1 / 70

TİCARET HUKUKU BİLGİSİ

TİCARET HUKUKU BİLGİSİ . ÇEK A. Çek. Kambiyo senetlerinden üçüncüsü çektir. Çekle ilgili esas hükümler TTK’nun Kıymetli Evrak Hukuku adlı üçüncü kitabının, Dördüncü Kısım, Üçüncü Bölümü’nün Birinci Ayırım’ında md. 780-823 arasında yer almaktadır.

luigi
Download Presentation

TİCARET HUKUKU BİLGİSİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. TİCARET HUKUKU BİLGİSİ ÇEK A

  2. Çek • Kambiyo senetlerinden üçüncüsü çektir. Çekle ilgili esas hükümler TTK’nun Kıymetli Evrak Hukuku adlı üçüncü kitabının, Dördüncü Kısım, Üçüncü Bölümü’nün Birinci Ayırım’ında md. 780-823 arasında yer almaktadır. • Ayrıca, çek defterlerinin içeriklerine, çek düzenlenmesine, kullanımına, çek hamillerinin korunmalarına ve kayıt dışı ekonominin denetim altına alınması önlemlerine katkıda bulunmaya ilişkin esaslar ile çekin karşılıksız çıkması ve belirlenen diğer yükümlülüklere aykırılık hâllerinde ilgililer hakkında uygulanacak yaptırımları belirlemek üzere, 14.12.2009 tarihinde kabul edilip 27438 nolu Resmi Gazete’de yayımlanan ve 19/3/1985 tarihli ve 3167 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun”u yürürlükten kaldıran 5941 sayılı “Çek Kanunu” çıkarılmıştır. • Aşağıda açıklamalarda çek, TTK hükümleri ile 5941 sayılı Çek Kanunu hükümleri birlikte göz önüne alınarak incelenecektir.

  3. ÇEKİN HUKUKİ NİTELİĞİ • Çek hukuki niteliği itibariyle poliçe gibi bir havaledir ve bu nitelikli bir havaledir. Buna göre, havalenin yazılı olması, belli şekil koşullarını içermesi, soyut, kayıtsız ve şartsız bir ödeme emri şeklinde olması gerekir. Bu havalenin (ödeme emrinin) aynı zamanda bir banka üzerine yapılmış olması icap eder. • Çek düzenleyip vermek suretiyle düzenleyen, hesabının bulunduğu bankadan, çek hamiline, çekte yazılı meblağ üzerinden bir ödemede bulunulmasını istemektedir. Çek hamilinin, bankadan, çekte gösterilen tutarın kendisine ödenmesini isteme hususundaki hakkı, düzenleyen ile muhatap banka arasındaki yapılmış bulunan çek anlaşmasına dayanmaktadır.

  4. ÇEKİN HUKUKİ NİTELİĞİ • Çek de diğer kambiyo senetleri gibi (poliçe ve bono) kanunen emre yazılı senetlerdendir. Yani orada lehtarın ismi yer alsa bile kural olarak emre yazılı sayılır. Poliçe ve bonoda olduğu gibi olumsuz (menfi) emre kaydı ile çekin nama yazılı hale getirilmesi mümkündür. Buna karşın, poliçe ve bonodan farklı olarak çekte lehtarın ismi zorunlu unsurlardan biri değildir. Bu nedenle çekin hamiline yazılı olarak düzenlenmesi de imkan dahilindedir. • Çek bir ödeme aracıdır. Çekin muhatap tarafından kabul edilmesi söz konusu olmaz. Çekin ödenebilmesi için muhatap bankadaki hesapta karşılığının bulunması gerekir. • Çek kambiyo senetleri grubunda yer almakla birlikte ve özellikle de üçlü ilişki olması nedeniyle poliçeye benzerse de hem poliçeden hem de ikili ilişki öngören bonodan farklıdır. Aşağıda bu farklılıklara değinilecektir.

  5. Çekin poliçeden farkları: • Çekte muhatap daima bir bankadır. Hangi müesseselerin banka kabul edilebileceği Bankacılık Kanunu’na tabi bir konudur. • Çekte kabul yoktur. Çek üzerine bir kabul açıklaması yazılmamış sayılır. • Çek görüldüğünde ödenir. Bu hüküm emredicidir. Buna aykırı kayıtlar yazılmamış sayılır. • Çekte ibraz süreleri çok kısadır. Çek düzenlendiği yerde ödenecekse on gün, başka bir yerde ödenecekse bir ay içinde ibraz edilmesi gerekir. Düzenleme ve ödeme yerinin kıtalarda bulunması halinde bu süre üç aya çıkar. • Çek hamiline yazılı olarak da düzenlenebilir.

  6. Çekin poliçeden farkları: • Çekte ödememe halinin tespiti için mutlaka protesto düzenleme mecburiyeti yoktur. Ödememe durumunun muhatap banka veya takas odası tarafından yapılarak tarihli ve imzalı beyanlarla doğrudan doğruya çek üzerinde tespiti mümkündür. Hatta yaygın olan yöntem budur. • Çekte başvuru haklarının kullanılabilmesi imkanı üç (3) yıllık zamanaşımı süresine tabidir. • Çekte araya girme söz konusu olmaz. • Çekin düzenlenebilmesi edilebilmesi için düzenleyen ile muhatap arasında bir çek anlaşmasının varlığına ihtiyaç duyulur. • Çekin karşılıksız çıkması halinde idari müeyyideler de tatbik edilir.

