1 / 20

BATININ bATILILAŞTIRAMADIĞI BİR İDEALİST:

MALİK BİN NEBİ (Cezayir, 1905-1973). BATININ bATILILAŞTIRAMADIĞI BİR İDEALİST:. 1905 yılında Cezayir’in Konstantine bölgesinin Tebse şehrinde doğdu. İlk islami eğitimini ailesinden alır. Özellikle de büyükannesi onu çok iyi yetiştirmiştir.

hedia
Download Presentation

BATININ bATILILAŞTIRAMADIĞI BİR İDEALİST:

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. MALİK BİN NEBİ (Cezayir, 1905-1973) BATININ bATILILAŞTIRAMADIĞI BİR İDEALİST:

  2. 1905 yılında Cezayir’in Konstantine bölgesinin Tebse şehrinde doğdu. İlk islami eğitimini ailesinden alır. Özellikle de büyükannesi onu çok iyi yetiştirmiştir. İlk ve Ortaöğretimi ülkesinde başarı ile tamamlayıp 1930 yılında Paris’e gider ve orada Yüksek Teknik Okuluna girer. Bu okuldan elektrik mühendisi olarak çıkar. Fransız sömürgeciliğine karşı tavrı ve görüşlerinden dolayı Paris’te çeşitli sıkıntılarla karşılaşır. Elektrik mühendisi olmasına rağmen kendisine iş verilmediği gibi Cezayir’deki babası da memuriyetten uzaklaştırılır. HayatIndanKesİtler

  3. Paris'te bulunduğu zamanın ilk dönemlerinde Parisli Hıristiyan Gençler Birliğine katılır. Bu kulüp ailesinden uzakta olan ya da çalışan öğrencilere yardımlarda bulunan bir kuruluştur. Bu birliğe katılması onun düşünce ve değerlerinde önemli bir etki oluşturur. Daha sonraları müslüman olarak Hatice ismini alacak olan eşiyle de burada tanışıp evlenir. Bu arada başka faaliyetlere de devam eder. Diğer islam ülkelerinden gelen gençlerle bir araya gelerek fikri, siyasi ve ıslahatçı çalışmalarını sürdürür. Makaleler ve konferanslarla çalışmalarına hız kesmeden devam eder. Bu dönemdeki parlak yükselişi “Mağrib Birliği Lideri” olarak tanınmasını sağlar.

  4. İkinci dünya savaşının başlaması üzerine Cezayir’e gider fakat tekrar Fransa’ya dönmek zorunda kalır. Marsilya’ dan aldığı öğretmenlik teklifiyle tekrar buraya yerleşerek, Cezayirli işçilerin eğitimleri ve İslami yönden bilinçlenmeleriyle yakından ilgilenir. Kültürel atmosferi, çeşitli çevrelerle olan bağlantılarına rağmen davasından bir an bile ayrılmaz. Hiçbir baskıya boyun eğmeden yoluna devam eder.

  5. Gündüz mesaisi sırasında Müslüman kardeşlerini aydınlatmaya çalışan Malik Bin Nebi gecelerini ve boş vakitlerini İslâm ve İslâm toplumları üzerinde düşünmek ve araştırma yapmakla geçirir. 1940 yılı sonlarına doğru Marsilya’daki göçmen Cezayirlilerin eğitimi için bir eğitim merkezi açmaya muvaffak olur. 1944 yılında, Almanların Paris’i işgali sırasında bazı gençlerle birlikte, orada Kuzey Afrika’nın kurtuluşu için bir hareket oluşturma çabaları sürecinde tutuklanarak on ay kadar hapiste kalır. Daha sonra Cezayir’de meydana gelen olaylar sırasında tekrar tutuklanarak hapsedilir.

  6. 1956’da Paris’ten ayrılıp hac görevini yerine getirdikten sonra Kahire’ye geçer. Burada bulunduğu süre içerisinde Arapçasını da iyice geliştirir. O zamana kadar Fransızca olarak yazdığı eserleri de Arapçaya çevrilir. Sonraki eserlerini de Arapça olarak yayımlar. İslam dünyasının meseleleri ve bunların çözümüne yönelik düşüncelerini aktarır. Aynı amaçla, Suriye, Lübnan, Suudi Arabistan ve Kuveyt’e giderek buralarda da konferanslar verir.

