1 / 27

ÇAĞDAŞ EĞİTİM AKIMLARI SANAT EĞİTİMİ AKIMI

ÇAĞDAŞ EĞİTİM AKIMLARI SANAT EĞİTİMİ AKIMI. Öğrenciler Ümran Kara, Ali Kara M.G.Çelik, Ahmet Temel, Ferhat Karakoca, Sebiha Gültekin, Devrim Yiğit, Nimet Uğur, Günseli Yurdakul, Mehmet Göllü Mustafa Demirel katkılarıyla Ders sorumlusu: Prof. Dr. Mustafa ERGÜN.

jaimie
Download Presentation

ÇAĞDAŞ EĞİTİM AKIMLARI SANAT EĞİTİMİ AKIMI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. ÇAĞDAŞ EĞİTİM AKIMLARISANAT EĞİTİMİ AKIMI Öğrenciler Ümran Kara, Ali Kara M.G.Çelik, Ahmet Temel, Ferhat Karakoca, Sebiha Gültekin, Devrim Yiğit, Nimet Uğur, Günseli Yurdakul, Mehmet Göllü Mustafa Demirel katkılarıyla Ders sorumlusu: Prof. Dr. Mustafa ERGÜN

  2. Sanat eğitiminin amacı yalnızca güzel sanatlar eğitimini desteklemek değil, ayrıca da güzel sanatlar ruhundan hareket ederek tüm eğitiminin yenileştirilmesine hizmet etmektir.

  3. Geniş anlamına göre ‘’Sanat Eğitimi’’, sanayileşme sonucunda ortaya çıkan kültür çöküşüne ve insanın kendine yabancılaşmasına karşı koymak için, eğitimde güzel sanatlar yoluyla genel bir reform yapmak yönündeki girişilen çabaları ifade eder.

  4. Güzel sanatlar akımı “ilerici ve aydınlanmacı burjuvazi”nin entellektüalist medeniyetine karşı bir denge unsuru olmak istemektedir. Amaç: insanın ve toplumun eğitimi yoluyla çağın çöküşünden kurtulmak

  5. Dar anlamda Sanat Eğitimi Akımı, kısmen İş Okulu Akımı ile ilişki içerisinde bulunarak, resim ve elişi derslerini reformdan geçirmek isteyen bir reform akımını temsil eder.

  6. 19.yüzyılda eğitimin ağırlık merkezi bilgide ve tek yanlı bir akılcılıkta aranıyordu. İşte böyle bir ortamda duygu, duyarlılık, hayal gücü, karakter ve beden eğitimi ihmal edilmişti. Duygu ve hayal gücü ihmal edilmiş bilgi merkezli bir eğitim hakim idi. Bazı kişilere göre sanat halktan uzaklaştırılmıştır. Buna karşı ‘’sanatın kaynağı’’na yani tabiata dönüş talep edilmektedir. Bu devirde Nietzsche’nin deyişiyle ’’ayaklıansiklopediler’’ortaya çıkmıştı. Richter ise “ders görmüşBarbarlar” kavramını kullanıyordu.

  7. Sanat eğitimi akımının etkileri ve sonuçları • Öğretmenden sanatkar bir şahsiyete sahip olması talep edildi. • Ders anlatmada sanatsal unsur ve yöntemler güçlendi. • Yurt bilgisi dersinde,vatan duygusunun derinleştirilmesine önem verildi. • Kültür tarihi dersleri ön plana alınmaya çalışıldı. • Resim dersinde, eskinin süsleme temrinleri ve model kopyaları yerine, yaşantıyı esas alan sanat dersi geçirildi ve çağdaş sanat akımlarının etkisiyle çocuğun dışa vurumcu resim yapmasına önem verildi.

  8. A.J. LANGBEHN (1851-1907)

  9. sanat tarihçisi, yazar ve sanat eğitimcisi Millete yabancı ve formalist bir sanatı ve zamanındaki uzmanlaşmacılığı eleştirir. Karakter eğitimine karşı, bilgi kazandırmaya gereğinden çok önem verilmesini reddeder. Ana eseri olan ‘Eğitici olarak Rembrandt’’ adlı eserinde, Rembrandt’ı evrensel bir hayat yenileştirmenin örneği olarak gösterir. Langbehn kendisini, Alman ulusunun yenileştirilmesi için görevli olarak gönderilen bir kişi olarak görmüştür.Langbehn, bir Alman’dan, yurduna ve ulusuna bağlılık yanında, her şeyden önce iç asalet, zihniyetle doğruluk ve estetik yaratma gücünü ister.