  7. Çekin bonodan farkları: • Çekte üçlü bir havale (ödeme) ilişkisi bulunur. Bonoda ise düzenleyenin taahhüt ettiği bir ödeme vaadi söz konusudur. Yani bonoda düzenleyen ve lehtardan oluşan ikili bir ilişki vardır. • Kural olarak bono bir kredi aracı, çek ise ödeme aracıdır. • Çek görüldüğünde ödenir ve kısa süreli ibraz müddetleri vardır. Bonoda dört çeşit vade vardır. Vadeler duruma göre uzun olabilir. • Çekte lehtar gösterilmesi zorunlu değildir, hamiline düzenleme yolu açıktır. • Çek ödeme aracı olduğu için faiz şartı içermez. Bonoda görüldüğünde ve görüldüğünden belli bir süre sonra vadeli bonolarda faiz şartı yazılabilir. • Çekte ödeme durumunun mutlaka protestoyla tespitine ihtiyaç yoktur. Banka veya takas odasının çekin üzerine ödememe durumuna dair tespit yazısı da yeterlidir. • Çekte ödememe halinde idari müeyyideler de uygulanır.

  8. TÜRK TİCARET KANUNU’NA GÖRE ÇEKİN ŞEKİL ŞARTLARI • TTK’na göre çekin hangi unsurları içereceği md. 780’de belirtilmiştir. TTK’nun düzenlemesine göre çekin mutlaka matbu olması gerekmez. Ancak çekle ilgili daha özel düzenlemeler içeren Çek Kanunu ile oluşturulan düzende durum farklıdır. Şöyle ki, çek düzenleyebilmek için düzenleyenin çek defterine sahip olması gerekir. Çek defteri boş çek yapraklarından oluşur ve çek hesabı açılmasını müteakiben bankalar tarafından bastırılarak hesap sahibine verilir. Düzenleyen çek yazacağı zaman bankanın verdiği çek yapraklarını kullanmalı ve çek yaprağındaki boş bırakılan yerleri tamamlamalıdır. • Bir başka deyişle, çekin hangi unsurları ihtiva edeceği TTK’da (md. 780) belirlenmiş ise de ve buradaki bütün zorunlu unsurlar yer alsa bile muhatap bankanın bilgisi dışında tamamen düzenleyen tarafından hazırlanan bir senet pratikte çek olarak kabul edilemez.

  9. TÜRK TİCARET KANUNU’NA GÖRE ÇEKİN ŞEKİL ŞARTLARI • Çek hesabı açılmasında, çek yaprakları ve çek defterlerinin hazırlanmasında Çek Kanunu’nun bankalara yüklediği görev ve sorumluluklar dikkate alındığında, yalnızca bankalar tarafından verilen çek defterlerini kullanılarak çek düzenleyebilecektir. TTK’nun matbu bir çek formu öngörmemesinin bir önemi yoktur. • TTK md. 780’e göre çekte bulunması gereken zorunlu şekil şartları şunlardır:

  10. Çek Kelimesi • Bir senedin çek olarak kabul edilebilmesi için her şeyden önce “çek” kelimesinin varlığı aranır. Çek Türkçeden başka bir dilde yazılmışsa o dilde çek kelimesinin yer alması gerekir. • Çek kelimesi senet metni içinde yer almaktadır. Çek kelimesi hangi dilde yazılırsa yazılmış olsun kısaltma yapılmadan yazılmış olması gerekir.

  11. Belirli Bir Meblağın Kayıtsız ve Şartsız Ödenmesi Emri • Belirli bir meblağın (tutarın) (paranın) kayıtsız ve şartsız ödenmesi emri senet metninde yer almalıdır. Belirli bir miktar paraya ilişkin bu havale (ödeme) emri, herhangi bir kayıt veya şart içermemelidir. Örneğin, “Bu çek karşılığında, malın gününde teslim edilmesi koşuluyla 2000 TL ödeyiniz” gibi bir şartın çek üzerine yazılması mümkün değildir. Aynı şekilde çekin nitelik ve işleviyle bağdaşmayacağından çek üzerine bir cezai şart kaydının konulması da kabul edilemez.

  12. Faiz Kaydı • Çekte faiz kaydı konulamaz. Çekte yazılmış olan faiz kaydı varsa bu çeki hükümsüz hale getirmez, sadece faiz şartı yazılmamış sayılır (TTK md. 786). Esasen çekin kredi fonksiyonu bulunmadığı için faiz kaydına ihtiyaç da yoktur, böyle bir kaydın anlamı da olmaz. Çünkü çekte ibraz süreleri kısadır.