  7. Üstad Malik b Nebi ,Merkezi Üniversite'de çalışmalarını sürdürürken Cezayir Üniversitesi’nde bir mescid açılması için büyük çaba harcar. O aşamada bunu çok önemli bir uygulama olarak görmüştür. Bu mescid 1964'te tamamlanır ve üstadın öğrencilerle ilişkisini güçlendirir. Ne zaman ki resmi kanallarla bunu gerçekleştiremez; öğrencileriyle haftalık fikri toplantılar gerçekleştirmek üzere evini kullanıma açar. Mücadelesini hiç ara vermeden devam ettirir, nihayet hürriyetine kavuşmuş olan memleketinin imdadına koşmak üzere 1963’de Cezayir’e döner. Önce Cezayir Üniversitesi rektörlüğüne, ardından Yüksek Öğretim Danışmanlığı’na ve ardından Yüksek Öğretim Başkanlığı’na getirilir.

  8. 1967 yılında görevden ayrılarak tüm vaktini düşünsel çalışmalara ayırır. Bir yandan gençliğin eğitim ve öğretimi için çalışıp çeşitli merkezler açtırırken, öbür yandan gerek memleketin içinde, gerekse dışında durmadan konferanstan konferansa koşar.

  9. Bu arada sürekli olarak diğer İslam ülkeleri tarafından davet edilir ve gittiği her yerde önemli konferanslar verir. Libya, Ortadoğu, ABD ve Avrupa’daki Müslüman gençlik kuruluşlarının davetlisi olarak üniversite gençliğine şu modern çağda müslümanların ne yapmaları gerektiğini açık bir dille izah etmiştir. Ömrünü bu yola adamış olan Malik bin Nebi 1973 yılında vefat etmiştir.

  10. İdeoloji Üzerine • Kültürler ve Kültürümüz • Medeniyet nedir, ne değildir?(1963) • İdeolojik savaş konusunda; Ara safha ne demektir? (1970) • 20. yüzyılın son çeyrek asrında Müslüman’ın vazifesi KonferanslarIndanbazIlarI:

  11. Onun en sıklıkla dile getirdiği konu medeniyet olmuştur. Medeniyeti eserlerinde şöyle tanımlar: “ Bir topluma ,her ferdinin ilerlemesi için gerekli olan bütün unsurları sağlayan amillerin tamamıdır.” Mücadelesini öncelikle kendi ülkesi Cezayir ve diğer İslam ülkelerinin sömürüden kurtuluşu için vermiştir. Toplumların değişmesinin tek yolunun, fertlerin tek tek değişmesi olduğu fikrini benimsemiş ve bu fikri eserlerinde sıklıkla vurgulamıştır. Rad Suresi 11. ayetini bu bağlamda ele alır. FİKİRLERİ

  12. Siyasi yönetimi toplumun zihniyet ve yaşayışının bir ürünü olarak gören Malik  Bin  Nebi, toplumsal ortamın temiz ve özgür olması halinde yönetimin bu ortama yabancı şeyleri topluma dayatamayacağını, ancak ortam sömürge olmaya elverişli ise yönetimin sömürgeci olmasının da kaçınılmaz olduğunu, dolayısıyla sömürgeciliği yerleştirenin siyasetçiler değil bireylerin bizzat kendileri olduğunu ileri sürer. Bundan dolayı sömürüye müsait olma durumu üzerinde yoğun bir biçimde durur. Bir ifadesinde bununla ilgili olarak şunu söyler: “Yönetim ne olursa olsun sadece içinde yaşadığı ortama uygun olarak değişen bir toplumsal araçtır. Eğer bu ortam temiz ve özgür bir ortamsa, yönetim bu ortamın kabul etmeyeceği bir unsuru dayatmaz.”

