1 / 149

TÜRKİYE BÖLGELER COĞRAFYASI

TÜRKİYE BÖLGELER COĞRAFYASI. Birici Coğrafya Kongresi. 6 Haziran 1941 yılında toplanmıştır. Kongrenin temel konuları; müfredat programları, coğrafya terimleri ve coğrafi isimlerin yazılması, coğrafya ders kitapları, Türkiye coğrafyasının ana hatları ve yerlerin adlandırılmasıdır.

oistin
Download Presentation

TÜRKİYE BÖLGELER COĞRAFYASI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. TÜRKİYE BÖLGELER COĞRAFYASI

  2. Birici Coğrafya Kongresi • 6 Haziran 1941 yılında toplanmıştır. • Kongrenin temel konuları; müfredat programları, coğrafya terimleri ve coğrafi isimlerin yazılması, coğrafya ders kitapları, Türkiye coğrafyasının ana hatları ve yerlerin adlandırılmasıdır. • Türkiye Coğrafyası Komisyonu, yapılan müzakereler sonucunda 7 coğrafi bölge tespit edilmiştir.

  3. Bu 7 bölgenin harita üzerinde belirlenmesi için 4 kişi belirlenmiştir: İbrahim Hakkı Akyol, Herbert Louis, Besim Darkot ve H. Hadi Selen. • Bu komisyonun hazırladığı taslak, komisyonda tekrar görüşülerek son şeklini almıştır. Daha sonra bölüm ayrımı da yapılmıştır. • Komisyon ayırdıkları bölgelerin ve bölümlerin son aşama olmadığını ileride bazı değişiklikler yapılabileceğini kabul etmişlerdir.

  4. Yapılan bölge ayrımında yeryüzü şekilleri, iklim, bitki, nüfus yoğunluğu, yerleşme şekilleri, ekonomik faaliyetler ve ulaşım koşulları dikkate alınmıştır. • Bölge sınırlarını geçiş alanları şeklinde anlamak gerektiğini belirtmişlerdir. • Coğrafi bölgelerin adlandırılmasında kıyı kesiminde komşu bulunan denizler esas alınmıştır.

  5. İç kısımlarda ise ülkenin büyük bir kısmını oluşturan Anadolu’nun çeşitli yönlerine göre isim vermişlerdir.

  6. Bölge • İklim, yüzey şekilleri, beşeri ve ekonomik etkinlikler açısından kendine özgü benzerlik sağlayan en büyük coğrafi birimdir.

  7. Bölüm • Aynı coğrafi bölgede yüzey şekilleri, iklim, bitki örtüsü ile beşeri ve ekonomik yönden farklılık gösteren, bölgeden küçük olan alandır.

  8. Yöre • Bir bölümde, yüzey şekilleri ile beşeri ve ekonomik etkinliklerin oluşturduğu bölümden küçük coğrafi birimdir.

  9. MARMARA BÖLGESİ • Marmara Bölgesi, yurdumuzun KB kesiminde Marmara Denizi çevresinde yer alır. Karadeniz Bölgesi ile olan sınırı, Sakarya oluğunun doğusundaki yüksek yerlerden geçer. • Ege Bölgesi’nden kuzeydeki yüksek alanlar ile ayrılır. • Batıdaki sınırını Meriç Nehrinin de geçtiği Türkiye Yunanistan sınırı oluşturur.

  10. Bölgenin coğrafi konum yönünden en önemli özelliği, Avrupa ve Asya kıtalarını ayıran ve uluslar arası alanda önemli bir su yolu olan İstanbul ve Çanakkale boğazlarıdır. • Bölge 67 000km² yüzölçümü ile Türkiye’nin % 8.5’ini kaplar.

  11. Jeolojik Yapı Paleozoik • İstanbul Boğazı’nın her iki yakası, Trakya’da Yıldız dağları ile Biga Yarımadası ve Uludağ’da yaygındır. • Yıldız dağları gnays, mikaşist ve çeşitli şistlerden oluşmuş çok sert bir kütledir. • Biga Yarımadası’ndaki Kaz dağlarında silisli şistler, gnays, kristalize kireçtaşı ve granitler yaygındır.

  12. Uludağ ise çekirdeğinde granitlerin yer aldığı paleozik şistlerden (mikaşist ve gnays) oluşmuş bir kütledir. • Marmara Denizi’ne sokulan Kapıdağı Yarımadası ve Marmara adaları, mermer ve granitlerin yer aldığı paleozoik arazilerdir. • İstanbul Boğazı çevresinde killi şist, kuvarsit, mermer ve kireçtaşlarının yaygın olduğu araziler görülür.

  13. Mesozoik • Samanlı dağları ve Kapıdağ Yarımadası’nın doğusunda Mesozoik’e ait kumtaşı, çakıltaşı ve miltaşından ibaret araziler yaygındır. • Hereke civarında, İstanbul’daki cami sütunlarının yapımında da kullanılan çeşitli renkte çakıllar içeren pudingler bulunur.

  14. Tersiyer • Bir alçalma (subsidans) alanı olan Trakya’daki Ergene havzasında Tersiyer’e ait killi kireçli araziler yaygındır. • İstanbul’un Avrupa yakası, Güney Trakya ve Çanakkale Boğazı üzerinden batıya doğru uzanan sahalar, Miosen’deSarmatlar denizi tarafından işgal edilmiştir. • Bu denizel ortamda killi kireçli malzemeler birikmiştir.

  15. Güney Marmara Bölümü’nde tektonik kökenli havzaların tabanlarında Neojen devrine ait killi ve marnlı göl çökelleri yer alır.

  16. Kuaterner • Kuaterner arazileri, Meriç, Kocaçay deltaları, Adapazarı Ovası ve iç kısımlardaki olukların tabanlarındaki alüvyonlardır.

  17. Jeomorfoloji • Bölgenin Trakya kesimi, ülkemizin en az engebeli sahaları arasındadır. Burada kıyıya paralel olarak uzanan Yıldız (Istranca)dağları bile basık bir dağ olup, Yüksekliği 1000m’ye ancak ulaşmaktadır. • Güney Marmara Bölümü ise oldukça engebelidir.

  18. Dağlık Alanlar • Trakya’da oldukça basık olan ve yüksekliği sadece Mahya tepesinde 1031m’yi bulan Yıldız dağları ile Güneyde Tekirdağ’ın güneybatında en yüksek zirvesi 689m olan Işık ve Koru dağları yer alır. • Paleozoik şistlerden oluşan Yıldız dağları sürekli olarak aşındığından önemli ölçüde basıklaşmıştır. • Alp hareketleriyle gençleşen ve yükselen bu dağ sırası akarsular ile yarılmış, parçalanmış, süpürülmüş ve aşınan malzeme depolar halinde Ergene havzasına taşınmıştır.

  19. İstanbul Boğazı’nın her iki yakasında yer alan Çatalca-Kocaeli platoları üzerinde aşınmaya karşı dirençli olan kuvarşist ve kuvarsitlerden oluşan Büyük ve Küçük Çamlıca tepeleri, Aydos ve Çene dağı yer alır. • İzmit Körfezi ile Gemlik Körfezi-İznik Gölü arasında Samanlı dağları yer alır. Kuzey ve güneyinde fay diklikleri bulunan bu dağlar Gemlik Körfezi-İznik Gölü kuzeyinde bir duvar gibi yükselir.

  20. Güney Marmara Bölümü’nün batısında Kaz dağları bulunur. En yüksek yeri 1774m’ye yükselir. • Marmara Bölgesi’nin güneydoğusunda Uludağ-Domaniç dağları yer alır. • Bursa Ovası’nın güneyinde yükselen Uludağ (2543m) bölgenin en yüksek dağıdır. • Buzul topografyasına ait şekiller bulunur. • Bu dağın GD’sunda Domaniç dağları yer alır.

  21. Platolar • Marmara Bölgesi’nde İstanbul Boğazı’nın batısındaki Çatalca, doğusundaki Kocaeli Yarımadaları birer platodur. • Ortalama yüksekliği 500m’yi aşmayan bu alanlar Marmara ve Karadeniz’e dökülen kısa boylu akarsular tarafından yarılmıştır. • Gelibolu Yarımadası ve Susurluk Havzası da bir plato manzarası gösterir.

