aittir. 1927 yılına kadar çeşitli baskıları yapılmıştır.
Salih Zeki, Hendese-i Tecrübiye [Deneysel Geometri], 136 s, 1892, 1910, 1914 (Rüşdiye Mektebi 3. Sınıf).
Salih Zeki, Hendese-i Tecrübiye [Deneysel Geometri], 136 s, 1892, 1910, 1914 (Rüşdiye Mektebi 3. Sınıf).
Salih Zeki, Müsellesat-ı Müsteviye [Düzlem Trigonometri], 411 s, 1913.
Astronomi ders kitapları Yeni Kozmografya (1915). Salih Zeki’nin astronomi konusunda yayımladığı ilk kitaptır. Fransızca’dan çevirmiş, takvimle ilgili bazı bilgiler eklemiştir. Muhtasar Kozmografya (1916) ise, Güneş, Ay, gezegenler, kuyruklu yıldızlar ve yıldızlar hakkında genel bilgi vermektedir. Çeviridir. Kitabın sonunda fotografın astronomide kullanılması ve gökcisimlerinin ışığının spektral analiz ile incelenmesinden bahseden bir bölüm vardır.
Bilim felsefesi ve mantık konusundaki çeviri eserleri Fransız matematikçi ve fizikçi Henri Poincaré’den çevirdiği eserler: İlmin Kıymeti (1914), İlim ve Usul (1915,1928), İlim ve Faraziye (1916,1927) Lyon Edebiyat Fakltesi felsefe profesörlerinden Alexis Bertrand’dan çevirileri Felsefe-i İlmiye (1917) ve Felsefe-i Ahlâkiye (1917) Klasik mantığın kurucusu İngiliz matematikçi George Boole’dan çevirdiği Mizan-ı Tefekkür (Düşüncenin Tartılması, Düşünce Terazisi) (1916) İnsan aklının işleyişinin matematiksel temellerini incelemektedir. Düşünmenin özde matematiksel bir işlem olduğunu kabul etmekte ve mantıksal ifadelerin çözümünde cebirsel teknikleri kullanımı açıklanmaktadır. Bu yöntem, George Boole (1812-1864) tarafından geliştirilmiştir. Kitabın kaynakları arasında G. Boole’un 1847 yılında yayımlanan The Mathematical Analysis of Logic adlı eseri veya cebir temelli mantık konusunda yazılmış Fransızca eserler olabilir. Auguste Comte’un pozitivist felsefesini açıklayan bir makalesi, Ulum-i İktisadiyye ve İctimaiye Mecmuası’nda 1909’da yayımlanmıştır. Darülfünun Fünun [Fen] Fakültesi Mecmuası’nda, Nisan 1916’da yayımladığı Namütenahi [Sonsuz] başlıklı makalesinde, sonsuz kavramının felsefe ve matematikteki yerini incelemiştir.
Salih Zeki’nin Bilim Tarihi Çalışmaları Bilim Tarihi çalışmalarına başlaması: 1885’te Paris’ten İstanbul’a dönünce başlar. Telgraf Nezareti’nin Fen Kalemi’nde mühendis olarak çalışmakta ve Darüşşafaka’da, haftada 2-3 saat, cebir ve matematik dersleri okutmaktadır. Fransız bankacı M. Lemoine Salih Zeki’ye Montucla’nın (1725-1799), Matematik Tarihi adlı eserini gösterir. Doğulu bilginlerin matematiğe olan katkılarının Avrupa’da iyi bilinmemesi sebebiyle, O’na İstanbul kütüphanelerindeki İslam matematik eserlerini incelemesini önerir. Salih Zeki, böylece bilim tarihi araştırmalarına başlar… Salih Zeki 1889’dan itibaren ilk bilim tarihi makalelerini yayımlar. Ancak bilim tarihindeki en önemli eserleri Kamus-i Riyaziyat (1899) ve Asar-ı Bakiye’dir (1913)
Salih Zeki’nin Bilim Tarihi çalışmalarının hedefi ve yöntemi Hedef: Doğulu matematikçilerin bilime katkısını belirlemektir. Salih Zeki’nin ifadesiyle, “Doğulu bilginlerin Yunan matematiğine neler eklediğini ve bunları Avrupa’ya hangi düzeyde teslim ettiklerini” göstermektir. Yöntem: Doğulu matematikçilerin, kendilerinden önce yaşamış Antik Yunan matematikçilerinden hangi bilgileri aldıklarını saptamak için Eski Yunan’daki matematiğin düzeyini belirlemek.Doğulu matematikçilerin eserlerini incelemek ve onların kendilerinden önceki bilimsel çalışmalara neler eklediğini ortaya koymak.
