1 / 90

YAŞLANMA MEKANİZMASI ve YAŞLIDA “CHECK-UP”

YAŞLANMA MEKANİZMASI ve YAŞLIDA “CHECK-UP”. Prof Dr. Asuman TOKULLUGİL Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı, Görükle, 16059, Bursa. TEVRAT : Genesis Bölümü (1 Chronicle 1.1-4), s. 16-58 Adem’den Gelenler :. Adem 130 yaşındayken kendisine benzeyen bir oğlu oldu.

meredith
Download Presentation

YAŞLANMA MEKANİZMASI ve YAŞLIDA “CHECK-UP”

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. YAŞLANMA MEKANİZMASI veYAŞLIDA “CHECK-UP” Prof Dr. Asuman TOKULLUGİLUludağ Üniversitesi Tıp FakültesiBiyokimya Anabilim Dalı,Görükle, 16059, Bursa

  2. TEVRAT : Genesis Bölümü (1 Chronicle 1.1-4), s. 16-58 Adem’den Gelenler : • Adem 130yaşındayken kendisine benzeyen bir oğlu oldu. • Adını Seth koydu ve930 yaşında öldü. • Seth 105 yaşındayken Enosh adlı oğlu oldu. 912yaşında öldü. • Enosh 90 yaşındayken Kenan adlı oğlu oldu ve 905yaşında öldü. • Kenan 70 yaşındayken Mahalel adlı bir oğlu oldu ve 910yaşında öldü. • Mahalel 895yaşında öldü. • Jared 962 yaşında öldü. • Enosh 365 yaşında kayboldu. • Lamech 777yaşında öldü.

  3. Nuh Peygamber’in 500 yaşından sonra 3 oğlu oldu : Sam, Ham ve Japeth. • “Supernatural beings” , doğaüstü yaratıklar (ekstraterritorial canlılar ?), güzel insan kızlarıyla eşleşiyorlar  • Anormal yaratıklar görülüyor. • Normal insan ırkı bozuluyor. • Tanrı, bundan sonra insan ömrünün 120 yıla düştüğünü söylüyor Olasılıkla neden : “genetik bozulma mı?”

  4. Nuh Tufanı ve Amacı : insan ırkının arileşmesi (Nuh 600 yaşında), Yıl ve ay kavramı : • 150. günde su yavaş yavaş azalıyor. • 7. ayın 17. günü Ararat (Ağrı ) bölgesine geliyorlar. • 10. ayın 1. günü ağrı dağının tepesi görülüyor. • 1. ayın 1. günü tufana ait su kuruyarak, bitiyor. (Nuh 601 yaşında). • Nuh 950 yaşında ölüyor. • Oğulları da uzun ömürlü. Yahudilerin türediği Sam 600 yaşında ölüyor. • Bundan sonrakilerin ömrü giderek kısalıyor.

  5. İbrahim Peygamber’den gelenler: • 86 yaşında iken, Arapların ve müslümanların atası Mısırlı köle Hacer’den olma İsmail doğuyor. • 99 yaşında sünnet oluyor. • 100 yaşında iken de yasal karısı Sarah’dan İsak doğuyor. • Sarah 127 yaşında, İbrahim 170 yaşında ölüyorlar. • İsak 180 yaşında ölüyor. • Yakup ? • Yusuf : 110yaşında Mısırda ölüyor ve mumyalanıyor. • Hz. Muhammed : 63yaşında ölüyor.

  6. “İNSANIN YAŞAM POTANSİYELİ  BU KADAR UZUN OLABİLİR Mİ ?” ve • Yaşlılığın - yaşlanmanın ne olduğunu düşünmeye başladım !!

  7. TANIMLAR “YAŞLANMA(aging)” bazıları tarafından; embriyogenezis, maturasyon, erişkinlerde zindelik periyodu ve yaşlılıktan oluşan gelişimle denk tutulmaktadır. Gelişimle (ya da YAŞLANMA) ile ilgili süreçler: 1)İlerleyici (ancak her zaman tersinmez değil), 2)Türler içinde evrensel (ör. Ailesel özelliklerin veya kalıtımsal hastalıkların sonucu olmayan), 3)İntrensek özelliklidir (çevresel etkenlerin sonucu olmayan, örneğin; patojenlerin neden olduğu hastalıklar yaşlanmada direkt rol oynamaz).

