1 / 112

HÜCRE VE DOKU

HÜCRE VE DOKU. Amaçlar. Bu üniteyi çalıştıktan sonra, ■ Hücre ve özelliklerini, ■ Ve dokuları öğrenmiş olacaksınız. SUNUM PLANI. Hücre ■ Uyarılabilme ■ Metabolizma ve Enerji Değişimi ■ Hücre Hareketliliği ■ Hücre Çoğalması ■ Hücre gelişimi ve Ölümü (Yıkımı) ■ Doku ■ Epitel doku

verena
Download Presentation

HÜCRE VE DOKU

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. HÜCRE VE DOKU

  2. Amaçlar • Bu üniteyi çalıştıktan sonra, • ■ Hücre ve özelliklerini, • ■ Ve dokuları öğrenmiş olacaksınız.

  3. SUNUM PLANI • Hücre • ■ Uyarılabilme • ■ Metabolizma ve Enerji Değişimi • ■ Hücre Hareketliliği • ■ Hücre Çoğalması • ■ Hücre gelişimi ve Ölümü (Yıkımı) • ■ Doku • ■ Epitel doku • ■ Bağ ve Destek Doku • ■ Kas Dokusu • ■ Sinir Dokusu • ■ Özet • ■ Değerlendirme soruları

  4. GİRİŞ • Bakteriler ve virüsler gibi tek hücreli canlıların dışındaki bütün canlılar, küçük yapı taşları kabul edilen hücrelerden meydana gelmişlerdir. • İleri derecede bir yapıya sahip olan insan, hayvan ve bitkiler pek çok sayıda hücrenin bir araya gelmesi ile oluşmuşlardır. • Buna göre, canlı organizmanın en küçük yapı taşı hücredir.

  5. Biçimlerinin değişik olmasının yanısıra, en küçük hücre yaklaşık olarak 2-5 mikronluk bir çapa sahiptir. (lenfositler ve mikroglia hücreleri). • İnsan vücudunun en büyük hücresi olan yumurta hücresinin çapı ise yaklaşık 120 mikrondur. • Herhangi bir yardım olmaksızın doğrudan görülebilir. • Hücrelerin uzunluğu da çok çeşitlilik gösterir. • Bazılarının boyları birkaç mikrometre iken, sinir hücreleri uzantıları ile birlikte 100 cm.yi bulmaktadır.

  6. Bütün hücreler beslenme, büyüme, uyarılara cevap verme ve üreme özelliklerine sahiptirler. • İçlerinde hayati faaliyetlerin devam ettiği hücreler, çeşitli görevleri yerine getirecek şekilde düzenlenmişlerdir. • Bu nedenle hücreler, fonksiyonları ve görevleri bakımından oldukça çeşitli yapılar gösterirler. • Basık, iğ şekilli ve polimorf olabilirler.

  7. Bütün hücreler aynı yapı planına sahiptirler. Basit olarak nucleus (çekirdek) ve stoplazmadan oluşmaktadırlar. • Ancak; olgun eritrositlerde nucleus yoktur. • Herbir hücre tipinde nucleus ve stoplazma, birbirlerine göre belirli bir büyüklük ilişkisi içindedirler. • Yukarıda belirtilen özellikleri ile hücre ancak ışık mikroskopu düzeyinde görülebilir. • Elektron mikroskopu düzeyinde olmak üzere bir hücrenin yapısına bakıldığında, hücreler de bazı tamamlayıcı hayati organellerinin varlığı da görülür.

  8. Hücrenin esas yapısını oluşturan stoplazma, dıştan ince bir örtü ile çevrilmiştir. • Buna hücre membranı denir. • Aynı şekilde hücre çekirdeği de yine bir memranöz yapı ile kuşatılmıştır. • Hücre çekirdeğinin membran içindeki bütün yapısal elemanlarına nucleoplazma adı verilir. • Hücre çekirdeğinin önemli ve hayati bölümlerinden birisi de Desoxyribonucleinasit (DNA)dir. • Ayrıca hücre çekirdeğinde bir veya birkaç partikül halinde Ribonucleinasit (RNA) de bulunur.

  9. Bütün hücreler canlılığın tipik ve belirli özelliklerini ortaya koyarlar. Buna göre hücreler : • ■ Uyarılabilirler • ■ Metabolizma ve enerji değişimi yapabilirler • ■ Hareket edebilirler • ■ Çoğalabilirler • ■ Gelişebilirler (büyüyebilirler)

  10. Bütün hücreler hangi özelliklere sahiptirler?

  11. Uyarılabilme • Herbir hücre hormonal, kimyasal, elektriki ve termik (ısı) etkenler ile uyarılabilir. • Bunlar hücreler için dış etkendir. • Bir de glikojen yapımı ve yıkımı gibi iç etkenler vardır. Kısaca hücreler dış ve iç etkenlerle uyarılabilir.