Nasirüddin Tusi’nin Usturlab risalesi, 1505 Salih Zeki, bilim tarihindeki araştırma yöntemini belirledikten sonra çalışmalarına başlar: Önce, Avrupa’dan getirttiği bilim tarihi kitaplarından İslam matematiğinin temelini teşkil eden Antik Yunan matematiğinin kapsamını öğrenir. Hint biliminin İslam bilimi üzerindeki etkisini belirlemek için de yine Avrupa bilim tarihi kitaplarına başvurur. Ayrıca, Avrupalı bilginlerin (örneğin Woepke’nin) Doğu matematiği hakkındaki değerlendirmelerini içeren makalelerini okur. Daha sonra, 1888 yılı sonuna doğru, İstanbul kütüphanelerine giderek, Doğulu matematikçi ve astronomlar tarafından yazılmış olan matematik eserlerini inceler, notlar alır. Kütüphane çalışmalarının üç yıl (1889-1890-1891) sürdüğünü ifade etmektedir.
Salih Zeki’nin Bilim Tarihi Makaleleri “Hint rakamları üzerine bir inceleme” (Mémoire sur les chiffres indiens), 1889 “Teslis-i Zaviye Meselesi 1-4”, Resimli Gazete, Cilt 1, Sayı 34-37, 1891 90 dereceden küçük bir açının geometrik yöntemlerle üç eşit parçaya bölünemeyeceğini açıklar. “Felekiyat”(Kozmografya), Resimli Mecmua, 1894 Dünyanın şekli ve büyüklüğü konusunda, Mısır, Mezopotamya, Yunan ve İslam dünyasında ileri sürülen görüşleri ele almaktadır. Bu görüşleri Fransız matematik tarihçilerinin eserlerinden derlemiştir. “Asâr-ı Eslaf” (Geçmişteki bilginlerin eserleri), Resimli Mecmua, 1894 Ortaçağ İslam ve Osmanlı dünyasının ünlü matematikçilerinin (Nasirüddin-i Tusi, Giyasüddin Cemşid, Ali b. Veli b. Hamza, Osman Efendi) eserlerini tanıtmakta ve bunların içeriğini analiz etmektedir. Salih Zeki’nin incelediği eserler şunlardır. Nasirüddin Tusi’nin Kitab Şekl el-Kutta adlı trigonometri kitabı; Gıyaseddin Cemşid’in Miftahü’l-hisab adlı eseri. İslam dünyasında kullanılan rakamları ve cebirsel denklemleri çözüm kurallarını veren bir ederdir. Gıyaseddin Cemşid’in Risâle-i Muhitiyye (Dairenin çevresi üzerine inceleme) adlı eseri. Salih Zeki, Gıyaseddin Cemşid’in hesapladığı Pi değerini (16 hane) eski Yunan’da ve sonra Avrupalı matematikçilerin verdiği Pi değerleri ile karşılaştırır. Ona göre, Avrupa matematikçilerden 200-225 yıl önce yaşayan Gıyaseddin Cemşid’in verdiği değer önemli bir başarıdır. Salih Zeki ayrıca, ondalık kesirlerin Avrupalı matematikçiler tarafından keşfedildiği iddiasına karşı çıkarak, Cemşid’in eserinin, bu usulün Avrupalılardan önce İslam matematikçiler tarafından kullanıldığını gösterdiğini yazmaktadır.
“Notation algébrique chez les orientaux” (Doğulularda Cebirsel Notasyon) Journal Asiatique, 1898 Salih Zeki, bu makalesinde, Fransız doğubilimci Franz Woepke’nin “İslam dünyasının batısındaki matematikçiler cebirde simgeleri kullanılırken, doğusundaki matematikçilerin kullanmadığı ve bu bölgedeki cebirin sözlü cebir olarak kaldığı” şeklindeki görüşünü çürütmektedir. Endülüslü matematikçi el-Kalasadi’den (15. yüzyıl) önce Doğulu matematikçilerin cebirde sembolleri kullandıkları kanıtlamıştır.
Kamus-i Riyaziyat (Matematiksel Bilimler ve Bilim Tarihi Ansiklopedisi), 1899 Matematik, astronomi ve fizik dallarında kullanılan bilimsel terimler ile matematikçi ve astronomların hayat hikayelerini ve eserlerini tanıtan bir ansiklopedik sözlüktür. Basılı olan ilk cilt 400 sayfa olup, A (E, İ) harfiyle başlayan maddeleri kapsamaktadır. Abak, Abel, Apolonyus, Apis, asâr-ı şariye (kılcallık, capillarité), ahâd (birimler), Arago, Aristark, Aristo, Arşın, Arşimed (ve Arşimed’in buluş ve eserleri), Argand usulü (yani Descartes’ın analitik geometrisinin temelini teşkil eden büyüklükleri gösterme usulü), Aryabatha, âlât-ı felekiye, Ampere (ve nazariyesi), amortisman, Anaksagor, Anaksimandr, Anaksimenos …….