  13. Yabancı Para Kaydı • Çekte meblağ yabancı para ile ifade edilmiş olabilir. Bu takdirde aynen ödeme kaydı bulunmadıkça (TTK md. 802, f. 1), yabancı para ile ifade edilen meblağın çekin ibraz günündeki karşılığı üzerinden TL ile ödenmesi gerekir. Çek ibraz günü ödenmediği takdirde alacaklı, çek bedelini dilerse ödeme günündeki, dilerse ibraz günündeki karşılığından talep edebilir (TTK md. 802, f. 1, c. 2; TBK md. 99, f. 3).

  14. Ödeyecek Kimsenin (Muhatabın) Adı ve Soyadı • Çekte ödeyecek kimsenin yani muhatabın gösterilmesi şarttır. Türk hukukunda muhatap daima bir bankadır. TTK’da bankadan kastedilen ise Bankacılık Kanunu’na tabi müesseselerdir. Bankacılık Kanunu’na tabi olmayan müesseseler üzerine çek düzenlenemez.

  15. Ödeme Yeri • Çekte ödeme yeri gösterilmelidir. Ödeme yeri gösterilmemişse muhatabın adı yanında gösterilen yer ödeme yeri sayılır. Böyle bir yer de gösterilmemişse, ödeme muhatabın iş merkezinin bulunduğu yerde yapılır (TTK md. 781, f. 2). Görüldüğü gibi bu noktada poliçeden farlılık yaratılmıştır (TTK md. 672, f. 3). • Ödeme yeri belirtilmemiş, muhatabın adı yanında da birden fazla yer gösterilmiş olunsa çek ilk gösterilen yerde ödenir (TTK md. 781, f. 3). • Çekin ödeneceği yerin mülki bölüm olarak gösterilmesi yeterlidir. Örneğin, Adana, Kozan, Bandırma, Balıkesir, Beşiktaş, Kadıköy gibi. Ayrıca muhatabın adresinin de belirtilmesi gerekmez.

  16. Düzenleme Günü (Tarihi) • Çekte düzenleme gününün belirtilmesi gerekir. Çünkü ibraz sürelerinin başlaması buna göre tayin olunur (md. 796). Düzenleme günü veya tarihinin yazılmamış olması halinde senedin çek özelliği yoktur. Diğer yandan, düzenleme gününün çekin neresine yazıldığının bir önemi yoktur. • Düzenleme tarihinin çeke gün, ay ve yıl olarak atılması icap eder. Bu tarih kalemle, daktiloyla veya kaşe (damga) ile de atılabilir. Ciro tarihinden sonraki bir güne rastlayan düzenleme tarihinin atılması çeki geçersiz kılar. 31 Eylül veya 29 veya 30 Şubat gibi aslında olmayan (imkansız) tarihlerin yazılması halinde çekin ilgili ayın son günü düzenlenmiş olacağı kabul edilebilecektir. • Uygulamada sıklıkla karşılaşılan bir durum, çekin üzerine yazılı tarihin, çekin gerçekten düzenlendiği tarihten sonraki bir tarih olması ve böylece çekte (gizli bir) vade oluşturulmasıdır (Vadeli çek, postdate çek, ileri tarihli çek, Çek Kanunu md. 3, f. 8). Diğer koşulları mevcut olmak kaydıyla böyle çekler geçerlidir ve üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce bankaya ibraz edildiğinde de karşılığı varsa ödenir (TTK md. 797). Karşılığının kısmen veya tamamen ödenmemiş olması hâlinde, bu çekle ilgili olarak hukukî takip yapılamaz. Bu tür çeklere karşı hukukî takip yapılabilmesi için, çekin üzerindeki düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve karşılıksızdır işlemine tabi tutulması gerekmektedir.

  17. Düzenleme Yeri • Çekte düzenleme yerinin de gösterilmesi gerekir. Ancak çekte düzenleme yerinin gösterilmemiş olması bir geçersizlik nedeni değildir. Düzenleme yeri gösterilmemiş olan çek, düzenleyenin ad ve soyadı yanında yazılı bulunan yerde düzenlenmiş sayılır. Bu iki seçenekten ikisinin de mevcut olmaması halinde senet çek özelliği taşımaz.

  18. Düzenleyenin İmzası • Çekin düzenleyeninin imzasının da çekte bulunması gerekir. İmza el yazısı ile atılmış olmalıdır. Parmak izi alınarak çek düzenlenmesi mümkün değildir. İmza yanında düzenleyenin adının ve soyadının yazılması da zorunlu değildir. Önemli olan imzanın bulunmasıdır. Ayrıca senedin ön yüzünde bulunması şartıyla imzanın nereye atıldığının da ehemmiyeti yoktur. • Küçük veya kısıtlı çek düzenliyorsa çeki imzalar. Bu durumda, küçük veya kısıtlının çekle borçlanmaya dair muvafakati için kanuni temsilci de (veli veya vasi) çeki imzalar (TTK md. 670; MK md. 16). Kanuni temsilcinin imzası düzenleyen sıfatıyla değil onaya dairdir. Bu nedenle çekten doğan sorumluluk temsil edilen küçük veya kısıtlıya aittir.

