220 likes | 504 Views
ADLİ TIPTA NARKOTİK ELİFCAN LEVENT 090050219. KİMYA İHTİSAS DAİRESİ.
E N D
KİMYA İHTİSAS DAİRESİ • Narkotik şubesi:Narkotik şubeye bağlı olarak çalışan narkotik laboratuarları ele geçirilen maddelerin uyuşturucu madde olup olmadığını, eğer uyuşturucu ise ne tür bir uyuşturucu olduğunu ve yakalanan kişinin mahkeme tarafından alacağı cezanın derecesini belirleme de büyük rol oynar. • Toksikoloji şubesi:Toksikoloji (zehir bilimi), kimyasallar ile biyolojik sistem arasındaki etkileşmeleri zararlı sonuçları yönünden inceleyen bilim dalıdır. • Gıda ve çeşitli maddeler şubesi • Alkolmetri şubesi • Enstrümantal analiz ve araştırma şubesi
Narkotik şubeye gelen, genel adıyla uyuşturucu maddelerin analizi yapılır. Her maddeye kalitatif analiz olarak renk testi uygulanabilir. Daha sonra spesifik özelliklerine göre gelen uyuşturucu maddelerden belli miktarlar alınarak deneyler yapılır. Belli bir miktar da şahit şişelere alınır ve burada 7 yıl boyunca saklanırlar, 7. yılın sonunda imha edilirler. Örnek ve şahit maddeler alındıktan sonra, şubelerden gelen bütün maddeler geldikleri yere geri gönderilirler. Bu şubelerde imha edilerek yok edilirler. • İmha yöntemlerine örnek olarak; esrarı elde etmek için kenevir otu kullanılır, ele geçirilen kenevir bitkisi yakılarak imha edilir. Diğer bir örnek olarak eroin maddesi suya maruz kaldığında yapısı bozunmaktadır.
Uyuşturucu maddedeyince ne anlarız? • Uyuşturucular derken sadece yasa dışı olan uyuşturucular söz konusu değildir. Kamuoyunda öncelikle yasa dışı uyuşturucular gündemdedir. Yasa dışı uyuşturucular bir buzulundeniz üzerinde görülen tepe kısmına benzer. Bu buzulundenizin altındaki büyük kısmı, günlük yaşantımızdaki bir çok uyuşturucuları ve bunları kullanan her yaştan insanları içermektedir. • Uyuşturucular, genellikle merkezi sinir sistemini doğrudan veya dolaylı etkiliyerek, vücudun doğal çalışma akışına tesir ederler ve sonuçta duygu ve algıları, organları, önemli bir şekilde etkilerler.
Tüm uyuşturucularda ortak yan, uzun süreli kullanıldığında, insanın sağlığında, kişiliğinde ve sosyal ilişkilerinde olumsuz değişiklikler oluşturmasıdır. Buna rağmen uyuşturucu kullanan kişinin, sigara ve alkollü içkilerden de bilindiği gibi, başlangıçta kendi açısından hoş duygulara ulaştığını ve rahatladığını unutmamak gerekir. • Uyuşturucu kullananlar, genelde rahatsız edici duyguların gerginliğinden kurtulma, belirli bir hoşnutluğa ulaşma, uyuşturucu yardımıyla güç kazanma, sosyal ilişkilere olan gereksinimi uyuşturucu yardımıyla giderme amacıyla uyuşturucuya başlarlar.
Madde Bağımlılığından neanlaşılır? • Uyuşturucu bir maddeye bağımlı olma hastalığı, yasal veya yasa dışı bir maddeyi sürekli kullanmanın getirdiği alışkanlık sonunda ortaya çıkar. Bağımlılığın azı çoğu olmadığı gibi, bağımlılığın hangi maddeye olduğu da pek önemli değildir. • Bu hastalık, insanı karşı konulması çok zor bir istek ve hırsla, sevdiği insanları kaybetme riski de olsa, sürekli uyuşturucu kullanmaya zorlar. Yani bağımlı olan insan yavaş yavaş uyuşturucudan başka birşey düşünemez duruma gelir. Bazı maddelerin sürekli kullanımı sadece ruhsal (psikolojik) bağımlılığa yol açarken, alkol, eroin v.b. gibi maddeler hem ruhsal hem de bedensel bağımlılık oluştururlar. Bu durum alkolde yavaş, eroinde çok çabuk gelişir. Uyuşturucunun bırakılmasından kısa bir süre sonra bedensel bağımlılıktan kurtulma olanağına karşın, ruhsal bağımlılığın tedavisi aylarca sürebilir.