  8. YAŞLILIK (senecence); ölüm olasılığının arttığı yaşam periodudur. • “Longevity (yaşam uzunluğu)”; kişinin ölümünün gözlendiği yaş ile belirlenir.

  9. YAŞAM BEKLENTİSİ (life expectancy): Belirli yaştaki insanların, geriye kalan ortalama yaşam süreleridir  the average /median life span. Bu belirlenen popülasyonun %50’sinin yaşamaya devam ettiği yaşla temsil edilir. YAŞAM ARALIĞI (Iifespan): Kişinin ölümünün gözlendiği yaş ile belirlenir.

  10. EN UZUN YAŞAM aralığı OLASILIĞI : (maximum life span potential,MLSP) Türlerde kayıtlara geçmiş en yüksek ölüm yaşı ile belirtilir. Diğer bir deyişle, popülasyonun veya türlerin en uzun yaşayan üyeleriyle belirlenir. Ör. • Guiness rekorlar kitabına geçmiş Shigichio İzumi 120 y, • Madam Jeanne Calment, Fransa, 122 y (1997) • Christian Mortenson, San Francisco, A.B.D.115 y (1998

  11. MLSP –Türlere özgü, yaşlanma hızında genetik bileşenin önemli olduğunu göstermektedir. Örneğin; • İnsanların MLSP’si farelerinkinden 25-30 kat daha fazladir. • Kanser, KVH, diyabet gibi ölüme en çok yol açan etkenler elimine edildiğinde beklenen ortalama yaşam süresine ancak 10 yıl daha ekleyebiliriz. • Bu da MLSP’nin türlere özgü bir üst sınırı olduğunu gösterir.

  12. Longevity Devrimi Popülasyonda en hızlı çoğalan yaş grubu en yaşlılardır. 2020 yılında 65 yaş üstündeki kişilerin total sayısı  50 milyon Genel bir kural, puberteden sonra mortalite hızı her 8 yılda bir 2 katına çıkmakta. 100 yaşın üzerinde mortalite hızı göreceli  Lifespan’lerde yeni rekorlar ?

  13. Yaşlanma heterojenitesi : Yaşlılıkta fizyolojik yanıtlar farklı  yaşlılık tablosunda heterojenite(çeşitlilik) Ör. 20 yaşındakilerde bir ilaca çoğunlukla hep aynı yanıt, 80 yaşında aynı ilaca karşı yanıtlar kişiden kişiye çok farklı. * Nedeni yaşam boyu geçirilen hastalıkların, alınan ilaçların ve yıpranma derecelerinin farklı olmasıdır.

  14. YAŞLANMANIN ÖZELLİKLERİ : 1)Olgunlaşma sonrası yaşla birlikte mortalite ↑ 2) Farklı hızlarda yaşlanma  Yaşla birlikte, fizyolojik ve fonksiyonel kapasitelerdeki kişilerarası varyasyonlar↑ 3) Biyolojik ve kronolojik yaş çoğunlukla örtüşmez. 4) Yaşlılarda sadece yaşına bakarak tedavi uygulamadoğru değil. Fonksiyon ve fonksiyonel kapasiteleri bireysel olarak değerlendirilmelidir

  15. 5) Baz değerlerle kıyaslama : Yaşlılarda normal referans değerlere göre kıyaslamaya ek olarak mutlaka yapılmalıdır. Özellikle kişinin mental yönden yaşlanıp yaşlanmadığına kendi gençliğiyle kıyaslamayapılarak karar verilebilir.