  19. Düzenleyenin İmzası • Çek Kanunu md. 5, f. 3’te “Çek hesabı sahibi gerçek kişi, kendisi adına çek düzenlemek üzere bir başkasını temsilci veya vekil olarak tayin edemez. Gerçek kişinin temsilcisi veya vekili olarak çek düzenlenmesi halinde, bu çekten dolayı hukukî sorumluluk ile idarî yaptırım sorumluluğu çek hesabı sahibine aittir” hükmü mevcuttur. • Anılan hükümde temsilcinin temsil yetkisine dayanarak çek düzenlemesi halinde çekin geçerli olup olmayacağı hususu açıkça düzenlenmediğinden belirsizlik vardır.

  20. TÜRK TİCARET KANUNU’NUN ÇEKİN ŞARTLARININ EKSİKLİKLERİ HALİNE İLİŞKİN HÜKÜMLERİ • Yukarıda sayılan zorunlu şekil unsurlarından bir veya birkaçının eksik bulunması senedi çek olmaktan çıkarır. Unsurlardan birisinin eksikliği nedeniyle çek sayılamayan senedin tahvil (dönüştürme) yoluyla başka bir hukuki işlem olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ise TTK’da açıklanmamıştır (md. 781). Kanunda eksikliklerle ilgili belirtilen husus şudur ki, çekte muhatap olarak bir bankanın gösterilmemesi halinde senedin çek olmaktan çıkıp havale halini alacağıdır. • Senet metninde çek kelimesinin yer almaması halinde, eğer açıkça emre yazılı ve ibrazında ödenmek üzere düzenlenmişse, çekin diğer unsurları da yer alıyorsa bu senedin emre yazılı havale olarak nitelendirilmesi mümkün olur. Böyle bir havale ise “kabul” işlemine konu olur.

  21. ÇEK KANUNU’NUN ÇEKTE ŞEKİL ŞARTLARINA İLİŞKİN DÜZENLEMELERİ • Çek Kanunu’nun çekin şekline ilişkin hükümleri bakımından şu noktalar üzerinde durulabilir: • “Çek defterinin her bir yaprağına; • a) Çek hesabının numarası, • b) Çek hesabının bulunduğu banka şubesinin adı, • c) Çek hesabı sahibi gerçek kişinin adı ve soyadı, tüzel kişinin adı, • ç) Çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişinin vergi kimlik numarası, • d) Çekin basıldığı tarih, • yazılır” (Çek Kanunu md. 2, f. 7).

  22. ÇEK KANUNU’NUN ÇEKTE ŞEKİL ŞARTLARINA İLİŞKİN DÜZENLEMELERİ • Çek Kanunu md. 2, f. 7’de, TTK md. 780’de belirtilenlerden ayrıca çek defterinin her bir yaprağında yer alacak olan hususlar gösterilmiştir. Bu hükümle TTK’nun çekin şekil şartlarında yani kurucu unsurlarında herhangi bir değişiklik yapılmamaktadır. Bu hususlar, çekin şekil şartlarına ilave olarak çek yaprağı üzerinde bulunmalıdırlar. Buna göre, çek defterinin her bir yaprağına, çek hesabının numarası, çek hesabının bulunduğu banka şubesinin adı, çek hesabı sahibi gerçek kişinin adı ve soyadı, tüzel kişinin tam adı, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişinin vergi kimlik numarası ve çekin basıldığı tarih yazılmalıdır. Burada özellikle, çek hesabı sahibi tüzel kişinin tam adının çek yaprağı üzerinde yazılı olmasına dikkat edilmelidir. Çek hesabı sahibinin tacir olması şart olmadığı için, tüzel kişi ile bağlantılı olarak "unvan" ibaresi kullanılmamıştır. • “Tüzel kişi adına çek düzenleyen kişinin adı ve soyadı, düzenlenen çek üzerine açıkça yazılır” (Çek Kanunu md. 2, f. 8).

  23. ÇEK KANUNU’NUN ÇEKTE ŞEKİL ŞARTLARINA İLİŞKİN DÜZENLEMELERİ • Çek Kanunu md. 2, f. 8’de tacir olsun veya olmasın, bir tüzel kişi adına çek düzenleyen gerçek kişinin ad ve soyadının düzenlenen çek üzerinde açıkça yazılmasını sağlamaya yönelik düzenleme yer almaktadır. Tüzel kişi adına çeki düzenleyen gerçek kişinin adı ve soyadı, çek yaprağı üzerine matbu olarak, kaşe basılmak suretiyle veya el yazısı ile yazılabilir • “Türk Ticaret Kanunundaki unsurları taşıması kaydıyla, düzenlenen çekin bu maddede yer alan koşullara aykırı olması çekin geçerliliğini etkilemez” (Çek Kanunu md. 2, f. 9).

  24. ÇEK KANUNU’NUN ÇEKTE ŞEKİL ŞARTLARINA İLİŞKİN DÜZENLEMELERİ • Md. 2, f. 9 hükmünde, Çek Kanunu’nda yer alan düzenlemelerle, TTK’nun çekin şekil şartlarında yani kurucu unsurlarında herhangi bir değişiklik yapılmadığı özellikle vurgulanmıştır. • Diğer yandan, TTK md. 780 ve md. 781 ile Çek Kanunu md. 2’de işaret olunan şekil şartlarının birlikte varlığı ve karşılıksız kalmak, “karşılıksız çek düzenlenmesi durumunun” ortaya çıkması için mutlaka aranacak hususlardır (Çek Kanunu md. 5).