  13. DÜŞÜNCESİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Eğitsel ve Sosyal Faktörler: • Ailesi, özellikle büyükannesi ve ülkesinin sosyal yapılanması(sömürgecilerin çok etkin olması) • Fransız yönetimini eleştiren öğretmenlerinden; Şeyh Abdülmecid • Şeyh İbn’ülAbid • Şeyh Mevlud • Arkadaşı Muhammed bin Sai • Fransız öğretmeni Martin (Fransız edebiyatı ve tarihini ondan öğrenmiştir) • Fransa da yaşadığı dönemde o toplumun yapısı ve batı medeniyetinin bazı etkileri (sosyal, teknik ve estetik yönden etkilenmeler)

  14. Sömürü ve İdeolojik Savaşın Etkileri: Arkadaşlarıyla birlikte köylü isyanına katılması Lise tahsilini bitirdiği sırada kendisine yapacağı iş için vize verilmemesi, Doğu Araştırmaları Enstitüsüne kabul edilmeyişi, mühendislik bölümünü bitirdiği halde ne ülkesinde ne Fransa’da iş bulamaması

  15. Kültürel Faktörler: Kendi deyimiyle; Ahmed Rıza’nın, “Batılı Siyasetin Doğuda Ahlaki Yenilgisi” ve Muhammed Abduh’un “Tevhid ve Değişim” adlı eserleri Fransız okulundaki öğretmenlerinden de Descartes’in felsefesini öğrenmiş ancak onun yöntemlerine körü körüne bağlanmamıştır. Cezayir’de yayınlanan gerek sömürü karşıtı gerekse yanlısı çoğu yayınları ilgiyle takip etmesi (Şihab, L’humanite, İkdam, Ra’ye, Lalutte Social, el-Asrul Cedid vb.) Bazı batılı düşünürlerden, felsefeci ve müsteşriklerden de etkilenmiştir. (Felsefecilerden: Nietzsche, Kant, John Devy gibi..)

  16. İbni Haldun’un Fransızcaya tercüme edilen eserlerinden, özellikle Mukaddimesinden. Doğudan; Gandi ve Hintli şair Rabindranat insani-toplumsal yönüyle etki etmişlerdir. Fransız müslüman düşünür Mösyö Cryil Anakilto’nun görüşleri.

  17. Müslümanlar içinde bulundukları tüm zorluklara katlanmalı.Fakat davadan vazgeçmemelidir. İslam felsefesinin yeniden ihya edilmesi bir gerekliliktir. İslami iktisadın (ekonomi) yeniden düzenlenmesi tüm müslümanlar açısından önemli bir meseledir. İslam ümmetinin birliği için tüm müslümanlar ellerinden geldiğince çalışmalıdırlar. Davet ve dönüşüm fıkhının incelenmesi ve Müslüman-ların, bilhassa davetçilerin bu yönden donanımlandırılması ihmal edilmemesi gereken bir alandır. İSLAM DÜNYASINA MESAJLARI:

  18. Üniversite, enstitü ve orta öğretimde kültürlü İslami akım hakim olmuştur. Medeniyet fikrine derinlik kazandırmış ve bir düşünce metaforu oluşturmuştur. Aydınlara ve öğrencilere özgüven aşılamıştır. Niceliksel değil niteliksel bir etki bırakmıştır; sayıları değil, toplumun ve insanların fikri kalitesini ön planda tutmayı önemseyen bir düşünce akımı oluşturmaya çalışmıştır. Kadınları İslami harekete kazandırmıştır. İslami mücadeleye derinlik kazandırmıştır. CEZAYİR İSLAMİ HAREKETİNE KATKILARI:

  19. Cezayir’de İslam'ın Yeniden Doğuşu Kur’an Fenomeni İslam Davası Sömürge Ülkelerde Fikir Savaşı Çağa Tanıklığım İslam ve Demokrasi İslam Dünyasında Fikir ve Put Ekonomi Dünyasında Müslüman ESERLERİNDEN BAZILARI:

  20. BETÜL KOCA btl.koca@gmail.com 27/12/2011 HAZIRLAYAN

More Related