  10. ALFRED LICHTWARK (1852-1914) Öğretmen. Hamburg Güzel Sanatlar Müzesi Müdürlüğü yaptı. Sanat eğitim akımına yön verici bir kişi olarak çalıştı. A.Lichtwark da çağının entellektüalizmi, uzmanlaşmacığı ve şematikçiliğine karşı savaşmıştır.

  11. Teknik ve endüstride fabrikasyon yoluyla birçok malın üretiminde, insanın üretici şekillendirme becerileri geri plana atılmış ve estetik bilgiler gerilemeye başlamıştır. Gerçek eğitim biçimlendirici ve yaratıcı olmalıdır. Bunu da Güzel sanatlar sağlar. İnsan, bir bütün olarak güzel sanatlar yoluyla içten şekillendirilmelidir. Güzel sanatlarhayatın asli ve vazgeçilmez canlı gücüdür. Sanat olmadan, ruh körelir.

  12. KIR EĞİTİM YURDU AKIMI

  13. Kır eğitim yurdu akımı, 19. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkmıştır. Bu akım, çağın büyük şehirkültürüne, yani onların deyimiyle asfaltkültürüne ve özellikle de entellektüalizmine bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.

  14. Kamu okullarına karşıt olarak Kır Eğitim Yurtları, gençliğin yapısına uygun birer cemaat yuvaları olmak ve gençliğe uygun düşen birer yaşam biçimi geliştirmek istemektedirler.Bu yüzden bilgi kazandırma işi ikinci plana itilip, karakter şekillendirme ön plana alınmıştır.

  15. Topluma karşı perdelenmiş bu eğitim yurtlarının öncülerini Ortaçağ ile Yeni Çağın manastırlarında, Rönesans’ ta J.Locke (1632-1704)’da, J.-J. Rousseau (1712-1778)’da, J.W.von Goethe (1749-1832)’nin eğitim teorisinde vb. gibi yerlerde görmekteyiz.

  16. Çağdaş Kır Eğitim Yurtları, esas kaynağını ve öncüsünü, İngiltere’de Cecil Reddie (1858-1932)’nin Derby yakınındaki Abbotsholme’da kurduğu ‘‘New School of Abbotsholme’’(1889) adlı eğitim yurdunda bulmaktadır. Bu eğitim yurdu yoluyla, büyük şehir okullarına karşı olarak, gençlere kırsal bölgede bir eğitim korunağı yaratmak istiyordu.

  17. HERMAN LIETZ(1868-1919)W. Rein (1847-1929)‘in yanında Jena Üniversitesi Deneme Okulunda çalıştı. Thüringen’de özel okullarda öğretmenlik yaptı.1 yıl İngiliz reformcu C.Reddie’nin Abbotsholme’daki reform okulunda misafir öğretmen olarak çalıştı. Buradaki tecrübelerinden sonra kendi gayretleri ile Ilsenburg’da bir ‘Kır Eğitim Yurdu’ (Landerziehungsheim) kurdu.1901’de ve 1904’te Haubinda’da ve Veckenstedt‘da yetim çocuklar için yurtlar kurdu.

  18. H.Lietz, felsefi görüşleri yönünden Alman idealizmine ve özellikle de J.G. Fichte’ye bağlıdır. Eğitim amaçları yönünden ise, Rousseau, Salzman, Pestalozzzi, Fichte ve Fröbel’in etkisi altındadır. Fakat onun üzerindeki en güçlü etkiyi, C. Reddie ile P. D. Lagarde yapmıştır.

  19. Milli okul modeli geliştirmeye çalışmıştır. Bu okuldaki eğitimde güttüğü amaç; tabiata uygun bir bireysellik değil, ahlaki değer fikirlerini benimsemiş bir kişilik yetiştirmektir.Emlohstobba adlı eserinde, soyut bilgilerin ve yabancı diller gereğinden fazla verilmesini ve gençlerin kafasına gereğinden fazla bilgi sokulmasını reddeder. Geleneksel okullarda, öğretmen ile öğrenci arasında dostça güven ilişkisi yerine otoriteye dayalı ilişki bulur. Buna karşı o, demokratik, tabii, sağlıklı, beden ve ruhça harmonik bir şekilde geliştirmeyi amaçlayan bir eğitim öne sürer.