  25. ÇEKTE İSTEĞE BAĞLI OLARAK KONULABİLECEK KAYITLAR • Yukarıda şu ana kadar belirtilen hususlar çekte bulunması zorunlu kayıtlardır. Çekte isteğe bağlı kayıtlar da bulunabilir. Bunların bir kısmı Kanunda anılmış, bir kısmı da uygulamadan gelişmiştir.

  26. Kanunda Belirtilen İsteğe Bağlı Kayıtlar • Kanunda belirtilen isteğe bağlı kayıtların başlıcaları şunlardır: • Lehtar belirtilmesi (TTK md. 785, f. 1) • Menfi (olumsuz) emre kaydı (TTK md. 780, f. 2, md. 788, f. 2). • Hamiline kaydı (TTK md. 785, f. 3) • İkametgah kaydı (TTK md. 787) • Aynen ödeme kaydı (Döviz üzerinden ödeme kaydı) (TTK md. 802, f. 3) • Çekin bir bankaya ödeneceği kaydı (çizgili çek) (TTK md. 804, f. 1) • Hesaben ödeme kaydı • Protestodan muafiyet kaydı (TTK md. 818, f. 1 i bendi atfıyla TTK md. 722) • Aval kaydı (TTK md. 794, f. 1 ve 2).

  27. Kanunda Yer Almayan İsteğe Bağlı Kayıtlar • Bu kayıtlar TTK’da yer almazlar, uygulamadan gelişip kaynaklanarak çek içerisinde yer alabilmektedirler. • - Yetki kaydı • - Teyit veya vize kaydı • - Tahkim kaydı • Teminat kaydı: Çekte rehin cirosu mümkün değildir (TTK md. 818’de rehin cirosuna ilişkin TTK md. 689 hükmüne atıf bulunmaması sebebiyle). Ancak belli bir borcun ifasının teminatı olarak fakat bu borçla bağlantısı gösterilmeden verilmesi ise mümkündür. Teminat kaydı bu hususu gösterir. Çekle asıl borç ilişkisi arasında bağ kurulmadıkça böyle bir kayıt geçerli olacaktır. • Provizyon kaydı: Bu kayıt muhatap bankanın çeki hangi hesaptan ödeyeceği ile ilgilidir. Örneğin, “Nezdinizdeki ….numaralı hesabımdan …… TL ödeyiniz” gibi. • İhbar kaydı: Kambiyo ilişkisiyle ilgili değildir. Düzenleyen ile muhatap arasındaki asıl borç ilişkisiyle ilgilidir. Örneğin, “Vaki işara göre …. ödeyiniz” gibi.

  28. Çeke Konulamayacak Kayıtlar • Hangi kayıtların çeke konulamayacağı kanunen belirtilmiştir. Bu gibi kayıtlar iki türlü olabilir:

  29. Çek Olma Özelliğine Etki Etmeyen Yasak Kayıtlar • Aşağıda belirtilen kayıtlar çekte yer almış olmalarına rağmen hiçbir sonuç yaratmaz ve senedin çek olma özelliğine herhangi bir etkide bulunmaz. • Vade (TTK md. 795), • Kabul şerhi (TTK md. 784), • Faiz kaydı (TTK md. 786), • Mesuliyetten muafiyet kaydı (TTK md. 818, f. 1, c bendi atfıyla TTK md. 679).

  30. Çek Olma Özelliğine Etki Eden Yasak Kayıtlar • Bazı kayıtlar senedin çek olma özelliğini engeller. Örneğin ödemeyi şarta veya temel borç ilişkisine bağlayan kayıtlar senedin çek olma imkanını ortadan kaldırır.

  31. ÇEK KARNELERİNİN BANKALAR TARAFINDANBASTIRILMASI • “Çek defterleri bankalarca bastırılır” (Çek Kanunu md. 2, f. 5). • Bu hükme göre, çek defterleri ancak bankalarca bastırılabilecektir. Bu kuralın gereği olarak, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu hükümlerine göre "banka" sıfatını taşıyan tüzel kişiliklerin dışında hiçbir gerçek ve tüzel kişi çek defteri bastıramaz. • “Çek defterlerinin baskı şeklini belirleyen esaslar, Maliye Bakanlığı, Türkiye Bankalar Birliği ve Türkiye Katılım Bankaları Birliğinin görüşü alınarak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca Resmî Gazete’de yayımlanacak tebliğle düzenlenir. Tacir olan ve tacir olmayan kişilere verilecek çekler ile hamiline düzenlenecek çekler, açıkça ayırt edilebilecek biçimde bastırılır. Hamiline düzenlenecek çekler için sadece bu çeklere ilişkin işlemlerin işlendiği ayrı çek hesapları açılır. Hamiline düzenlenecek çeklerde, hamiline çek defteri yapraklarının kullanılması gerekir. Çek yapraklarının üzerinde “hamiline” ibaresi matbu olarak yer alır” (Çek Kanunu md. 2, f. 6).