  16. 6) Dokuların biyokimyasal bileşiminde değişim : • Yağsız vücüt kütlesi ( kas kütlesi ) ve • Bazal metabolik hız  O2 tüketimi  • Çok yaşlanıncaya kadar ortalama vücut ağırlığı aynı. • Adipoz doku yüzdesi yaşla birlikte  • Vücut bileşimindeki bu değişiklik  farmakokinetikler üzerine etkili olur. • Total kemik kütlesi  • Kan hacmi hafif  • Hb’de hafif  Özellikle 75 y üstü kadınlarda 11.5-11.9 gr/dL sınırları normaldir. Anemi olarak kabul edilmemelidir. • Beyaz küreler de (özellikle lenfositler) hafif 

  17. YAŞLILARDA REFERANS SINIRLARI DEĞİŞEN VE SIK KULLANILAN LABORATUVAR PARAMETRELERİ

  18. Hücresel düzeyde görülen bazı değişiklikler : 1-Lipofuskin (yaşlanma pigmenti) ↑ 2- Kollajen gibi ekstrasellüler matriks molükülerinin çapraz bağlarında ↑ 3- Bazı özgün genlerin transkripsiyonları, protein sentezi ve post-translasyonel modifikasyonlarda (ör. Glikasyon ve oksidasyon) değişiklikler.

  19. 8) Yaşla birlikte fizyolojik kapasitede ilerleyici azalma. * Bir çok hücre tipinin fonksiyonunda meydana gelen değişimler, * hücre düzeyinde yaşlılık (cellular senecence) * yaşa bağlı çeşitli hücre popülasyonlarının kaybı - doku/organ disfonksiyonuna ve - sistemik hastalığa yol açar.

  20. 11) Yaşla birlikte çevresel uyaranlara cevap verme yeteneğinde azalma : Yaşlılığın temel özelliklerinden birisi  “iç dengenin devamlılığını (homeostazis) sağlama yeteneğinde azalmadır ”. Bu duruma “homeostenozis” denir. * İstirahat ve bazal parametrelerde değişim, * Dış uyaranlara verilen yanıtlarda değişimler: ör. Egzersiz veya açlık durumları Depoların kaybı sonucu : • Maksimum yanıtlarda küntleşme (körelme), • pik seviylere ulaşmada ve • bazal seviyelere geri dönmede gecikmeler olabilir.

  21. 12)Yaşlanma ve hastalıklar : Fizyolojik kapasitepatolojik insult’lara cevap verme yeteneği sınırlı Ör. Yaşla ; * vital kapasite, renal klerens, immün fonksiyonlar, bronkosilier hareketler azalırken, arter duvarlarında sertleşme vb. olur. * MI veya herhangi bir enfeksiyonda daha az savunucu yanıt * Yaşlılıktan ölen pek kimse yok. Hemen daima bir hastalık söz konusudur. * Ölüm kağıtlarına ölüm nedeni yaşlılık diye yazılmıyor. Ör. pnömoni 20 y.da öldürmez ama 80’inde fizyolojik kapasiteler azaldığı için ölümcül seyredebilir.

  22. YAŞLILARDA GÖZLENEN HASTALIKLARIN ÖZELLİKLERİ

  23. YAŞLANMANIN MEKANİZMASI : Bir görüşe göre “Ne kadar yaşlı varsa o kadar mekanizma vardır” deniyor. Aslında, aşağıdaki olayların çoğu yaşlıda bir arada bulunabiliyor

  24. TEORİLER : 1- Somatik mutasyon teorisi : Kromozomal genlerle ilgili onkojenik mutasyonlarda birikim ileri yaşlarda kanser Mitokondriyal mutasyonlar çeşitli hastalıklar 2- Serbest radikal teorisi : DNA’ da oksidayon ve somatik mutasyonlar Proteinlerde hasar : * Yavaş değiştirilen kolajen ve elastin gibi proteinlerde glikasyon ve okside aminoasitlerin miktarı arttıkça, moleküler organizasyon değişir. Ör. Glikozile proteinler  diabetik lens opasitesi. Yaşlanma ile oksidatif hasarda birikim AD, Parkinson hast.

  25. 3- Hücre yaşlanma teorisi: Replikatif yaşlılık Her hücre belli sayıda prolifere olduktan sonra duruyor. Mitotik bir saat p53 geni (?) Bir hücrede p53 geni varsa apoptozise gidiş (tümör süpressör etki) . p53 yoksa kanserleşme . Replikatif senecence’e giren hücreler bu durumda bölünmeden aylarca yaşayabiliyorlar. İnsan kalp ve beyninde de böyle hücreler bulunmaktadır.