  12. Metabolizma ve Enerji Değişimi • Hücreler, oksijen (O2) ve basit moleküllü yapı taşları ve gıda maddeleri alırlar. • Bunları bir dizi işlemlerden geçirirler. Sonuç ürünü olarak karbondioksit (CO2), su (H2 O) ve metabolizma artıklarını dışarıya verirler. • Hücrelerin bu özel faaliyetleri enerji sarfiyatları ile ilgilidir ve faaliyetlerini buna göre düzenlerler.

  13. Hücre Hareketliliği • İleri derecede gelişmiş organizmalardaki bazı hücreler yalancı ayaklar (uzantılar) oluşturarak hareketlilik sağlayabilirler. • Bir tür çıkıntı olan bu ayaklar ile zararlı (yabancı) maddeleri fagosite ederler. • Hareketleri sırasında yer değiştirmeleri de mümkündür ve bu hareketlere ameboid hareketler adı verilir. • Spermiumlarda, hareket kuyruk kısımlarındadır ve kırbaçımsı hareketler ile yer değiştirme mümkün olur. • Aynı zamanda hücre stoplazmalarında dalgalanmalar şeklinde hareketler de meydana gelebilir. • Hücre yüzeylerindeki transport hareketleri ve kontraktilite de bu konu içersinde bir örnek olarak verilebilir.

  14. Hücre Çoğalması-1 • Bir organizmanın büyümesi ve gelişmesi, bu organizmayı oluşturan hücrelerin bölünmeleri sonucu çoğalmaları ile mümkün olur. • Daha sonra her iki kısım, ana hücrenin büyüklüğüne erişir. Bölünme, stoplazma ve çekirdekte beraberce meydana gelir. • Bu bölünme mikroskop aracılığı ile kolayca izlenebilir. • Hücrenin çoğalması, hücrenin büyümesine bağlı olarak ortaya çıkar.

  15. Hücre Çoğalması-2 • Gerek hücre stoplazması gerekse hücre çekirdeği ancak belli bir büyüklüğe kadar gelişirler. • Bundan sonra ikiye ayrılarak hücre çoğalması mümkün olur. Buna hücre bölünmesi adı verilir. • Hücre bölünmesi amitoz (direkt) ve mitoz (indirekt) bölünme biçiminde ve iki ana esasta oluşur. • Amitoz bölünme, mitoz bölünmeye göre daha az görülür. • Mitoz bölünmenin de kendi içerisinde profaz, metafaz, anafaz ve telofaz olmak üzere aşamaları vardır.

  16. Hücre Gelişmesi ve Ölümü (Yıkımı)-1 • Canlı organizmanın yapı taşları olan hücreler, belirli miktarlara kadar gelişim gösterirler ve belirli bir büyüklüğe eriştikten sonra da bölünme yolu ile çoğalmaya uğrarlar. • Hücrelerin canlılık süreleri çok değişiktir. • Bu süre eritrositler için 100-120 gündür. • Granulositlerin canlı kalma süreleri ise daha azdır. Barsak epitel hücrelerinin canlılık süreleri de 36-48 saattir.

  17. Hücre Gelişmesi ve Ölümü (Yıkımı)-2 • Bunlara karşılık, organizmada immüniteyi sağlayan hücrelerin canlılık süreleri, birkaç yıldan on yıla kadar uzayabilir. • Uzun süre canlı kalabilen sinir hücreleri de organizmanın yaşlı hücrelerindendir. • Yüzeyel deri hücreleri gibi, bazı hücrelerde fizyolojik yenilenme (rejenerasyon) söz konusu iken, kalp kası ve sinir hücrelerinin yenilenebilme yetenekleri yoktur.

  18. Hücrelerin tipik ve belirli özelliklerini açıklayınız.

  19. Bütün hücreler canlılığın tipik ve belirli özelliklerini ortaya koyarlar. Buna göre hücreler : • ■ Uyarılabilirler • ■ Metabolizma ve enerji değişimi yapabilirler • ■ Hareket edebilirler • ■ Çoğalabilirler • ■ Gelişebilirler (büyüyebilirler)

  20. DOKU • Aynı fonksiyon ve yapı biçimini gösteren hücreler, hücreler arası madde ile bir araya gelip • bütünleşerek dokuyu oluştururlar. İnsan vücudunda dört çeşit esas doku vardır: • ■ Epitel doku • ■ Bağ ve destek doku • ■ Kas doku • ■ Sinir doku

  21. Bu dokular, bütün organların yapı materyallerini oluştururlar. • Belirli iş ve görevler ile değişik dokuların bir araya gelişi sonunda "organlar" oluşur. • Her bir organı oluşturan doku, bu organın fonksiyonuna göre ve bu organa özgü olabildiği gibi, bir çok doku türlerini de beraberce taşıyabilirler. • Birden fazla doku türünün birlikte yer almasına şu örnekler verilebilir : • Kas lifleri, bağ dokusu, damarlar ve sinirler bir araya gelerek "kas doku"yu oluştururlar. • Bez epiteli kanalcıkları, bağ doku, damarlar ve sinirlerin bir araya gelmeleri ile de "böbrek“ oluşur.

  22. Dokular, özel görevlerdeki aşırı yüklenmelere (çalışmalara) hipertrofi (hypertrophie) ve/veya • hiperplazi (hyperplasie) ile cevap verirler. • Azalan faaliyetler ise atrofiye (atrophie) yol açar. • Dokuların diğer bir özelliği de "rejenerasyon" dur. • Bu sayede, herhangi bir nedenle doku kaybı ortaya çıktığında, yeni doku oluşumu ile bu kayıplar karşılanır.

  23. Örneğin, normal olarak yaşlanan ve fonksiyon dışı kalan hücreler, yeni yapılan hücreler ile dengelenir. • Bu duruma "fizyolojik" rejenerasyon adı verilir. • Ancak, şunu belirtmek gerekir ki, dokuların rejenerasyon yeteneği de farklı derecelerdedir. • Ayrıca yaralanmalar sonucu iyileşen yara yerinde ortaya çıkan yeni doku, bağ dokusu olup, gözle görülebilen bir iz bırakır. Burada bir rejenerasyondan söz edilemez.

  24. "Dejenerasyon" ise dokunun bozulması, bir başka deyişle kendine has özelliğini kaybetmesidir. • Bu duruma bağlı olarak kendine has özelliği olan hücreler görev yapamaz duruma düşerler.

  25. Yüklenmiş oldukları iş ve bu işin özelliğine göre, bazı organlar bir araya gelerek sistemleri oluştururlar. • Sistemlerin oluşturulmasına şu örnekler verilebilir :Burun, gırtlak (larynx), trachea ve daha küçük hava yolları (bronchus ve bronchiolus), akciğerlerle birlikte "solunum sistemi"ni oluşturur. • Kemikler, eklemler ve bağlar da beraberce "iskelet sistemini" (pasif hareket apereyini) oluşturur.

  26. İnsan vücudunda kaç çeşit doku vardır? Birden fazla doku türünün birlikte yer almasına örnekler veriniz. Sistemlerin oluşmasına örnekler veriniz.

  27. CEVAP • Aynı fonksiyon ve yapı biçimini gösteren hücreler, hücreler arası madde ile bir araya gelip • bütünleşerek dokuyu oluştururlar. İnsan vücudunda dört çeşit esas doku vardır: • ■ Epitel doku • ■ Bağ ve destek doku • ■ Kas doku • ■ Sinir doku

  28. Epitel Doku • Epitel doku (kısaca epitel), çok az bir ara madde ile hücrelerin bir araya gelmesi sonunda oluşur. • Bu doku iç ve dış yüzeyleri örter ve aynı zamanda bütün salgı bezlerinin önemli fonksiyonel kısımlarını da meydana getirir (sinir dokusunda da hücreler arası madde çok azdır ve bu bakımdan sinir dokusunun da epitel kaynaklı olduğu ileri sürülmektedir). • Epitel, kan damarlarından diffüzyon yolu ile beslenir (iç kulağın stria vascularis epiteli hariç). • Sinir lifleri ise çok az miktarda epitel içine kadar ilerler.

  29. Fonksiyonel olarak düşünüldüğünde epitel şu şekilde ayrılabilir : • ■ Örtü epiteli, • ■ Bez epiteli, • ■ Neuro-epitel (Duyu epiteli), • ■ Myoepitel

  30. Halbuki, hücre tabakalarının sayısına ve üst yüzeydeki hücrelerin formlarına göre ele alınırsa, aşağıdaki şekilde bir sınıflama yapmak mümkündür : • ■ Yassı epitel (tek sıralı ve çok sıralı= tek katlı ve çok katlı), • ■ Kübik epitel • ■ Prizmatik epitel (silindirik epitel) • ■ Titrek tüylü epitel • ■ Geçiş epiteli

  31. Yassı Epitel • Bulundukları yer ve fonksiyonlarına uygun olarak, tek katlı (sıralı) ve çok katlı (sıralı) olmak üzere ayrılırlar, Örneğin, akciğerlerin en son hava odacıkları ile, böbreklerin filtrasyon boşluklarında tek katlı yassı epitel türüne rastlanır. • Aynı şekilde linfa ve kan damarlarının endoteli de tek katlı yassı epitelden meydana gelmiştir. • Buna karşılık; ağız boşluğu, yutak ve yemek borusu yapısında çok katlı yassı epitel yer almıştır.