  32. BANKALARIN BİLDİRİM YÜKÜMLÜLÜĞÜ • Çek Kanunu md. 4’te çek hesabı veya çekle ilgili çeşitli işlemler bağlamında bankaların çeşitli bildirim yükümlülükleri belirlenmiştir • “Hamiline çek hesabı sahiplerinin açık kimlikleri, adresleri, vergi kimlik numaraları, bu hesaplardan ödeme yapılan kişilere ait bu bilgiler ile bu kişilere yapılan ödemelerin tutarları ve üzerinde vergi kimlik numarası bulunmayan çeklere ilişkin bilgiler, ilgili bankalar tarafından, dönemler itibarıyla, Gelir İdaresi Başkanlığına elektronik ortamda bildirilir. Bildirim dönemleri ve süreleri Türkiye Bankalar Birliği ve Türkiye Katılım Bankaları Birliğinin görüşleri alınarak Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından belirlenir” (Çek Kanunu md. 4, f. 1).

  33. BANKALARIN BİLDİRİM YÜKÜMLÜLÜĞÜ • “Tacir tüzel kişi veya onun faaliyetleri ile ilişkilendirilmek kaydıyla, tüzel kişinin gerçek kişi ortakları, ortakların ilgili bulunduğu veya tüzel kişinin veya ortaklarının etkisi altında bulundurduğu gerçek kişiler ile tüzel kişinin yönetim organında görev alan veya temsilcisi sıfatını taşıyan gerçek kişiler adına açılmış olan çek hesapları, tacir tüzel kişiye ait kabul edilir. Söz konusu ilişkinin varlığına yönelik emarelerin bulunması hâlinde, hesabın bulunduğu banka şubesi durumu Gelir İdaresi Başkanlığına bildirir” (Çek Kanunu md. 4, f. 2). • “Bankalar, hamiline çek defteri yaprağını kullanmadan hamiline çek düzenlendiğini tespit etmeleri hâlinde, mevcut delilleriyle birlikte durumu, tespit tarihinden itibaren en geç bir hafta içinde Cumhuriyet Başsavcılığına ve Gelir İdaresi Başkanlığına bildirmekle yükümlüdür” (Çek Kanunu md. 4, f. 3).

  34. ÇEK KEŞİDE EDEBİLMENİN KOŞULLARI • Çek düzenlenebilmesinin koşulları TTK md. 783’te belirtilmiştir. Buna göre, bir çekin düzenlenebilmesi için, muhatabın elinde, düzenleyenin emrine tahsis edilmiş bir karşılık bulunması ve düzenleyenin, bu karşılık üzerinde çek düzenlemek suretiyle tasarruf hakkına sahip olacağına dair, muhatapla düzenleyen arasında açık veya örtülü bir anlaşmanın mevcut olması gerekmektedir.

  35. Karşılık • İlk şart, muhatapta, üzerinde tasarrufa yetkili olunan bir karşılığın bulunmasıdır. Karşılık genellikle bir miktar paradan ibarettir. Bu para doğrudan doğruya düzenleyenin yatırdığı para olabileceği gibi, havale yoluyla da bankaya iletilmiş bulunabilir. • Karşılığın, bankanın, üzerinde çekle tasarruf edebilmesi için, düzenleyen lehine açtığı bir miktar krediden meydana gelmesi de mümkündür.

  36. Karşılık • Aynı şekilde, bir kredi anlaşması var olmasa dahi, bankanın sırf müşterisini karşılıksız çek düzenlemenin sonuçlarından kurtarmak amacıyla bedeli ödemesi de mümkündür. Karşılığın, çekin ödenmek üzere ibraz edildiği günde hazır bulunması yeterlidir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşü). • Karşılığın, düzenleyenin çek üzerinde numarası gösterilen hesabında bulunması gerekir. Düzenleyenin muhataptaki başka hesaplarında para bulunması karşılığın varlığının kabulü için yeterli değildir. Şu kadar ki, muhatap bankaya virman yoluyla diğer hesaplardan ödeme yapma yetkisi verilmişse yine karşılığın sağlandığı anlamına gelecektir.

  37. Karşılık • Bankada karşılığın bulunmaması çekin geçerliliğine etki etmez. Yani çek yine de geçerlidir. Çek düzenlendikten sonra çek hesabı kapatılsa yine çek geçerlidir. Karşılığın bulunması ya da bulunmaması ile çekin geçerliliği farklı hususlardır. • Çekin karşılığının çıkmaması halinde kanunda bir takım müeyyideler tatbik edilir.

  38. Çek Anlaşması • Bir bankada hesabı bulunmak, yalnız başına, bu hesap üzerine çek düzenlenmesi hakkını sağlamaz. Çek düzenleyebilmek için ayrıca, bu karşılık üzerinde çek düzenlemek suretiyle tasarruf edilebileceğinin kararlaştırılmış olması gerekir. Çek anlaşması şeklinde adlandırılan bu sözleşmeyle muhatap banka düzenleyene, kendisi üzerine düzenlediği çekleri ödemeyi vaat eder. Sözleşmenin karşı tarafı olan düzenleyen ise, muhatabın ödediği meblağları kendisine ödemeyi taahhüt eder; bu ödeme kural olarak karşılığın oluşturulması yoluyla sağlanır. Uygulamada bankalar, bir çek anlaşmasının yapılmasını, prensip olarak bir hesabın açtırılması ve bu hesaba belli bir meblağın yatırılması şartıyla kabul etmektedirler. Bu anlaşma genellikle bir cari hesabın eki olarak yapılmaktadır. Çek anlaşması yapılmamışsa düzenlenen çekin karşılığı bulunsa bile ödeme yapmaması bankayı düzenleyene karşı sorumluluk altına sokmaz.