Asar-ı Bakiye (Geçmişten Eserler),1913 Ortaçağ İslam dünyasında matematiksel bilimlerin tarihini inceleyen bir eserdir. Salih Zeki bu eserinde, a.İslam matematik yazmaları üzerinde yaptığı incelemelerin sonuçlarını açıklamakta. b.Avrupalı tarihçilerinin bazı iddialarını çürütmektedir. Birinci cild: Düzlem ve küresel trigonometri (İstanbul, 1913) İkinci cild: 1. Kısım: Hesap (İstanbul, 1913) 2. Kısım: Cebir Üçüncü cild: Astronomi ve Astronomi Cetvelleri Dördüncü cild: Geometri ve Konikler
Asar-ı Bakiye’de trigonometri (1) Salih Zeki, Trigonometri biliminin eski yunanda mevcut olmayıp, bu bilim dalının Doğu’da kurulduğunu örneklerle kanıtlamaktadır: 1.Yunanlıların astronomi hesaplarında bazı açıların derece cinsinden değerlerini elde etmek için yalnızca “yay-kiriş usulü”nü ve “küresel tam dörtkenarlı” şeklini kullanmakta, bildiğimiz anlamda trigonometri işlemleri yapmamaktadırlar. 2.Yayların iki katlarının kirişleri yerine sünüsleri kullanma yöntemini Doğulu bilginler başlatmıştır. Bunu yapan ilk Doğulu bilgin, Avrupalıların ileri sürdükleri gibi el-Battani (849-929) değil Sabit bin Kurra’dır (826-901). 3.Doğulu bilginler, yalnızca kirişler yerine sinüsleri kullanmakla yetinmemişlerdir. Dokuzuncu yüzyılda, bir dik açılı küresel üçgende, kenarların sünüslerinin bunların karşısındaki açılarının sinüsleriyle orantılı olduğu (Şekl el-mugni) (Sinüs teoremi) bilinmekteydi ve bu ispat edilmişti. Bu özelliği ilk keşfeden ve ispatlayan, Salih Zeki’ye göre Sabit bin Kurra’dır.
Asar-ı Bakiye’de trigonometri (2) 4.Salih Zeki, tanjant fonksiyonunu ilk kullananın da Ebu’l-Vefa el-Buzcani (840-900) olduğunu, cotanjant, sekant ve kosekantı da hesaplarda kullandığını söylemektedir. Dolayısıyla onuncu yüzyılda Doğulu alimler bu trigonometrik büyüklükler arasındaki bağlantıları bilmekte, sinüs teoremini (şekl el-mugni), tanjant teoremini (Şekl el-zılli) ve çeşitli kuralları kullanarak küresel üçgenleri çözmekteydiler. Düzlemsel trigonometrinin bilinen değerlerinden bilinmeyen değerlerini de kolaylıkla çıkarmaktaydılar. 5. El-Buzcani, Gıyasüddin Cemşid, Kadızade-i Rumi, sin 1 derece’yi değişik yöntemlerle hesaplayıp, sinüs cetvelleri oluşturmuşlardır. Salih zeki, bu yöntemleri açıklamaktadır. 6. Salih Zeki, trigonometri biliminin Regiomontanus tarafından kurulduğu şeklindeki Avrupalı tarihçilerin iddialarını çürütmektedir. Ona göre, trigonometri bilimi tercümeler ile İslam dünyasından Batı dünyasına geçmiştir. Regiomontanus’un yaptığı, doğulu bilginlerin çalışmalarını aktarmakla sınırlıdır.
Asâr-ı Bâkiye’nin Hesap Kısmı: İslam dünyasında rakamlar, işlemler, kesirler 1.Salih Zeki’ye göre, Doğulu matematikçiler, önce Yunan alfabesiyle hesap sistemini kabul etmişler, sonra Yunan harfleri yerine Arap harflerini koyarak Cümel Hesabı’nı oluşturmuşlardır. Arkasından, sekizinci yüzyılda Hint rakamları ile sıfırı alarak dokuz rakamlı ondalık sistemi benimsemişlerdir. Altmışlık sistemi astronomi hesaplarında kullanmayı sürdürmüşlerdir. Bugün kullandığımız Latin rakamlarının kökünde bulunan Gubar rakamlarını Eski Yunan’da Pitagorsçılar tarafından icad edildiği ve benzwri fikirleri redderder, bunların İslam matematikçileri tarafından Endülüs’e getirildiğini ve oradan Avrupalılara geçtiğini kabul eder. Diğer taraftan, ondalık kesirlerin önce Avrupa’da 17. yüzyılda tasarlanıp kullanıldıği fikrine karşı çıkar. Kanıt olarak da, onbeşinci yüzyılın başında Semerkand’da çalışmış olan Giyaseddin Cemşid’in pi değerini hesap ettikten sonra bunu ondalık kesirlerle ifade etmesini gösterir.
