220 likes | 628 Views
SUNUM. MUTLULUK NEDİR? İŞ YAŞAMIMIZDA MUTLULUĞU NASIL YAKALARIZ?. Bu soruyu cevaplamadan önce mutluluk kavramı üzerinde biraz durduktan sonra, seçtiğimiz konu olan iş hayatında mutlu olabilmenin incelenmesine geçelim.
E N D
Bu soruyu cevaplamadan önce mutluluk kavramı üzerinde biraz durduktan sonra, seçtiğimiz konu olan iş hayatında mutlu olabilmenin incelenmesine geçelim. Her insanın mutlu olmak için bir hedefi vardır. Bu nedenle bütün insanlar, mutlu yaşamanın yollarını ararlar. Kimi iyi bir üniversiteyi kazandığında, kimi zenginlikte, kimi de mevki, şan ve şöhretle mutlu olacağını düşünür. Oysaki bugüne kadar bu yollarla gerçek anlamda mutluluğu yakalayabilen bir insan olmamıştır.
Bize göre mutlu olmanın şartları şöyle sıralanmalıdır: • Sağlıklı olmak • Yoksulluğa düşmeyecek kadar varlık sahibi olmak • Sahip olduklarının farkına varabilmek • Sahip olduklarına şükür etmek • Yaradana dua etmek • İşinde başarılı olmak Sizler de bunlara daha çok maddeler ekleyebilirsiniz. Çevresindeki âlemle ilgisini kesmiş, yalnızca kendisi için yaşayan, manevi değerlerden habersiz bir insan; istediği her şeye sahip olsa da yine huzurlu ve mutlu değildir.
İş yaşamına göre mutluluğun tanımını yaparsak; Mutluluk; yaptığımız iş sonucunda hissettiğimiz duygudur ve adeta bizim ödülümüzdür. İş hayatında iki kesim vardır: • Yönetenler • Yönetilenler Bu iki kesimin birbirleriyle daima iş ilişkisinde olmaları nedeniyle, mutlu olmak ya da mutluluk vermek, her iki kesimin de dikkatli bir iletişim içerisinde birlikte çalışmaları ile sağlanabilir.
Olaya yönetenler açısından bakalım: “Bir yöneticinin başarısı, cenazesine katılanların sayısı ile ölçülür” diye çok bilinen bir söz vardır. İyi bir yöneticinin yapacağı şey; çalışanlarını kendi tarafına çekme, onları kazanma yollarını bilmektir. İyi yönetilmeyen bir çalışan, gizli yeteneklerini ortaya çıkarıp kendisini ispat edemez, dolayısıyla işyerine faydalı olamaz. Yöneticinin tavrı önemlidir. Çalışanları, işini yapan bir robot gibi görmeyip, tam anlamıyla insan muamelesi göstermesi çok önemlidir. İnsanlara bakmaya tenezzül etmeyip, birine bir çift söz söylemeden geçip gitmek, içinde bulunulan müessesenin yıkılışını hazırlamak demektir.
Eğer bir çalışan, işine giderken içinde bir sıkıntı varsa, isteksizse, “Çalışmayıp da ne yapacaksın? Yuvarlanıp gidiyoruz işte, param olsa bir gün çalışmam” duygularını taşıyorsa, yaşama sevinci azalmıştır. Yorgundur, umutsuzdur. Bu duygu ise işinin verimini önemli ölçüde azaltır. Yöneticiler; çalışanlarını takdir etmesini, insanların nefsini okşayan iltifatlarda bulunmasını bilirlerse, onlar da çalıştığının farkına varır. Beğenilmesi onu olumlu yönde motive eder. Böylece insanlar, maaşları ile ilgili oldukları kadar yaptıkları işten de memnun olurlar. Yöneticilerin en büyük zaaflarından biri, etraflarına toplanan dalkavuklardan kurtulamamalarıdır. Bu insanlardan oluşan halka, onların gerçekleri görmelerini daima engellemiş olmasına rağmen bu halkadan hoşlandıkları da gözlenmektedir.
Aklını kullanan kuvvetli yönetici, etrafında kuvvetli adamlar toplar. Zavallı ve zayıf insanlarla işi olmaz. Yöneticiler; etrafındaki insanlara kırıcı sözler söylememeli, yapılan iş yanlış olsa da, herkesin içinde yüzüne vurmamalı, uygun zaman ve zeminde yapılan hataları hatırlatmalı ve tekrarlanmaması için ikaz etmelidir. İnsanları korkutan ve aşağılayan bir yönetici onları yönetemez. “Ağaçlar bilinç sahibi olsalardı, hiç şüphesiz köklerini besleyen toprağı hor görmezlerdi.”
Yöneticiliğin en önemli kuralı, çalıştırdığı insanları iyi tanımasıdır. Hayvanların bile aynı yemi yemediklerini görmekteyiz. Cinsine ve yaradılış kurallarına göre ayrı ayrı yiyecekleri vardır. İnsanlar arasında da çok büyük farklar bulunduğunu unutmamak gerekir. Bu örnekten yola çıkarak her insanı araştırmak ve ona dair bir şeyler öğrenmek, ona göre konuşmak ve bir diyalog geliştirmek yönetimde önemlidir.
Çalışılan işyerinde; • Bir organizasyon olup, herkesin görev, yetki ve sorumlulukları kendisine yazılı olarak verilmişse • Çalışanlar, yanlış yerde görevlendirilmemişse • Çalışanlarla çalışıyormuş gibi görünenler birbirinden ayırt edilmişse • İşyerinde iyi bir iletişim ve birlikte iş yapma bilinci sağlanmışsa Özetle: yöneticiler, doğru insanları, doğru yerlerde ve doğru işlerde çalıştırabiliyorsa, kendileri de daima mutlu olurlar.
Yönetilenlere gelince; • Kendilerine verilen iş, bilgi ve beceri sınırları içindeyse • Yaptığı iş, işyerinin kalitesinin artmasında bir fayda sağlıyorsa • Çalışması fark ediliyor ve değerlendiriliyorsa O zaman çalışanların da mutlu olmaları kaçınılmazdır. İş hayatında huzurlu, başarılı ve mutlu olmanın yollarının birlikte aranması gerekir.
Bu sunum dolayısıyla yeni yılın hepimize sağlık, mutluluk ve başarılar getirmesini diler, saygılarımı sunarım. Metin İÇTEM İSTESOB Eğitim Müdürü
Hazırlamış olduğumuz sunumları www.istesob.org web adresinden “Mesleki Eğitim” bölümüne girerek bilgisayarınıza indirebilirsiniz.
TEŞEKKÜR EDERİZİSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜEğitim Müdürü: Metin İÇTEMEğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU