1 / 65

NEONATAL TARAMA PROGRAMI

NEONATAL TARAMA PROGRAMI. BURSA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ AÇSAP ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ. TARAMALAR, BELİRTİLERİNİ VERMEDEN HASTALIKLARI TEŞHİS VE ERKEN DÖNEMDE TEDAVİ İLE MORBİDİTE VE MORTALİTEYİ ÖNLEMEK AMACI İLE YÜRÜTÜLEN TOPLUM SAĞLIĞI HİZMETLERİDİR.

dysis
Download Presentation

NEONATAL TARAMA PROGRAMI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. NEONATAL TARAMA PROGRAMI BURSA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ AÇSAP ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

  2. TARAMALAR, BELİRTİLERİNİ VERMEDEN HASTALIKLARI TEŞHİS VE ERKEN DÖNEMDE TEDAVİ İLE MORBİDİTE VE MORTALİTEYİ ÖNLEMEK AMACI İLE YÜRÜTÜLEN TOPLUM SAĞLIĞI HİZMETLERİDİR.

  3. Tüm yenidoğanlar dünyanın neresinde olursa olsun eşit yaşama başlama hakkına sahiptirler…

  4. Dünyada Neonatal Tarama Yapılan Hastalıklar • Fenilketonüri • Hipotiroidi • Biotinidaz eksikliği • MSUD (Maple Syrup Urine Disease) • Homosistinüri • Galaktozemi • Kongenital adrenal hiperplazi • Kistik fibrozis…

  5. Türkiye’de Neonatal Taramadaki Durum • Fenilketonüri Tarama Programı; • 1987 yılında başlatıldı, 1993 yılında tüm Türkiye’ye yaygınlaştırıldı. • İşitme Taraması; • 2000 yılında Ankara’da pilot çalışması yapıldı. • 2004 yılında S.B. Ted. Hiz. Gen. Müd.’nün başlattığı, 2005 yılında AÇSAP Gen. Müd.’nün devraldığı program halen Başbakanlık Özürlüler İdaresi, Hacettepe, Gazi, Marmara ve Dokuz Eylül Üniversitelerinin katılımlarıyla 34 İlde yürütülmekte olup, tüm ülkeye yaygınlaştırma çabaları devam etmektedir.

  6. Konjenital Hipotiroidi

  7. Konjenital Hipotiroidizm • Tiroid bezinin gelişimsel hatalarından • Tiroid hormon biyosentezi • Tiroid bezinin regülasyonunda doğuştan gelen bozukluklardan kaynaklanan • Tiroid hormon yetersizliğiile karakterize klinik bir durumdur.

  8. Konjenital Hipotiroidizm • Yenidoğan döneminde en sık karşılaşılan endokrinolojik sorundur. • Sıklığı, • Dünya genelinde 3.500- 4.000 canlı doğumda birdir. • Ülkemizde yürütülen bir insidans çalışmasında ise kalıcı konjenital hipotiroidi sıklığı 3.344 canlı doğumda bir bulunmuştur.

  9. Geçici primer hipotiroidi Geçici hipertirotropinemi Geçici hipotiroksinemi Düşük T3 sendromu Nedenleri Prenatal, postnatal iyot eksikliği ya da fazlalığı Annenin “antitiroid” ilaç kullanımı Annede TSH reseptör bloke eden antikorlar İlaçlar (dopamin, steroid) Prematürelik (<27 hafta) Konjenital Hipotiroidi Nedenleri-Geçici

  10. Yüzde % 10 % 35 % 70 % 100 Tanı Yaşı 1. ay < 3 ay < 1 yaş 3-4 yaş Konjenital Hipotiroidizm • Yenidoğan döneminde semptom ve bulgular vakaların çoğunda çarpıcı olmadığından erken tanı güçtür

  11. Uzamış sarılık Hipotoni Ödemli ve kaba yüz Dil büyüklüğü Umbilikal herni Cilt kuruluğu Guatr Kabızlık Livedo retikülaris 64,5 41,9 41,9 35,5 32,3 29 25,8 22,6 6,5 Konjenital Hipotiroidi-Klinik Yüzde (%) Yenidoğan döneminde klinik tanı alan hastalarda fizik bulguların görülme sıklığı

  12. Konjenital Hipotiroidizm • Sık görülür: 1/3000-1/4000 • Erken tanı ve tedavi zeka geriliğini önler • Yenidoğan döneminde klinik tanı güçtür (< % 10) • Tedavisi ucuz, basit, kolay uygulanabilir ve etkindir. • Tarama yöntemleri yeterince sensitif ve spesifiktir • Yarar / maliyet oranı yüksektir (10/1)

  13. Tarama sonuçlarını etkileyen faktörler • Perinatal faktörler • Prematürite, düşük doğum ağırlığı • Monokoryonik ikizlerde feto-fetal kan transfüzyonu • Anneden geçen antikorlar • Annenin kullandığı ilaçlar • Yenidoğan döneminde ciddi hastalık ve kullanılan ilaçlar • İyot eksikliği • İyot fazlalığı

  14. Bu Nedenle Sağlık Bakanlığımız İyot Eksikliği İçin; Konjenital Hipotiroidi’de önemli bir faktör olan iyot eksikliğinin önlenmesi amacıyla iyot yetersizliği hastalıkları ve tuzun iyotlanması programı 1994 yılında başlatılmıştır. 1998 yılında çıkartılan yasa ile tüm sofra tuzlarının iyotlu üretilmesi sağlanmıştır. 1995 yılında iyotlu tuz kullanım oranı 18.2 iken, 2003 yılında bu oran 69,5’e yükselmiştir.

  15. Tanı • Yenidoğan KH taramasından geri çağrılan ya da KH şüphesi nedeniyle incelenen bebeklerde tanı, serumda T4 (ve/veya sT4) ve TSH ölçümü ile teyid edilir. • Serumda T4’ün düşük, TSH’nin yüksek bulunması konjenital hipotiroidi tanısını doğrular ve zaman yitirmeden tiroid hormon tedavisine başlanmalıdır. • Tedaviyi geciktirmemek koşulu ile tiroid bezinin görüntülenmesi disgenezi vakalarında kalıcı hipotiroidi tanısını koymada yararlıdır. • Görüntülemede sintigrafi ve/veya USG kullanılabilir.

  16. Tedavi • L-Tiroksin kullanılmalıdır • Başlangıç dozu 8-10 mcg/kg/gün • Hafif vakalarda başlangıçtaki hormon düzeylerine göre daha düşük doz kullanılabilir • L-tiroksin tedavisinin başlanmasından 1-2 hafta sonra T4/TSH ölçümü tekrarlanmalıdır • Hedef, serum T4 veya sT4 düzeylerini normal aralığın üst yarısı (üst 1/3’ünde) tutmaktır

  17. Kesin tanı • İlk tanı sırasında konjenital hipotiroidinin kalıcı olup olmadığı kesin olarak anlaşılamamış ise • Görüntüleme yapılamamış vakalar • Sintigrafi ya da USG ile bez normal Üç yaşından sonra tedavi bir ay süreyle kesilerek serum T4 ve TSH düzeyleri kontrol edilmelidir

  18. Kesin tanı-2 • T4 düşük TSH yüksek ise kalıcı konjenital hipotiroidi • T4 ve TSH normal ise geçici konjenital hipotiroidi tanısı konulur* * Geçici KH tanısı konulan hastalar izlenmelidir.

  19. Sonuç • Tarama sonuçlarının değerlendirilmesi • Hastaların tanısı, tedavisi ve izlemi pediatrik endokrinologlar tarafından ya da endokrinolog konsültanlığında yürütülmelidir.

  20. FENİLKETONÜRİ

  21. Fenilketonüri nedir? • Otozomal resesif geçişli metabolik bir hastalıktır • Proteinli gıdalarda bulunan fenilalanin isimli aminoasidfenilalanin hidroksilaz enzimi eksikliği nedeniylekaraciğerde metabolize edilemez.

  22. Fenilalanin ve metabolitlerikan ve dokularda birikir • Çocuğun gelişmekte olanbeynini harap ederek ileriderecede zihinsel özürlüolmasına neden olur

  23. Klinik Özellikler 1 • Tarama yapılan bölgelerde hastalık bulguları gelişmeden tanınır • Hayatın ilk birkaç ayında sağlıklı bebeklerden ayırt edilemezler • Tedavi edilmezse çocuklarda 5.-6. aylardan sonra zekadaki gerileme belirgin hale gelir. • Tedavi edilmeyen vakalarda ilk bir yıl içinde 50IQ’luk bir puan kaybı olur.

  24. Klinik özellikler 2 • Akranlarından farklı olarak oturma,yürüme ve konuşma gibi becerilerikazanamazlar • Beyin gelişimleri normal olmadığı için başları küçük kalır • FKU’li çocukların % 60’ında açık saç rengi,açık göz rengi,açık cilt rengi ilekarakterize görünümü vardır

  25. Klinik özellikler 3 • Ekzema benzeri cilt lezyonları (%20-40) • Bebeğin idrarında, idrar veya ter ile ıslanmış çamaşırlarında küf kokusu

  26. Klinik özellikler 4 • Konvülsiyonlar ( ¼ vakada) • % 80 oranında EEG anormalliği • Vakaların 1/3’ünde serebral palsy benzeri semptomlar spastisite, DTR’lerde artış, tonus artışı • İçe kapanık veya saldırgan davranışlar • Hiperaktivite, amaçsız hareketler, ritmik sallanma, stereotipi, tremor

  27. Otozomal resesif geçişli 12 (q22-24.1).kromozomda Hastalık çekinik genle taşındığından, hastalığın ortaya çıkması için anne ve babanın taşıyıcı olması gereklidir. Taşıyıcı olduğu bilinen çiftin her bebeğinde hastalığın görülme olasılığı % 25 dir. Taşıyıcılarda herhangi bir klinik bulgu yoktur Fenilketonüri taşıyıcılığını saptamaya yönelik bir test yoktur. Genetik

  28. FKU hangi sıklıkta gözlenir? • Türkiye FKU hastalığının en sık görüldüğü ülkelerden biridir! • Amerika ve Avrupa’da 1 / 10.000- 30.000 • Türkiye’de; 1 / 4500

  29. Her yıl ülkemizde tahminen 300 çocuk FKU’li olarak doğmaktadır • Türkiye’de her 100 kisiden 4’ü FKUtaşıyıcısı durumundadır

  30. Türkiye’de neden sıkgözleniyor? Her 20-25 kişiden birinin hastalığı taşıyorolması ve ülkemizde akraba evliliklerinin yüksekoranda (~%22) yapılması • FKU’lu hastaların ailelerinde akraba evliliği oranı ~% 70

  31. Tanı nasıl koyulur? • Klinik bulgular • Laboratuvar testleri • Fe3Cl testi • İdrar kan amino asit analizi • Kantitatif fenilalanin ölçümü • Tarama testleri Hayatın ilk 15 günü içindebebek en az 24 saat, ideali 48-72 saatbeslendikten sonra özel bir filtrekâğıdına topuktanalınan ‘’2 damla kan’’ teşhis içinyeterlidir

  32. Tarama testi süpheli bulunan bebekler merkeze davet edilir. • Kontrol testlerle hastalık kesinleştirilir

  33. Prenatal Tanı • FKU’li çocuğu olan anne-babadaki genetik defekt saptanmış ise ailenin bir sonraki çocuğunun hasta olup olmadığı anne karnında saptanabilir. • Genetik bozukluğun hangisi olduğu saptanmamış ise anne karnında tanı uygulanamaz.

  34. TEDAVİ ? Uygun ‘’DİYET TEDAVİSİ’’ ile zeka geriliği önlenebilir

  35. Tedavide genel ilke; • Besinlerle alınan fenilalanin miktarını azaltarak kandaki fenilalanin düzeyini normal sınırlar içinde tutmak, • Enerji, protein, yağ, vitamin ve mineral ihtiyaçlarının karşılanması, • Büyüme ve gelişmenin sağlanmasıdır. • Özel ürünlerle hastaya besin çeşitliliği sağlanması,

  36. Tedavi Kan fenilalanin düzeyleri; 0-12 yaş arası 2-6 mg/dl, 12 yaşından sonra 2-11 mg/dl, FKU’li hastanın gebeliği süresince ise 2-4 mg/dl değerleri arasında

  37. Tedaviye ne zaman başlamalı? • Bebeğin bedensel ve zihinselgelişiminin normal olabilmesi için doğduktan sonra ilk haftalar içinde veya en geç doğumdan sonraki ilk 2-3 ay içinde,diyet tedavisine başlanmalıdır • Tedaviye mümkün olduğunca erken başlanması zihinsel performansı olumlu etkileyecektir. İlk hafta tedaviye başlanan vakalar ile yaşamın ilk ayı içinde ama 2, 3, 4'ncü haftalarda tedaviye başlanan vakalar arasında, hepsi normal sınırlar içinde olsa bile zeka performansında farklılıklar gösterilmiştir.

  38. Tedaviye ne kadar devametmeli? • Tedaviye yaşam boyu devamedilmeli • Yenidoğan döneminde diyet tedavisi başlanmış fenilketonürili hastalar yetişkin çağda diyeti bıraktıklarında algılamada güçlük, dikkat azalması ve okul başarısında azalma gözlenir

  39. Anne sütü ? FENİLALANİN İÇERİR KONTROLSÜZ ANNE SÜTÜ VERİLİRSE BEYİN HASARI

  40. ANNE SÜTÜ DOKTOR VE DİYET UZMANI KONTROLÜNDE VERİLMELİDİR.

  41. Fenilketonüri Tarama Programı • 1965 yılında Amerika’da New York’da tüm yenidoğanlara Gutrie testi ile tarama zorunlu hale getirilmiş • Yurdumuzda ilk olarak 1983 yılında Ankara’da bir çalışmada fenilketonürinin sıklığının yüksek olduğu saptanmış • 1987 yılında Sağlık Bakanlığı’nın organizasyonu ile ilk olarak 36, ardından tüm illeri kapsayacak bir yenidoğan tarama programı başlanmıştır

  42. Ankara, İstanbul, İzmir, Sivas • Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Beslenme ve Metabolizma Ünitesince yürütülen 74 ile ait “Fenilketonüri Taraması” son 5 yıl sonuçları 2002 yılı 791. 126 kan örneği 84 vaka 2003 yılı 804. 357 kan örneği 101 vaka 2004 yılı 843.279 kan örneği 96 vaka 2005 yılı 863.422 kan örneği 179 vaka 2006 yılı* 865.390 kan örneği 158 vaka *İlk 9 ay

  43. Hastalığın "Ulusal Fenilketonüri Taraması" kapsamında ülkemizde doğum hizmeti veren tüm sağlık kuruluşlarında taranması zorunludur. • Ancak ülkemizde evde doğumlar hâlâ yüksek sıklıkta yapıldığı için (ülkemizde bebeklerin %40’ı evde doğmaktadır.), Sağlık Ocakları ve Ana-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezlerinde de evde doğan bu bebeklerin taranabilmesi için uygulanmaktadır.

  44. Neonatal Tarama Programı • Bakanlığımız tarafından tüm Türkiye genelinde uygulanacak Neonatal Tarama Programı ile, tüm yenidoğanların Konjenital Hipotiroidi ve Fenilketonüri yönünden taranacaktır. • Bu sayede; • Oluşacak zeka geriliği, beyin hasarlarının engellenmesi • Topluma getirdiği yükün önlenmesi • Akraba evliliklerinin azaltılması konusunda toplum bilincinin artırılması

  45. Tanı konan bebeklerde bu hastalıklar nedeniyle oluşacak hastalıkları önlemek amacıyla uygun tedavinin başlanması sağlanacak, • Böylece belli bir zeka seviyelerine ulaşması amaçlanmaktadır.

  46. Neonatal Tarama Programında Kan Alınma Zamanı • Yeni doğan taraması için kan örneği ideal olarak, doğumdan sonraki 3 -5 günlerde alınmalıdır. • Fenilketonüri taraması için bebeğin en az 24 saat beslenmiş olması gerekir. • Ancak mümkün olduğunca çok sayıda bebeğe ulaşabilmek için sağlık kurumlarında doğan bebeklerin sağlık kurumunu terk ettiği sonanda örneği alınmaya çalışılmalıdır.

  47. Daha sonra mutlaka hastane personeli tarafından hastaya ilk hafta içinde en yakın sağlık merkezine (Sağlık Ocağı, AÇSAP Merkezi) başvurarak yeni kan örneği aldırması gerektiği söylenmelidir. • Yenidoğan servislerinde yatırılarak izlenen hasta bebeklerin nakli söz konusu olduğunda, bebek gönderilmeden önce hiç beslenmemiş bile olsa mutlaka tarama için topuk kanı örneği alınması ve örnek alındığının hastaneden verilen çıkış özetinde belirtilmesi gerekmektedir.

  48. Birinci Basamak (Sağlık Ocağı ve AÇSAP Merkezi) hizmetlerinden faydalanmak üzere gelen her yeni doğan bebek daha önce hastaneden topuk kanı alınıp alınmadığına bakılmadan tekrar topuk kanı alınmalıdır.

  49. Bebeğe kan değişimi yapılacaksa değişim yapılmadan önce ve yapıldıktan sonra, 48 -72 saat beslenmeyi takiben kan alınmalı ve bu durum guthrie kağıdı ile birlikte olan bilgi formunda belirtilmelidir • Bebeğe antibiyotik veriliyorsa, bebek prematür ise kan alma kağıdına ekli bilgi formunda belirtilmelidir.

  50. Kan Alma Bölgesi Bebeğin topuğu steril bir lanset ile derinliği 2.5 mm’den daha derin olmayacak biçimde delinir. Delme işlemi için topuğun plantar yüzünün mediyal ve lateral dış kenarları kullanılır.

More Related