Asâr-ı Bâkiye’de Astronomi Asâr-ı Bakiye’nin üçüncü cildi, Eski Yunan’da ve İslam dünyasında astronomi alanında telif edilen önemli eserlerin ve kullanılan aletlerin tanıtımını, Yerkürenin şekli, boyutu ve hareketi konusunda bilgileri ve 80 dolayında Doğulu astronomun biyografisini içerir. Salih Zeki, özellikle Batlamyus’un El-Macesti’sinin İslam dünyasında kullanılan çevirileri ve İslam astronomlarının hazırladıkları zicler üzerinde durmaktadır. Doğulu astronomların kullandıkları gözlem aletlerini (usturlab, rubu tahtası vd.) tanıtmakta, bu aletlerin Yunanlıların kullandığı aletlerin biraz geliştirilmiş şekillerinden ileri gitmediği iddialarını kabul etmemekte ve Eski Yunan’da var olmayıp da Doğuluların icat ettikleri aletleri örnek vermektedir. Ölçüm ve hesap aletlerinden Rubu Tahtası’nın sinüs ve cosinüs yaylarını gösteren yüzü.
Salih Zeki ve memleket meseleleri: “Skolastik belası” Salih Zeki, memleket meseleleri üzerinde düşünün bir aydındır. 1908 yılında Tanin gazetesinde yayımladığı dört makalede, onun Osmanlı devleti içinde ayrı birer hükümet gibi çalışan yabancı konsoloslukların güdümündeki yabancı postaların kaldırılmasını desteklemiş, Osmanlı Posta ve Telgraf örgütünün modern bir yapıya kavuşturulması gereğine işaret etmiştir. Salih Zeki’nin en çok yankı uyandıran makalesi, herhalde, Darüşşafaka dergisinde yayımlanan “İskolastik” başlıklı makalesidir (Darüşşafaka, Sene 1, Sayı 10, 1326/1910, s.436-444). Medreseleri ıslah tartışmalarının yoğun olduğu bir dönemde yazdığı bu makalede, medreselilerde görülen skolastik zihniyetin, memleketimizde modern bilimlerin yerleşmesi ve gelişmesine önemli bir engel olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Salih Zeki’ye göre, Ortaçağ medeniyetini canlandırmak (medreseleri ıslah etmek) için boş yere uğraşmamalı, Batı medeniyetten yararlanmanın çaresini aramalıyız.
Sonuç Salih Zeki, çok yönlü bir bilim insanıdır. Açık ve kolay anlaşılır bir dille verdiği dersler ve yazdığı matematik, fizik ve astronomi ders kitapları, ilk, orta ve yüksek dereceli okullarda matematik ve fen bilimleri eğitimine önemli bir katkı getirmiştir. Avrupa matematiğindeki gelişmeleri (Öklid dışı geometri, sanal sayılar vs.) çeşitli yollarla Türkiye’de tanıtmıştır. Bilim felsefesine ilgi duymuş, yaptığı çeviriler sayesinde Türk okurunu bilim felsefesi ile tanıştırmıştır. Matematiksel bilimlerin tarihi üzerindeki inceleme ve yayınlarıyla (Asâr-ı Bakiye ve diğerleri) ilk bilim tarihçilerimiz arasında yer almıştır. Batı uygarlığına ulaşma yolunun, bir bela olarak nitelediği medrese zihniyetinin terk edilip modern bilimlerin eğitimi ile mümkün olacağına inanmış bir aydındır. Bütün bu çalışma ve düşünceleriyle, Türk bilim ve eğitim tarihinin seçkin bir şahsiyetidir.