  22. Havza Oluk ve Ovalar • Oluklar, Tersiyer sonlarından itibaren başlayan dikey yer hareketleri sonucu oluşmuştur. • Doğrusal bir uzanış gösteren çöküntü alanları içerisinde ovalar ve bunların kenarında yüksek alanlara karşı gelen yerlerde ise dağlar yer alır. • İzmit-Adapazarı ovası ve Sapanca oluğu: Tektonik hareketler sonucunda oluşmuştur. Adapazarı Ovası Sakarya’nın getirdiği alüvyonların birikmesi ile ova görünümünü almıştır.

  23. İznik Gölü Havzası: Samanlı ve Katırlı dağları arasında uzanan havza, esas itibariyle Pleistosen başlarında çökerek bugünkü durumunu almıştır. • Daha önce denize açılan bu havza tektonik hareketler sonucu yükselmesi ile İznik Gölü’nün deniz ile olan bağlantısı kesilmiştir.

  24. Ulubat ve Kuş Gölü havzaları; Tektonik çukurluklar içerisinde yer alırlar. Kuş Gölü aynı zamanda bir milli parktır. • Her iki gölün gideğeninden çıkan sular, Karacabey civarında birleşerek (Susurluk Çayı) Marmara Denizi’ne dökülür.

  25. Simav oluğu: Tipik bir grabendir. Bu grabende Simav çayı akar. • Sakarya Oluğu ve deltası: Bir delta görünümünden çok geniş bir kıyı ovası halinde uzanır. Delta ovasının taşkına uğrayan kesimleri Hasan Polatkan (Sarıyar) barajının yapımından sonra tarımsal alanlar haline gelmiştir. • Deltada Acarlar ve Küçük boğa gölleri bulunur.

  26. Karadeniz’in seviyesinin düştüğü son buzul (würm) döneminde bir ria manzarası alan Sakarya’nın ağzı deniz seviyesinin yükselmesi ve alüvyonların birikmesi ile bugünkü durumunu almıştır. • Öte yandan kıta sahanlığının (şelf) dar ve akıntıların olması deltanın denize doğru ilerlemesini engellemiştir.

  27. Ergene Havzası: Kuzeyde Yıldız, güneyde Işıklar dağı arasında bir alçalma (subsidans) alanıdır. • Burası hem topografik hem de jeolojik açıdan tipik bir havzadır. Çünkü Paleozoik’e ait Yıldız dağlarından havzanın orta bölümüne doğru Alt Tersiyer’den Üst Tersiyer’e geçilir. • Burası aynı zamanda Ergene Çayının su toplama havzasıdır. • İnegöl Havzası ve Balıkesir ovası diğer önemli havza ve ovalardır.

  28. Marmara Denizi • Miosen Denizi’nin (Sarmatlar)bir kalıntısı durumunda olan Marmara Denizi küçük bir iç deniz niteliğindedir. • Günümüzdeki şeklini Neojen’de oluşan dikey tektonik hareketler sonucunda almıştır. • Yüzölçümü 11 350km²’dir. • Marmara Denizi’nin kuzey kısmında oldukça derin bir oluk bulunur.

  29. Marmara Denizi’nin en derin kesimini oluşturan bu olukta 1000m’yi aşan çukurluklar bulunur. • Bu çukur alanlardan Kuzey Anadolu fayı geçer. • Güney kesiminde ise derinlik 100m’yi aşmaz. • Kuaterner’deki deniz seviyeleri değişimi, kıyıların şekillenmesi ve boğazların açılmasında önemli bir rol oynamıştır.

  30. Özellikle günümüzden yaklaşık 20 000 yıl kadar önce meydana gelen deniz seviyesi düşmesi esnasında (Würmglasial dönemi, Post Tirenien regresyonu) deniz seviyesi -125m kadar çekilmiştir. • Bu dönemde Marmara’nın 125m derinliğe kadar olan kısımları, özellikle güney kesimleri kara haline geçmiş ve kıta sahanlığı üzerinde akarsu faaliyetleri başlamıştır.

  31. Akarsular, Marmara’nın kuzeyindeki göl alanına doğru yönelerek yataklarını kazımıştır. • Bu dönemden sonra deniz seviyesi yavaş yavaş yükselmeye başlamış ve bugünkü şeklini almıştır. • Marmara Denizi’nin alanı genişlemiş, deniz tektonik çukurluklara sokularak körfezlerin oluşumunu sağlamıştır.