  20. Lietz’in Kır Eğitim Yurtlarında ana ilkeler: Gençlerle eğiticiler arası ilişki dostça ve arkadaşça olması Mümkün olduğunca, herkesi, gelişimlerine, ferdiyet ve istidadına en uygun yöne yöneltmek Her gencin, bir yandan kendi kademesine, diğer yandan kendi milletinin içinde yer aldığı çağın ihtiyaçlarına uygun düşmek üzere, iş ile hayatı dengeli bir senteze sokmak Vatani yönden baş gösterecek tehlikeleri aşmak ve milli esastaki yenileştirmelere yöneltmek

  21. Lietz, “Alman Milli Okulu” adlı eserinde: eğitim, vatani görevlere içten katılmaya ve yardımcı olmaya her an hazır olmasını sağlamalıdır.Eğitim, gençlere sosyal bir zihniyet kazandırmalı ve onları işe uygun tarzda yetiştirmelidir.Eğitim bir ahlak terbiyesi ve dünya görüşü vermelidirEğitim, bir zihniyet ve davranış kazandırılmalıdır.

  22. Gustav Wyneken (1875-1964)H. Lietz’in yanında, Ilsenburg’daki Kır Eğitim Yurdunda öğretmen ve yönetici olarak çalıştı. Sonra H. Lietz’den ayrıldı.1906’da Halm ile birlikte Wickersdorf’ta bir eğitim yurdu kurdu. Aralarında anlaşmazlık çıkınca kendi okulunu kurdu.

  23. Hegel gibi Wyneken de, dilde, ilimde, dinde, felsefede, sanatta, devlette, ve ahlakta kendini gerçekleştiren, ferdiyetler üstü objektif bir ruh kabul etmektedir.Ona göre okullar, devlete bağlı ve fakat kendi içinde serbest birer kurumlar olmalıdır.Wyneken eğitimin aileden ayrılmasını ister. Ona göre eğitim, ancak aynı cinsten olanların teşkil ettiği bir cemaat içinde gençlik yurtlarında mümkün olabilir.

  24. Okullar her şeyden önce gençlerin özüne uygun düşmeli ve birer gençlik yurtları olmalıdır. Buralarda gençler, kendi tabiatlarına uygun bir hayat içerisinde yaşamalı, kendilerini mutlu hissetmeli ve aynı zamanda da varoluşun en ciddi görevlerine, adım adım hazırlanmalıdır.Ailede, gençliğinin serbest olarak gelişmesi garanti edilemez. Bu sebeple de Wyneken, eğitimin aileden ayrılmasını talep ister. Ona göre eğitim, ancak aynı cinsten olanların oluşturacağı bir topluluk içinde, gençlik yurtlarında mümkün olabilir.Onun Serbest Cemaat Okulunda, okul ve derslerle ilgili genel meseleler, okul cemaatince tartışılıp değerlendirilir. Okul cemaati toplantısı, öğrenciler ile öğretmenlerden oluşmuş meclistir.

  25. PAUL GEHEEB (1870 – 1961) • Lietz’in yanında öğretmelik yaptı, Reddie’nin yanında misafir öğretmen olarak bulundu. • 1906’da Wyneken ile “Frei Schulgemeinde” adında bir eğitim kurumu kurdu, daha sonra ayrıldılar. 1910’da “Odenwaldschule” adındaki kendi okulunu kurdu. • Nasyonal sosyalist rejim tarafından memleketi terke zorlandı ve İsviçre’de “Ecole d’Humanite” adlı okulu kurdu. Edith ve Paul Geheeb

  26. Karısıyla Odenwaldschule adında reform okulu kurdu. Güzel bir tabiat parçası içinde kurulan okulda, gençleri bozulmadan, gerçek insanlığa götürecek şekilde eğitmek ve geliştirmek istedi.Bu okulun atmosferi, çocuklara mümkün olduğunca erkenden kuvvetli mesuliyet duygusu kazandırmaya yöneltmiştir.Bu kır eğitim yurdundaki öğrencilerin yüzde yirmisini yabancı millet menşeli çocuklar oluşturuyordu. Amaç uluslar arası bir analaşma ve yakınlaşma sağlamaktı.

  27. Öğretim, tam bir seçme ilkesi üzerine oturtulmuştur. Yalnız son sınıfta öğrenciler, kabiliyetlerine uygun dala ayrılır ve daha sonra devam eden okulların taleplerine uygun olarak olgunluk sınavını verirler.Bu okulda karma bir eğitim ve öğretim uygulanmaktadır. Hem cinsler bakımından hem de milletler ve sosyal tabaka bakımından karmadır. Geheeb okulunun dinler üstü olması ve böyle kalması üzerinde durur.

More Related