  39. Tarafları • Çek anlaşmasının tarafları banka ile düzenleyendir (TTK md. 783). Çek anlaşması yapabilmek konusunda düzenleyende özel bir ehliyet şartı aranmaz. Fiil ehliyetine sahip herkes (MK md. 9) bu anlaşmaya taraf olabilir ve sonrasında çek düzenleyebilir. Çek anlaşmasında (muhatap) banka ise Bankacılık Kanunu hükümlerine göre belirlenir. Banka dışındaki kurumların ya da özel şahısların çek anlaşmasında taraf olmaları ve dolayısıyla düzenlenen bir çekin muhatabı olmaları mümkün değildir (TTK md. 783). • “Bankalar, çek hesabı açılması ile ilgili olarak bu Kanunla kendilerine verilen görev ve yükümlülükleri yerine getirirken, çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklı olup olmadığını bu Kanun hükümlerine göre araştırırlar; ayrıca ilgili kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterirler” (Çek Kanunu md. 2, f. 1).

  40. Kurulması ve Şekli • Çek anlaşması şekil serbestisine tabidir (TTK md. 783; TBK md. 11). Çünkü bu konuda özel bir şekil öngörülmemiştir. Genellikle banka ile düzenleyen arasında mevcut cari hesap sözleşmesine ilave olarak bu konuda yazılı bir anlaşma yapılmaktadır. Ancak, çek anlaşmasının örtülü ya da kapalı olarak meydana gelmesi de mümkündür (TTK md. 783, f. 1). • Şöyle ki, bankanın müşterisinin talebi üzerine çek defterini teslimi ile çek anlaşması açıkça kurulmuş olur. Buna karşın, banka çek defterini kendiliğinden müşteriye gönderdiği takdirde, bu bir öneri (icap) olarak kabul edilebilir ve müşterinin ise ayrıca cevap vermeden, bu defterden yararlanarak çek düzenlenmesi bankaca yapılan önerinin kabulü anlamına gelir (örtülü çek anlaşması).

  41. Hukuki Niteliği • Çek anlaşması her iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Bu sözleşmeyle güdülen amaç çekin ödenmesidir. • Çek anlaşması BK’da düzenlenen sözleşme tiplerine tam uyan veya onlardan biriyle tam olarak örtüşen bir sözleşme tipi değildir. O halde bu anlaşma BK’da yer alan bir sözleşme tipi değildir. Bu nedenle çek anlaşması kendine özgü bir sözleşme niteliği taşır. İhtiyaç halinde bu sözleşmeye BK’nun vekalete ilişkin hükümleri uygulanabilecektir (TBK md. 502 vd.).

  42. Konusu (İçeriği) • Çek anlaşmasının esas konusu, muhatabın, üzerine düzenlenen çeki ödemesi bakımından yükümlülük altına girmesine ilişkin taraflar arasındaki mutabakattır. Buna karşılık düzenleyenin muhatap tarafından ödenen meblağı ona vermesi ise çek anlaşmasının tali konuları arasında yer alır. • Çek anlaşmasıyla banka düzenleyenin hesabındaki mevcutla veya onun lehine açmış bulunduğu krediyle sınırlı olarak düzenlenen çekleri ödeme borcu altına girmektedir. Düzenleyenin muhatap üzerine çek düzenlemesi aynı zamanda mevcut cari hesapta yapılan ödeme miktarında bir borç kaydına imkan veren talimat anlamını da taşımaktadır.

  43. Konusu (İçeriği) • Çek anlaşması muhatap bankayla hamil arasında herhangi bir hukuksal ilişkinin doğmasına yol açmaz; çek anlaşması üçüncü kişi lehine bir sözleşme değildir. Çek anlaşmasıyla banka yalnızca kendi müşterisine karşı borç altına girmektedir. Bu sebepten muhatap bankanın, düzenleyenin hesabında yeterli paranın bulunmasına rağmen ödeme yapmaması TTK hükümlerine göre çek hamilinin bankaya karşı herhangi bir talepte bulunabilmesine yol açmaz. Bu durumdan dolayı banka yalnızca düzenleyene karşı sorumluluk altına girer. • Banka, hesapta hiç veya yeterli karşılık bulunmasa dahi ödeme yetkisine sahiptir.

  44. Çek Anlaşmasında Tarafların Özen Gösterme Yükümü • Çek anlaşmasında müstakbel düzenleyen ile muhatap bankanın (tarafların) bir takım tali (ikincil) borçları vardır. Örneğin, muhatabın ödemelerde; düzenleyenin ise çek defterini saklamada, çek formlarını doldururken veya çeki lehtara verirken özenli ve dikkatli davranma gibi yükümleri mevcuttur. TTK md. 801 ve md. 812 tarafların bu türden bir kısım özen gösterme borçlarını düzenlemiştir.