  32. Akdeniz üzerinden Marmara’ya gelen tuzlu su İstanbul Boğazı aracılığı ile Karadeniz’e ulaşmıştır. • Marmara Denizi’nin kıyı özelliklerine gelince; İstanbul-Tekirdağ arasında kıyı falezli ve yüksektir. • Buradaki Büyük ve Küçük Çekmece gölleri; deniz seviyesinin alçaldığı dönemde (Würm) akarsular tarafından kazılan vadilerin denizle kaplanması ve daha sonra dalgaların taşıdığı kumların körfezin ağzında kıyı seti halinde birikmesi oluşmuştur.

  33. İstanbul-İzmit arasında falezli yüksek kıyı boyunca fay diklikleri uzanır. • Güney ve doğudaki kıyılar ise yarımada ve körfezlerin varlığından dolayı girintili ve çıkıntılıdır. • Buradaki Kapıdağ Yarımadası’nın oluşumu Üst Pleistosen’e rastlamaktadır. • Ada halinde olan Kapıdağ kütlesi bir tombolo ile karaya bağlanmıştır.

  34. Boğazlara gelince; Paleozoik kütle içerisinde açılmış olan İstanbul Boğazı 30km uzunluğundadır. • Boğaz deniz seviyesinin -125m alçaldığı dönemde kurulan akarsuyun aşındırması ve daha sonra Flandrientransgresyonu sonucunda denizin yükselerek vadinin sularla işgal edilmesi ile oluşmuştur. • Haliç de, Kağıthane vadisinin sularla kaplanması ile vadinin şekline uygun olarak bugünkü görünümünü almıştır.

  35. Çanakkale Boğazı, Gelibolu ve Biga Yarımadaları arasında yer alır. 60km uzunluğundadır. • Bu boğaz da İstanbul Boğazı gibi bir akarsu vadisinin, Ege Denizi’nin suları ile kaplanması sonucunda meydana gelmiştir.

  36. Marmara Denizi’nin su özelliklerine gelince; yüzey suyunun tuzluluğu, Karadeniz’den gelen az tuzlu suların varlığına bağlı olarak az iken, derinlere doğru gidildikçe Akdeniz’den gelen tuzlu sulardan dolayı tuzluluk giderek artmaktadır. • Rüzgarlardan dolayı deniz seviyesinde 1m’ye varan seviye değişimi olabilmektedir.

  37. Lodos esince kuzey kıyılarındaki su seviyesi 1m kadar yükselir. Yıldız, poyraz, karayel estiğinde bu kez Yalova, Mudanya ve Bandırma kıyılarında seviye yükselmesi meydana gelir. • Boğazlarda kuzeyden güneye doğru ilerleyen Karadeniz’in az tuzlu su akıntısına karşılık 10-20m derinlikten itibaren güneyden kuzeye doğru devam eden tuzlu su akıntıları mevcuttur.

  38. Karadeniz’den Marmara ve Ege’ye doğru olan yüzey akıntısı Karadeniz’in seviyesinin yüksek olması ile ilgilidir (bol akarsu ile beslenmesi ve buharlaşmanın az olması). • Marmara’dan Karadeniz’e doğru olan alt akıntının sebebi ise tuzluluk ve yoğunluk farkıdır.

  39. Jeomorfolojik Evrim • Palezoik’te Yıldız dağları, İstanbul Boğazı’nın her iki yanı, Uludağ-Domaniç dağları ve Kaz dağları oluşmuştur. • Uludağ, Kaz ve Yıldız dağları metamorfizmaya uğramıştır. • Bölgede Mesozoik’teTetis Denizi’nin bir kolu bulunuyordu. Bu döneme ait arazilerde kumtaşı, çakıltaşı ve miltaşından ibaret araziler yaygındır.

  40. Tersiyer dönemin başlarında Ergene Havzası ve Çanakkale Boğazı’nın bulunduğu kesim çökmeye (subsidans) uğramıştır. • Bu saha Eosen daha sonra Miosen (Sarmatlar) denizleri ile kaplanmış ve denizel ortamda çoğunlukla killi kireçli malzemeler çökelmiştir. • Bölgenin şekillenmesi, Neojen’de meydana gelen dikey tektonik hareketlerle olmuştur.

  41. Saros Körfezi’nden başlayarak, Marmara Denizi’nin kuzeyinden İzmit Körfezi ve Sapanca Gölü üzerinden doğuya doğru devam eden bir oluk oluşmuştur. • Güney Marmara Bölümündeki Gemlik Körfezi, İznik gölü, Kuş gölü Ulubat havzaları çökme sonucunda meydana gelmiştir. • Bunların çevresindeki sahalar ise birer horst halinde kalmıştır.