  26. Telomer kaybı DNA stabilitesini bozarak apoptozisi başlatabiliyor. Telomeraz aktivitesi telomer kısalmasını engeller. Kök hücreleri ve immortal kanser hücrelerinin büyük çoğunluğunda var. Telomer kısalması, telomeraz aktivitesi, kanserleşme, yaşlanmailişkilerihalen araştırılıyor : Bulunan sonuçlar çelişkili. Ör. telomeraz geni eksik hayvan hücre kültürlerinde egzojen onkojenik indüksiyonla  kanser gelişebiliyor. Oysa telomeraz bulunan bazı hücre kültürlerinde hücreler 4 yıl kadarkanserleşmedenyaşayabiliyorlar (human nöral kök hücre dizileri (hNSC). Yaşlanmada tedavi amacıyla telomeraz kullanımı: proliferasyonu artırma Ancak kanser-telomeraz ilişkisi açıklığa kavuştuktan sonra güvenli olabilir.

  27. 4- Apoptozis Teorisi : Apoptozis genetik olarak belirlenmiş programlı hücre ölümü. Nekroz ise iskemik, toksik herhangi bir nedenle olan hücre ölümü. • AD ve Parkinson hastalığın’da hangisiyle nöronlar ölüyorlar ? • Yaşlanan prostat’da benign olarak çoğalan hücrelerde apoptozisle ölüm olduğu gözlenmiş. Apoptozis; yaşlanmaya, yıpranmaya bağlı çeşitli birikimler olan (genetik mutasyonlar dahil) ve böylece anormalleşen hücrelerin çoğalmasını önlüyor. Bu şekilde bir anlamda hücrelerin kanserleşmesini de önler. Yaşlanma da kanserleşme olmadan apoptozisdurdurulabilmeli. ölümsüzlük Yaşlı ölümsüzler mi gençleşen ölümsüzler mi ? • Apoptozis inhibisyonu gençleşmeyi de sağlayabilecek mi ?

  28. 5- İmmün Teoriler : - Yaşlıda primer immün yanıtta zayıflama . Bir nedeni memory T hücrelerinde ↑  bakir (virgin) T hücreleri harcanması.  Sonuçta antijenlere (enfeksiyona) yanıt  ör.influenza yaşlıda ağır seyreder. - Yaşlılarda düşük dereceli otoimmün ve inflamatuar olaylar Ör. AD plaklarında T hücreleri yok ama, birçok inflamatuar molekül var. Buradan çıkan sonuç şudur: Yaşlıda bazı immün fonksiyonlarda hiperaktivite diğerlerinde hipoaktivite birlikte bulunuyor.

  29. 6- Endokrin Teoriler : Yaşla meydana gelen fizyolojik değişimler : Ör. postmenapozal disfonksiyonlar  Östrojen eksikliği sonucu osteoporozis, kalp krizi, stroke, osteoartritis vb. riskinde  7- Nöro-endokrin teoriler : Yaşla pitüiterden salınan hormonların değişmesi : Ör.i) GH sekresyonunda en yaşlıda en bariz ii) Hipotalamus hormonları ve glukokortikoid(GK)ler. * Ama bu gün için “ölüm hormonu” diye nitelenebilecek bir hormon yok. iii) Otonom sinir sistemi ve metabolizmayı etkileyen beyin merkezlerinde ki değişimler de yaşlılık mekanizmasında rol oynar.

  30. 8- Yıpranma - yırtılma ve birikim teorisi : Yaşlanmada mekanik ve biyokimyasal değişim. Ör. böceklerin kanatları, insanlarda diş ve eklem erozyonları. *Endojen serbest radikaller  hasar Sonuçta : yaşlanma hasarın birikmesi sonucunda ortaya çıkar. 9- Stres Teorisi : Emosyonel ve Organik stresler

  31. STRES : Emosyonel ve Organik stresler Daniel F. E. Auber demiştir ki : “Bugün için, uzun yaşamanın tek yolu yaşlanma gibi gözükmektedir.” Yaşlılık düşüncesi ölümün yaklaştığıdüşüncesini akla getirir. İnsanlarda bu düşünce bile “emosyonel vefizyolojik stres” oluşturan bir etkendir.