  32. Kübik Epitel • Bu yapının hücreleri, kaldırım taşları gibi yüksek ve geniş bir oluşum gösterirler. • Bunlar da yine kendi içinde tek katlı kübik epitel (birçok salgı bezi yapısında rastlanır) ve çok katlı kübik epitel (bunlar insanda sadece ter bezlerinin açılma kanalları duvarlarında görülür) olmak üzere ayrılırlar.

  33. Prizmatik Epitel • Bu epitel türü zaman zaman "Silindirik epitel" olarak da belirtilir. • Tek katlı prizmatik epitel mide ve barsakda, uterusda ve bazı diğer organlarda görülür. • Çok katlı epitel türü ise, büyük bezlerin açılma kanallarında (tükrük bezleri ve gözyaşı bezinin kanalları gibi) görülebilir.

  34. Titrek Tüylü Epitel • Hücrelerin serbest üst yüzlerinde ince ve hassas tüyler bulunur. • Bu yapının tek katlı çeşiti tuba ve küçük bronşlarda, çok katlı olanı da burunda ve büyük hava yollarında görülür.

  35. Solunum yollarını döşeyen tüylü epitel

  36. Geçiş Epiteli • Yassı epitele benzer görünümde ve çok katlı yapısal özelliktedir. • Bu tür epitel yapıya idrar kesesi ve idrar yollarında rastlanabilir. • Boş durumdaki idrar kesesinde çok katlı epitel yapısı tarzını ortaya koyarken, dolu kesede basık bir durum gösterirler. • Bu türde yüzeysel hücreler büyük olup, yer yer iki hücre çekirdeği ihtiva ederler. • Epitel yapının çok değişik ve önemli fonksiyonları vardır.

  37. Özet olarak bu fonksiyonlar aşağıdaki başlıklar altında toplanabilir. • Koruma görevi : Vücudun dış yüzeyini ve vücut içindeki boşlukların yüzeyini örterek (döşeyerek) görevini yerine getirir. Derinin epidermisi gibi. • Sekresyon görevi : Vücut için gerekli ve faydalı sekresyonu yapan salgı bezleri, epitel hücrelerin veya epitelial organların biraraya gelmesi ile oluşur. • Salgı bezleri iç ve dış olmak üzere ikiye ayrılırlar. • Canlı organizma için fevkalade önemi olan "hormanlar" iç salgı bezi ürünüdürler ve doğrudan dolaşım sistemine verilirler.

  38. Resorpsiyon görevi : Barsakta görülen çıkıntıların (villus) epiteli buna güzel bir örnektir. • Vücut için faydalı gıdaların buradan emilime tabi tutulması, yapıların önemini ortaya koyar. • Uyarı alabilme görevi : Duyu epitelindeki duyu hücreleri buna güzel bir örnektir. Bu tür fonksiyonel oluşum, en güzel örneği ile gözün yapısında ortaya çıkar. • Buradaki hücreler görme duyusu ile görevlidirler.

  39. Epitel doku nedir? Epitel doku fonksiyonel olarak düşünüldüğünde kaça ayrılabilir? • Epitel doku, hücre tabakalarının sayısına ve üst yüzeydeki hücrelerin formlarına göre ele alınırsa kaça ayrılır?

  40. CEVAP • Fonksiyonel olarak düşünüldüğünde epitel şu şekilde ayrılabilir : • ■ Örtü epiteli, ■ Bez epiteli, ■ Neuro-epitel (Duyu epiteli), ■ Myoepitel • Hücre tabakalarının sayısına ve üst yüzeydeki hücrelerin formlarına göre ele alınırsa, aşağıdaki şekilde bir sınıflama yapmak mümkündür : • ■ Yassı epitel (tek sıralı ve çok sıralı= tek katlı ve çok katlı), • ■ Kübik epitel • ■ Prizmatik epitel (silindirik epitel) • ■ Titrek tüylü epitel • ■ Geçiş epiteli

  41. Bağ ve Destek Doku • Bağ ve destek doku vücutta çok yaygın olarak bulunur. Bu yapı, doku ve organların içinde ve organların arasındaki boşluklarda yer bulur. • Vücudun bütünü içinde son derece önemli bir yer tutar. • Bağ dokusu, kendi içerisinde pek çok açıdan sınıflandırılabilir. • Örneğin, hücreler arası maddeye göre "şekilsiz" bağ ve destek dokusu veya "şekilli" bağ ve destek dokusu olarak iki esas gruba ayrılabilir.

More Related