Kaynaklar Akbaş, Meltem, “Salih Zeki ve 'Zaman' başlıklı konferansı,” Osmanlı Bilimi Araştırmaları – Salih Zeki Özel Sayısı, VII, 1 (2005), 79-96. Akdenizci Demirtaş, İnanç, “Salih Zeki'nin Lobaçevski geometrisini tanıtan iki konferansı,” Osmanlı Bilimi Araştırmaları – Salih Zeki Özel Sayısı, VII, 1 (2005), 67-78. Asar-ı Bakiye’nin 1960’lı yıllarda yapılmış Türkçe çevirisi (c.1 ve c.2 Kısım 1) için bkz. Türk Matematik Derneği’nin web sayfası http://www.tmd.org.tr; 2003’te yapılmış çevirisi için bkz. Salih Zeki, Asar-ı Bakiye, c.1, Yay. Haz. R. Demir, Y. Unat, Ankara 2003, 210 s.; Salih Zeki, Asar-ı Bakiye, c.2, Yay. Haz. M. Dosay Gökdoğan, Ankara 2003, 312 s. Bir, Atilla & Mustafa Kaçar, “Salih Zeki'nin 'Teslis-i Zaviye' konusundaki "Bir Hendese Meselesi adlı yazı dizisi” Osmanlı Bilimi Araştırmaları – Salih Zeki Özel Sayısı, VII, 1 (2005), 45-66. Darüşşafaka – Türkiye’de İlk Halk Mektebi(İstanbul, Evkaf-ı İslamiyye Matbaası 1927). Yay. Haz. Mehmet Kanar, Darüşşafaka Vakfı, İstanbul 2000, 243 s. Demir, Remzi, “Salih Zeki Bey’in Journal Asiatique’de Yayımlanan ‘Notation Algébrique chez les Orientaux’ adlı Makalesi,” Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, Sayı 15, 2004, s.333-353 Demir, Tanju, “Salih Zeki ve 'ecnebi postahaneleri'nin kaldırılması konusundaki görüşler,” Osmanlı Bilimi Araştırmaları – Salih Zeki Özel Sayısı, VII, 1 (2005), 169-185. Dölen, Emre, “Salih Zeki ve Darülfünun,” Osmanlı Bilimi Araştırmaları – Salih Zeki Özel Sayısı, VII, 1 (2005), 123-135 Etker, Şeref, “Salih Zeki - Üç boyutlu bir biyografi için,” Osmanlı Bilimi Araştırmaları – Salih Zeki Özel Sayısı, VII, 1 (2005), 137-154. Günergun, F. “Matematiksel bilimlerde ilk Türkçe dergi: Mebahis-i İlmiye (1867-69),” Osmanlı Bilimi Araştırmaları, c.VIII, sayı 2, 2007, s.1-42. Günergun, Feza, “Asâr-ı Bâkiye ve Salih Zeki üzerine ek bilgiler,” Osmanlı Bilimi Araştırmaları – Salih Zeki Özel Sayısı, VII, 1 (2005), 187-191. Günergun, Feza, “Salih Zeki ve astronomi: Rasathane-i Amire Müdürlüğü'nden 1914 tam güneş tutulmasına,” Osmanlı Bilimi Araştırmaları – Salih Zeki Özel Sayısı, VII, 1 (2005), 97-122. İnönü, Erdal “Salih Zeki ve Asâr-ı Bâkiye,” Osmanlı Bilimi Araştırmaları – Salih Zeki Özel Sayısı, VII, 1 (2005) 1-20. İnönü, Erdal, Mehmet Nadir, Bir Eğitim ve Bilim Öncüsü, TÜBİTAK yay., Ankara 1997, 123 s.. Kadıoğlu, Sevtap, “ Salih Zeki ve çevresi,” Osmanlı Bilimi Araştırmaları – Salih Zeki Özel Sayısı, VII, 1 (2005), 155-168. Salih Zeki, Yusuf Akçura, Muallim A. Cevdet, Skolastik Eğitim ve Türkiye’de Skolastik Tarz. Derleyen ve Çeviren Hasan Ünder, Epos, Yay., Ankara 2002, 127 s. Saraç, Celal, Salih Zeki Bey – Hayatı ve Eserleri. Yay. Haz. Y. Işıl Ülman, Kızılelma Yay. İstanbul 2001. Schubring, Gert, “Hüseyin Tevfik Paşa: Lineer Cebir’in Mucidi,” Osmanlı Bilimi Araştırmaları, c.VIII, sayı 2, 2007, s.49-54. Şenkon, Hülya, “Salih Zeki ve Asâr-ı Bâkiye'nin 1960'larda yapılmış bir çevirisi,” Osmanlı Bilimi Araştırmaları – Salih Zeki Özel Sayısı, VII, 1 (2005), 33-44. Unat, Yavuz, “Asâr-ı Bâkiye ve yazılış yöntemi,” Osmanlı Bilimi Araştırmaları – Salih Zeki Özel Sayısı, VII, 1 (2005), 23-31.