  32. STRES NEDİR? • Herhangi bir gerçek (fiziksel) ya da hayali (psikolojik ve/veya duygusal) tehdit edici etkenin  hücresel dengeleri, homeostazisi bozması durumudur. •  İnsanlarda; zihinsel veya fiziksel gerginlik , zorlanma, aciliyet, baskı, anksiyete stres ile ilişkili terimlerdir

  33. STRES YANITLARI : Fiziksel (organik) ya da psikolojik (emosyonel) stres etkenleri aynı kaskad yolu ile yanıt a) Akut (ani) stres yanıtı- (Birinci dalga ) b) Kronik veya uzamış stres yanıtları – (İkinci dalga )

  34. Birinci dalga : Ani motor ve bilişsel (kognitif) yanıtlar. İzole nöral yanıtlar organizmanın stresli durumdan uzaklaşması için  başlangıç İkinci Dalga Daha geç nöroendokrin yanıtlar Bunlar; • Stres yanıtınıdesteklemede rol oynar. • Tehdit edici durumun önlendiğini veyakesin olarak ortadan kaldırıldığınıgarantiler.

  35. a) Akut stres yanıtı -Birinci dalga Etkilerini saniyeler içinde: hızlı işeyen ikinci mesajcı ve kaskad yollarıyla gerçekleştirir. Hans Selye’nin (1950) “Savaş ya da Kaç Teorisi”nde; enerji metabolizmasının nöroendokrin sistemlerle eşleşmesi söz konusudur.

  36. i) Akut stres yanıtında görülen hormonal değişiklikler : - Katekolamin sekresyonu (sempatik NS)  - CRH (hipotalamus)  - ACTH (ön pituiter bez) - GnRH salınımı (hipotalamus) ve pituiter GnH  - PRL (pituiter)  - GH  - Glukagon (pankreatik)  - AVP (pituiter)  - Rennin (böbrek)  ( özellikle sıvı kaybı olan durumlarda AVP ile birlikte belirgin olarak artarlar)

  37. ii) Akut stres yanıtında görülen başlıca biyokimyasal ve fizyolojik değişiklikler: 1- Enerjinin egzersiz yapan kasa yönlendirilmesi - depolanmış enerjinin mobilizasyonu, - sonraki enerji depolanmasının inhibisyonu, - glukoneogenezin hızlandırılması ve glukoz üretimi  2- Artmış kardiovasküler tonus yolu ile kasa substrat gönderilmesinde  3- İmmun fonksiyonların stimulasyonu,

  38. 4- Üreme fizyolojisinde ve davranış şeklinde inhibisyon (Her iki sekste de proseptiv ve reseptiv davranışlarda hızla ve erkeklerde ereksiyon kaybı ) 5-Beslenmede azalma ve iştah kaybı 6-Algılama yeteneğinde keskinleşme, serebral perfüzyon hızı beyinde lokalize glukoz utilizasyonunda 7- Sıvı kaybı olan özel durumlarda  belirgin su retansiyonu

  39. b) Gecikmiş ve uzamış (kronik) stres yanıtları : (İkinci dalga) • Glukokortikoidler (GKler)  ve stres seviyeleri’ne ulaşırlar. * İnsan ve primatlarda başlıca kortizol, * sıçanlarda ise kortikosteron artar. Etki :Streroidlerin aktiviteleri genomiktir. Bu nedenle stresörden en az bir saatsonra, ancak etkilerigörülmeye başlar.

  40. i) Aşırı GK seviyeleri ile ilişkili bazı durumlar: 1- Kronik stres 2- GKler’in dışardan alınımı 3- Cushing hastalığı (GKler’in aşırı salgılanması) 4- Depresyon sendromları 5- Demans (vaskular ya da Alzheimer Hast.) 6- Yaşlanma

  41. ii) Aşırı GK seviyeleri çesitli bozukluklara ya da bunların daha kötüye gitmesine neden olur. Örneğin: 1- Miyopati, 2- Erişkinlerde görülen diabetus mellitus, 3- Hipertansiyon, 4- Amenore ve impotans, 5- İmmunosupreyona bağlı enfeksiyon ve kanser.