  45. Düzenleyenin Özen Yükümü • “Sahte ve tahrif edilmiş bir çeki ödemiş olmasından doğan zarar, muhataba aittir; meğer ki, düzenleyen olarak gösterilen kimseye, kendisine bırakılan çek defterlerini iyi saklamamış olması gibi bir kusur isnadı mümkün olsun” (TTK md. 812). • Bu hükme göre, düzenleyen kusurlu davranışından doğan zarara katlanacaktır. Bir başka deyişle, düzenleyen kendisine yasayla veya çek anlaşmasıyla yüklenen bir yükümü kusurlu olarak ihlal ettiği takdirde, sözleşmeye aykırılık nedeniyle, sahte veya tahrif edilmiş bir çekin ödenmesinden doğan zararı gidermek zorunda kalır. Düzenleyen ile muhatap arasında özel bir karar alınmış olmadıkça böyle durumlarda TTK md. 812 uygulama alanı bulur.

  46. Düzenleyenin Özen Yükümü • Düzenleyenin sorumluluğuna yol açan durumlar adı geçen maddede sınırlayıcı olarak sayılmamıştır. Nitekim “gibi” buna işaret etmektedir. Şu halde çek defterini iyi saklamamış olma sebebinden başka sebeplerle de muhatap bankanın tehlikeye düşürülmesi mümkündür. • Bu manada çekin gerekli özen ve dikkat gösterilmeksizin doldurulmuş olması; çekin lehtara verilmesinde dikkatsiz davranılması, örneğin, güvenilmeyen bir kimseye veya daha önce çekte sahtecilikten sabıkası bulunan bir kişiye, ödenecek tutarın sadece bu yerde ve rakamla gösterildiği bir çekin verilmesi; çek defterinin veya bir yaprağının kaybolduğunun bankaya bildirilmemesi; çek defterinin koçanına çekin kime verildiğini yazmamış olmak gibi haller örnek olarak sayılabilir.

  47. Düzenleyenin Özen Yükümü • Sahte veya tahrif edilmiş bir çekin ödenmesinde sorumluluk muhataba yüklenince, düzenleyen de sahteciliği veya tahrifatı kolaylaştırıcı tutumlardan kaçınmada azami dikkatli ve özenli olmalıdır. Düzenleyenin hangi olaylarda sorumluluğu taşıyacağını tespit esasen güç bir konudur. Buradaki kusur çekin sahte olarak düzenlenmesini veya tahrifine yol açan ve kolaylaştıran durumları kapsar. Hafif kusur bile düzenleyenin sorumlu tutulması için yeterli görülecektir. • Düzenleyen TBK md. 116 anlamında yardımcı şahısların fiillerinden de sorumludur.

  48. Muhatabın Kontrol Yükümü • Muhatap banka ödeme yapmadan önce çekin sahte veya tahrif edilmiş olup olmadığı ile hamilin kimliğini ve hak sahipliğini araştırma yükümü altındadır.

  49. Çekin Sahte veya Tahrif Edilmiş Olup Olmadığına İlişkin Kontrol Yükümü • Çek anlaşmasıyla muhatap banka ödeme yapmadan önce, kendisine ibraz edilen çekin imzasının gerçek ve içeriğinin tahrifata uğramadığını kontrol edeceğini taahhüt eder. Düzenleyenin imzasının gerçek olup olmadığı, bankada mevcut imza örneğiyle karşılaştırma yapılarak tespit edilir. • Bütün bu hususlarda, kendisine yüklenen dikkat ve özeni gösteren muhatap banka, eğer düzenleyene yükletilecek herhangi bir kusur hali yok ise, sahte veya tahrif edilmiş bir çekin ödenmesinden yinede sorumlu olacaktır.

  50. Çekin Sahte veya Tahrif Edilmiş Olup Olmadığına İlişkin Kontrol Yükümü • Zira TTK md. 812’deki bankanın sahte veya tahrip edilmiş çeki ödemeyle ilgili sorumluluğu bir kusur sorumluluğu değildir; kanundan kaynaklanmaktadır. O halde ne bankanın sahte veya tahrif edilmiş bir çeki ödemesinde ne de düzenleyenin kanuna aykırı bu fiilin işlenmesinde herhangi kusurlu davranışları varsa, sorumluluk neticede yine de bankada kalacaktır. Bankanın özen yükümünü yerine getirmeyerek ödemesi halinde ise (kusurluluk), durum her halde böyledir. • Hamil kötü niyetli olarak, sahte veya tahrif edilmiş çeki muhatap bankaya ibraz ederek çek bedelini tahsil ederse, bankanın bu paranın kendisine iadesini talep hakkı vardır (TBK md. 77 vd.). Hamil iyiniyetli ise hataen ödeme nedeniyle iade talebinde bulunulamayacaktır (doktrin görüşü). Sahte veya tahrif edilmiş çeki ödeyerek zarara uğrayan banka zararının giderilmesini de isteyebilir. Ödeme yapılan kimse bulunamazsa zarar muhatap bankada kalacaktır.

More Related