  42. Sakarya Nehri yavaş yavaş yükselen horst alanlarını keserek Karadeniz’e doğru akmasına devam etmiştir. • Ergene havzası alçalırken, kuzeyde Yıldız ve Güneyde Koru dağları yükselmiştir. • Bölgenin faylarla parçalanmış olması, zaman zaman meydana gelen şiddetli depremlere yol açtığı gibi kaplıcaların oluşumunu da sağlamıştır.

  43. İKLİMYaz Durumu • Bölge yazın tropikal kökenli sıcak ve nemli hava kütlesinin etki alanına girer. • Ancak Atlas Okyanusu’nun kuzeyine çekilmiş olan Asor yüksek basınç alanından, Anadolu’ya doğru genel bir hava akımı etkili olur. • Yani Kuzey batı Avrupa’daki yüksek basınç alanından, Basra alçak basınç alanına doğru genel bir hava akımı oluşur

  44. Balkanlar üzerinden bölgeyi etkileyen bu hava kütlesi, yaz sıcaklıklarının düşmesine sebep olur. • Orta Avrupa’da etkili olan frontal faaliyetler, zaman zaman Balkanlar üzerinden bölgenin kuzey kesimine sokulması ile yağışlar meydana gelir. • Bu dönemde Karadeniz üzerinden gelen serin ve nemli hava ile alttaki sıcak havanın karşılaşması sonucunda da kısa süreli yağışlar olur.

  45. Bazı yaz günleri Akdeniz üzerinden gelen nemli ve sıcak tropikal hava kütlesi, bölgede boğucu sıcaklara neden olur. • Böyle günlerde sabaha karşı havanın soğuması ile çiy oluşur.

  46. Kış Durumu • Bölge Balkanlardan sokulan soğuk hava ile güneyden sokulan tropikal hava kütlesinin etkisi altında kalır. • Balkanlar üzerinden bölgeye sokulan soğuk cephenin etkisi ile bölge hem soğur hem de kar şeklinde yağışlar başlar. • Buna karşılık Orta Akdeniz’den gelen sıcak cephe bölgeyi etkilendiğinde, lodoslu günlerde sıcaklık artar. Hatta bahardan kalma günler yaşanır ve yağmur şeklinde yağışlar görülür.

  47. Marmara Bölgesi’ndeki halkın “Lodosun gözü yaşlıdır” özdeyişi bu durumu açıkça anlatır. • Marmara Bölgesi’nde sisler yoğun olarak görülür. Sis oluşumu, denizle hava kütlesi arasındaki sıcaklık farkına dayanır. • Güneyden gelen sıcak hava, boğazlar üzerinden geçtiğinde soğuyarak deniz trafiğini aksatan sisler oluşur. • Aynı durum soğuk hava için de geçerlidir.

  48. Fiziki Coğrafya Faktörleri • Bölgede yükselti, dağların uzanışı, bakı ve denizden uzaklık lokal iklim farklarının ortaya çıkmasını sağlar. • Dağların kuzeye bakan yamaçları, güneye bakan yamaçlara göre daha fazla yağış ve az radyasyon aldığı için nemlidir. Bu nedenle kuzeye bakan yamaçlarda nemcil bitkiler görülür.

  49. Yıldız dağlarının kuzeye bakan yamaçları boyunca yazın Karadeniz üzerinden gelen nemli ve serin havanın yükselmesi ile sis oluşur ve zaman zaman da çisenti şeklinde yağış alır. • Aynı durum Uludağ, Samanlı dağları ve Kaz dağlarının kuzeye bakan yamaçlarında da görülür. • Buraların yağış miktarları, alçak ve güneye bakan yamaçlara oranla fazladır.

  50. Bölgedeki tektonik oluklar ve derin yarılmış akarsu vadilerinin tabanları ise yazın sıcak, kışın soğuk ve yağışın az düştüğü sahalardır. • Buralarda sıcaklık terselmesi de meydana gelir. • Trakya’nın iç kısımlarında ise karasal şartlar hissedilir. Burada yaz ile kış arasındaki sıcaklık farkı artar.

More Related