Fiziksel Bağımlılık • Ìnsan vücudu bedensel bağımlılık oluşturan maddeyi belirli bir süre sonra, besin maddelerinde olduğu gibi metabolizmasına, bünyenin çalışma akışına işler. Yani beden bu yaban-cı maddenin etkisine karşı sürekli uyum gösterir. Bu durum „bedenin toleransını arttırması“ diye tanımlanır. Bu safhada bünyenin normal çalışması maddenin sürekli bedene girmesiyle olasıdır. Uzun süre alkol kullananın yeterli hoşnutluğa ulaşması için giderek daha fazla alkol içmesi gerektiği gibi, eroin kullananın da istediği etkiyi bulması için, maddenin dozunu yükseltmesi gerekir. • Uyuşturucuyu aldıktan bir süre sonra madde yeniden alınmazsa krizler başlar ki, bu da bedensel bağımlılığın olgusudur. Krizler aşırı terleme, yüksek ateş, adale ağrıları, kusma ve ishal şeklinde baş gösterir.
Fiziksel bağımlılık belirtileri tolerans ve yoksunluktur. *Tolerans, kullanılan maddenin aynı etkisini alabilmek için daha fazla miktarına ihtiyaç duyma durumudur. Örneğin, kişi gençliğinde 1-2 kadeh içiyor, ona yetiyor; ama şimdi ancak 1-2 şişeyle aynı hazzı sağlıyorsa bu toleranstır. *Yoksunluksa her maddeye,kimyasal özelliklerine göre değişir. Alkol bağımlısı bir kişi içmeyi bıraktığında 1-2 gün içinde ellerinde titreme, terleme; huzursuzluk, sinirlilik yaşayabilir.
DHS istatistikleri, IFT Münih 2005 araştırması tahmin sayıları
Bağımlılığınoluşma nedenleri • Bağımlılığın Ìnsan, çevre ve uyuşturucu madde faktörlerinden oluşan bir „üçgen“ içinde oluştuğu söylenebilir. Güçlü bir benlik yapısı olmayan, zayıf iradeli, ruhsal yönden tutarsız bir genç (ÌNSAN), uyuşturucu kullanan bir gruba girmiş (ÇEVRE) ve bağımlılık potansiyeli olan bir madde kullanıyorsa (UYUŞTURUCU MADDE), bağımlılığı temellendiren „üçgen“ oluşmuştur. • Bağımlılığın asıl kökleri, öncelikle yaşamda karşılaştığı zorlukların üstesinden gelemeyen ve çözümü uyuşturucuda arayan Ìnsan´ın kişiliğinde yatmaktadır. Böylesi insan, bazı devrelerde herkezin normal olarak yaşadığı korku, hiddet, can sıkıntısı, üzüntü, iç boşluğu ve yalnızlık gibi duyguların altında ezilmekten, kendi gücüyle kurtulmasını öğrenememiştir. • Üçgenin ikinci faktörü, olumlu ve olumsuz yönleriyle sosyal çevre, yani aile, akraba, dostluk ilişkileri, arkadaşlıklar, okul, içinde yaşanılan semt ve kenttir. Ìnsanın çevresiyle olan tüm bu ilişkileri uyuşturucu madde kullanımında önleyici, engelleyici, caydırıcı, ya da tam tersine özendirici olabilir. • Uyuşturucu madde´ye ulaşabilme kolaylığı ya da zorluğu, maddenin bağımlılık yaratma potansiyeli ve bunu kullanma süresi üçüncü faktördür.