  42. Bu bozuklukların çoğu, batı tipi yaşlanmada görülen  hasarın yavaş birikimiyle giden hastalıklardır. Bu nedenle, stres ve yaşlılık arasındaki bağlantı  GKlerin patojenik potansiyeli bağlamında genelde aynı çerçevede değerlendirilebilir (Sapolsky).

  43. Gerontologistler bir süredir stresle ilgilenmekte ve bazı sorular sormaktalar: 1) Yaşlanma, stresli mücadelelere uygun ve yeterli yanıt vermeyeteneğini bozuyor mu ? 2) Uzamış stres yaşlanma sürecini hızlandırıyor mu? 3) Stresle başa çıkmada görülen bireysel farklılıklar  ‘başarılı yaşlanma’ sürecindeki farklılıklara katkıda bulunuyor mu ? Halihazırda ve olasılıkla; bu soruların yanıtları  GK aktivite ve etkileri kapsamında bulunabilir

  44. STRES ve NÖROENDOKRİN KASKAD : Hipotalamik-pitüiter-adrenal (HPA) – Ekseni •     Hipotalamus - CRH  •     Pituiter - ACTH  •     Adrenal - GKler (başlıca kortizol)

  45. CRH (Corticotropin Releasing Hormone): •41 amino asidden oluşan bir peptiddir ve nöromodülatör • Strese karşı oluşan SSS cevaplarını iletmede önemli rol oynar  bilişsel yanıt sürecini ve strese karşı verilen davranış yanıtlarını düzenleyebilir korku ve anksiyete yanıtlarında etkili . Korteks, limbik sistem ve otonom sistem arasındaki ilişki’de  NÖROMODÜLATÖR Böylece anksiyete, “mood” ve stres yanıtlarının düzenlenmesinde önemli rol

  46. CRH reseptörleri : CRH-R1 ve CRH-R2 • Biyokimyasal ve farmakolojik olarak farklı. • G-proteinleri ve adenilat siklaz sistemi yoluyla işlev görürler.

  47. Glukokortikoid’lerin Aktiviteleri : A) Düzenleyici aktiviteleri (modulating actions) : Başlıca 3 tanedir: 1- İzin veren aktiviteleri (permissive actions) • Stresörden önce var olan [GK]’ı (bazal GK düzeyleri) ile gerçekleştirilir. • Savunma mekanizmasının başlangıcı, ilk basamağı 2- Stimule edici aktiviteleri (stimulating actions) • Stresle indüklenen [GK]’ı birkaç saat içinde ↑ • Ilk dalga esnasındaki hormonal yanıtların etkilerini ↑ GK’lerin permissive ve stimüle edici davranışları, ilk dalgadaki yanıtları artırıcı yönde etki gösterir.

  48. 3- Baskılayıcı aktiviteleri (suppressive actions) • Bu etkiler stresle-indüklenmiş [GK]’larında görülür. • Stresten yaklaşık birkaç saat sonra ilk baskılayıcı davranışlar başlar. • Stresle aktive olan savunma mekanizmalarını dizginler. • Stres yanıtının çok hızlı gelişip, çığırından çıkmasını engeller. • Stimüle edici davranışların etkilerini geri döndürür

  49. B) GK’in hazırlayıcı aktiviteleri ( preparative actions) : • Daha sonraki stres etkenlerine karşı organizmanın yanıtını modüle ederler. • Mediatör veya supressiv olabilir. • Hazırlayıcı davranışların artarak devam etmesi yaşlanma sürecinde yıkıcı ve zararlı rol oynayabilir. • Stresle indüklenen [GK]’larında görülürler.

  50. GK’lerin reseptörleri : GK’e özel 2 değişik tip reseptör : • Tip I, MR: Mineralokortikoid reseptörleri, yüksek afiniteli-düşük kapasitelidir. • Tip II, GR: Glukokortikoid reseptörleri, düşük afiniteli-yüksek kapasitelidir. * MR’leri aracılığıyla “permissive”, GR’leri aracılığıyla da diğer aktiviteler gerçekleştirilir

More Related