Madde bağımlılığınıntedavisi • Bağımlılıktan kurtuluş, kişinin hasta olduğunu kabul etmesiyle ve bu yolda devam ederse, ilerde kendisine çok kötü şeylere mal olacağını kavramasıyla başlar. Bağımlılar hasta olduklarını kolay kabul etmezler. Biz iyileşmek için ilaç kullanmaya başlarken, bağımlı insanın tedavisi tam aksine, o ana kadar ilaç gibi kullandığı maddeyi bırakmasıyla başlar.
Konunun adli tıp yönü • Vücutta madde tespiti (ceset-yaşayan) • O an madde tesirinde olup olmadığı • Psikiyatrik adli tıp değerlendirmesi • Maddenin analizi **Dünya Sağlık Örgütü bağımlılık sınıflaması; 1- Morfin tipi; morfin, eroin 2- Alkol tipi 3- Barbitürat tipi 4- Tütün tipi 5- Amfetamin tipi 6- Kokain tipi 7- Esrar tipi 8- Halüsinojen tipi 9- Khat tipi 10- Solvent tipi
Morfin Tipi Bağımlılık • Morfin tipi bağımlılık, morfin, kodein ile, morfin türevi yarı sentetik ilaçlar yanında farmakolojik etkiler yönünden morfine benzeyen ancak farklı kimyasal gruplardan olabilen diğer narkotik analjeziklerle de oluşabilir. Morfinin güçlü ağrı giderici etkisi yanında bağımlılık yapma potansiyelinin de olduğunun anlaşılmasından sonra, kimyasal yapısı temel alınarak benzeri etkiyi oluşturabilecek başka bileşiklerin sentezi yapılmış , ancak bunların da değişen ölçülerde bağımlılık yapma potansiyellerinin olduğu görülmüştür.
KİMYASAL İNCELEME: MORFİN • Morfin; afyon içinde %8-15 oranında bulunur, levo izomeri farmakolojik aktiviteden sorumludur. Morfin 1805 de Serturner tarafından izole edildikten çok uzun süre sonra 1927 de kimyasal yapısı belirlenmiş, total sentezi de 1952 de yapılmıştır. Metabolizma ve etkisinin tümüyle açıklanması ise 1980 lerde HPLC ve GC-MS ile analizler yapılıncaya değin uzun süre aydınlatılamamıştır.
…MORFİN… • Ağızdan alındığında az, parenteral yollardan absorbe olur. Farmakolojik etkilerini bir saat içinde gösterir. Morfin enjekte edildiği yerden kana pasif difüzyonla, baz şekli dokuya yağda eriyen iyonize olmamış moleküller şeklinde geçer. Absorbsiyondan sonra hızla kanı terkeder ve böbrek, karaciğer, akciğer, dalak gibi dokulara, az oranda da iskelet kaslarına geçer. Kan-beyin engelini aşamadığından beyne geçişi az orandadır. • Morfin alınışından kısa süre sonra tüm hücrelere dağılır, önce major metaboliti olan 3- glukuronide (M3G), daha yavaş olarak da 6- glukuronide (M6G) dönüşür. enjeksiyondan sonra 6 dakika içinde kandaki 3- glukuronid miktarı morfinden fazladır. İkinci aşama 1-8 saat arasında bir süre alır. Her iki metabolit de daha kolay iyonize olur ve lipofiliktir, kan beyin bariyerini hızlı bir şekilde geçerler.
…MORFİN… • İnsanda, morfinin büyük kısmı ilk 24 saat içinde idrarla ve metabolitleri halinde atılmaktadır. İdrarla sadece küçük miktarlarda morfin değişmeden atılır. İnsanlarda atılımın % 70 i böbreklerle ve glukuronid şeklinde olur. İdrarla değişmeden serbest olarak atılan morfin miktarı % 10 dan azdır. • Morfinin en önemli farmakolojik etkisi analjezidir. Ağrının algılanmasını her zaman engellemediği halde ağrıya bağlı reaksiyonu azaltıp kişinin dayanma kapasitesini artırır. Hastanın endişe ve ruhi gerginliğini azaltarak öfori yapar. Tedavi dozlarında morfin; istemli hareketleri yavaşlatır, uyuşukluk yapar. Morfinin etkisi altında düşünsel konsantrasyon bozulur, dikkati toplamak güçleşir. • **En önemli yan etkisi solunumu deprese etmesidir. Solunum hem hızını, hem derinliğini azaltır.
…MORFİN… • Bağımlılık:Morfinin günlük mutat dozlarla 1-2 hafta devamlı kullanılması analjezik etki dahil bir çok santral etkilerine karşı tolerans oluşmasına neden olur. Bu biotransformasyonun artmasına bağlı bir tolerans değildir. Morfinin miyotik(sinir sistemine bağlı bir etki:göz bebeğinin daralması) ve konstipan(kabız yapıcı) etkilerine tolerans gelişmez. Tolerans gelişmesi başlangıçtaki analjezik ve keyif verici etkilerin oluşması için dozun arttırılmasına neden olur. Morfine tolerans kazanmış kişiler diğer narkotik analjeziklere (eroin, metadon..) karşı da aynı toleransı gösterirler.
…MORFİN… • Merkezi sinir sistemine depresan etkili narkotik analjeziktir, etkisini beyinde gösterir. • Beyindeki 3 çeşit analjezik reseptörün üçüne de bağlanır, aktivitesi yüksektir. (antagonisti olan nallin yalnız birine bağlanabiliyor)
…MORFİN • Morfinin analjezik aktivitesini göstermesinde, yapısındaki; • Fenolik OH’ın serbest olması • Diğer alkolik OH’ın substitue olması • Amin grubunun tersiyer amin olması Gerekmektedir. Aksi takdirde polarite artar ve morfinin beyne geçmesi zor olur.
Uyuşturucu Vakaları • ERİN ROSE • Bir partide erkek arkadaşı ona; “special K” denen ketamin (2-(2-klorofenil)- 2-methylamino-siklohekzan-1-on) adlı maddeyi veriyor. • Ketamin bir "dissosiyatif anestetik" tir, yani kullananlarda çevrelerinden ya da acılarından kopukluk hissi yaratır. Uyuşturucunun efektleri phencyclidine (PCP) ile benzerdir.Hayvan ameliyatlarında kullanıldığı için, veterinerlerde, hayvan hastanelerinde bulunur.Eğlence amaçlı kullananlar bazen Ketamini enjekte eder ya da içerler. Çoğunlukla kullananlar beyaz bir toz haline gelmesi için Ketamini pişirir ve burundan çekerler. Yutulduğunda Ketamin fiziksel tepki olarak uyuşukluk, ağrı kesici, hissizlik ve sanal rahatlama gösterir. Alım şekline göre maddenin efektlerinin hissedilmesi dört ile yirmi dört dakika arasındadır. • Çok yüksek dozlar kullanıcılarda anestetik etkisi veya bilinç kaybı gösterir. Kullanan yaralansa bile uyanmaz, çünkü vücudunun veya çevresinin farkında değildir. Bazıları yaşadıklarını hatırlamaz. • Erin de ketamini içtikten sonra kendini kaybedip yerden yere savrulduğunu, uyuşturucuyu bir defa kullananların bile hayatında çok kötü değişiklikler olduğunu söylüyor.
KAYNAKLAR • www.narkotik.iem.gov.tr • http://www.adlitipankara.gov.tr/adlitipfiyat.php • http://www.voiceofthevictims.com/Preview.htm • http://www.uzmantv.com/uyusturucu-maddelere-fiziksel-bagimlilik-nedir • http://www.frankfurt.de/sixcms/media.php/738/Brosch%C3%BCre_NE_YAPMALI.pdf • adlitip.ankara.edu.tr/WEB-2002/LectureNotes/Morfin.doc • http://www.elmhurst.edu/~chm/vchembook/674narcotic.html